Gençlik yıllarımda ara sıra baş ağrılarım oluyordu. 20’li yaşlarımda bu ağrılar dayanılmaz hale geldi. Ayaklarım üşüdüğü, aç ya da susuz kaldığımda başım ön taraftan zonklamayla başlar, gittikçe şiddetlenir sonra dayanılmaz hale gelir, gözlerimde şimşekler çakar, ışıktan ve gürültüden rahatsız olurdum. İdrara çıkma ihtiyacım artardı. Ağrı genelde yarım baş ağrısı şeklinde 24 saat kadar sürerdi.
Ayakta duracak halim kalmazdı. Daha sonra mide bulantıları başlar, arka arkaya 5-6 defa kusardım. Son iki kusmukta önce yeşil, sonra kara su çıkardı. Ardından uykuya dalardım. Gecenin bir vaktinde çok acıkmış olarak uyanırdım. Kimseyi uyandırmaya kıymadan mutfağa gider, bir dilim ekmeği zeytin ve peynirle birlikte yer üzerine bir bardak su içerdim.
Ardından tekrar uykuya dalar, sabahleyin ağrılarımdan kurtulmuş olarak uyanırdım.
Gittiğim doktorlar baş ağrımın ‘migren’ olduğunu söyler hap verirlerdi.
İçtiğim hapların pek faydası olmazdı.
Nuriye Kasabası’nda öğretmenlik yaparken kasabada ev bulamamış İshak Çelebi Kasabası’na taşınmıştım. 1982-83’lü yıllarda bir cuma günü Hacırahmanlı kasabasına Cuma namazı kılmak için gitmiştim. Her Cuma Hacırahmanlı’da pazar kurulurdu.
Cuma vaktine daha en az yarım saat vardı. Vakit geçirmek için pazaryerine gittim. Bir kalabalık gözüme çarptı. O tarafa doğru yöneldim.
Vatandaşın birisi sandalyeye çıkmış, kerpetenle çekilmesi zor olan çürük dişi olanların yanına gelmesini istiyor ve gelen çürük dişleri beğenmiyordu.
Benim de iki azı dişim kırılmış kerpeten tutmayacak kadar diş etime gömülmüştü.
Diş doktoruna gitmeye korkuyordum çünkü doktorların bu kökleri çıkarmak için o zamanlar damakları yarması gerekiyordu. Çevremde bu işlemin çok acı verdiği söyleniyordu.
Gırgır olsun diye dişlerimi o kişiye gösterdim. Adam hazine bulmuş gibi bana sarıldı ve beni az önce indiği sandalyeye çıkarttı. Boyum uzun olduğu için herkes beni rahatlıkla görüyordu.
Beni sandalyeye çıkaran kişi, bağırarak toplanan gruba beni göstererek hiç acı vermeden dişlerimi çekeceğini anlatıyordu.
Yeteri kadar kalabalık toplanınca üzerinde “ badem yağı “yazan küçük bir şişe çıkardı içindeki yağı bir parça pamuğa damlattı. Ardından o pamuğu diş köklerime bastırmamı söyledi. Bu işleri yaparken reklam için bağırmaya devam ediyordu.
2-3 dakika sonra diş kökümün üstüne koyduğu pamuğu alarak dişlerimi çekerek çıkarmamı istedi. Tabi i ki bunu başaramadım. Kendisi ellerini ağzıma koyarak acı ve sızı vermeden 3 köklü iki dişimi çekip çıkardı.
Sıra badem yağı yazan ilaçları satmaya gelmişti. Kısa sürede 100’den fazla ilaç sattı. Ben de 2 şişe ilaç aldım. Adam kulağıma eğilip ilaçları almamamı söylemesine rağmen ilacı almak zorunda hissettim kendimi.
Dişçi o günkü nevalesini çıkardı. Ben de migrenden kurtuldum.
Daha sonra bir diş doktoruna olayı anlattığımda dişimin çekilerek çıkmasının sebebinin badem yağı olmadığını, daha önce pamuğa damlattığı bir tür karışım olduğunu söyledi.
Kalın sağlıcakla.