Manisa’nın Salihli ilçesinde Gediz Havzası Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma, Çevre ve Kalkınma Vakfı, yöre çiftçisinin GDO’lu ve hibrit tohumu ekimine son verip, yerel tohumlarla verimli üretim yaparak aile bütçelerine gelir sağlamaları için başlattıkları yerel tohum ve fide üretim çalışmalarının yoğun bir şekilde devam ettiği belirtildi. Deneme parsellerinde üretimi gerçekleştirilen her ürünün verim miktarını belirlemek için araştırma çalışmalarına domatesten başladıklarını belirten Gema Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu, en yüksek verimi ise pembe, iri, dilimli ve salkım domatesten aldıklarını söyledi.
Gema Vakfı Genel Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu, Salihli’ye bağlı Taytan Beldesi’nde 15 dönüm arazi üzerinde Gema Vakfı yerel Tohum ve Fide üretim Merkezini oluşturduklarını belirtti. Kilimcigöldelioğlu, “Gediz Havzası Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma, Çevre ve Kalkınma Vakfı olarak Salihli’de 4 yıldan beri yerel tohum ve fide üretimi ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Amacımız GDO’lu ve hibrit tohumu ekimine son vererek yöre çiftçisinin yerel tohumlarla verimli üretim yapıp aile bütçesine gelir sağlamasını istiyoruz. Bu nedenle Salihli’ye bağlı ve yasa gereği mahalleye dönüştürülen Taytan Beldesi’nde 15 dönüm arazi kiralayıp, yerel tohum ve fide üretim merkezini oluşturduk. Seralarımızda 90 çeşit yerel tohumdan fide üretimi yaptık. Domates (13 çeşit),Biber (12 çeşit),patlıcan (4 çeşit), Fasulye (9 çeşit) ve mısır (3 çeşit) olmak üzere yerel tohumdan üretilen fidelerin dikimini gerçekleştirdik. Deneme parsellerinde üretimi gerçekleştirilen her ürünün verim miktarını belirlemek için araştırmamıza domatesten başladık. En yüksek verimi pembe, iri, dilimli ve salkım domatesten aldık. Verimi yüksek olan domateslerin tohumlarını alıyoruz. Elde edilen domates tohumlarını geliştirip fide haline getireceğiz. Bu tohum ve fideleri tohum takas şenliklerinde yöre halkına ve üreticilerimize ücretsiz olarak dağıtacağız” dedi.
Gediz Havzası Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma, Çevre ve Kalkınma Vakfı olarak kışlık sebze deneme üretimine önümüzdeki günlerde başlayacaklarını kaydeden Kilimcigöldelioğlu, “Kışlık sebze deneme üretimi için hazırlıklara başladık. Önümüzdeki günlerde marul, lahana, kereviz, pırasa ve diğer kışlık sebzelerin ekimini yaparak yerel tohum deneme üretimini yapacağız. Ektiğimiz bu sebzelerin verim araştırmasını yapacağız. Gema Vakfı yerel tohum ve fide üretim merkezinde çalışmalarımızı her zaman yanımızda yer alan Hamza Yar, Hasan Usta ve yöre işçilerimiz ile birlikte yürütüyoruz. Ziraat Mühendisi Biyo Tarım Sahibi Özlem Türel danışmanımız olarak bize destek vermektedir” dedi.
Kilimcigöldelioğlu, “Son yıllarda önemi daha fazla anlaşılan doğal kaynakların durumu, enerji sorunu, nüfus artışı, göç, kentleşme sorunları, tarım alanlarındaki sorunlar, sağlıklı, yeterli gıda üretimi sorunu, çevre kirliliği ve doğal dengenin bozulması gibi sorunları göz önünde bulundurursak Organik Tarımın neden önemli hale geldiğini daha iyi anlamış oluruz. Organik tarım, tarımsal ilaç, suni gübre, hormon, antibiyotik ve zararlı gıda katkı maddeleri gibi uygulamaları yasaklayan, üretimden tüketime her aşaması kontrollü, doğal kaynakları en iyi şekilde kullanarak sağlıklı tarımsal ürünler üretilmesini sağlayan bir tarım sistemidir. Organik tarım; ekolojik dengenin korunması, her türlü bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretimi ile kullanılacak girdilerin organik tarım metoduna uygun olarak üretilmesi veya temini, orman ve doğal alanlardan organik tarım ilkelerine uygun olarak ürün toplanması, bu ürünlerin işlenmesi, ambalajlanması, etiketlenmesi, depolanması, taşınması, pazarlanması, kontrolü, sertifikalandırılması ve denetimini amaçlayan, çevreye ve insan sağlığına zarar vermeyen modern tarımsal üretim tekniklerini kullanmayı kabul eden, her aşaması kontrollü, kayıtlı ve sertifikalı bir üretim şeklidir. Tüm bu ifadeler ışığında Organik Tarım; kimyasal gübre ve pestisit gibi yapay dış girdileri kullanmaksızın, sürdürülebilir verimliliğe dayalı, çevreye ve insan sağlığına zarar vermeden, toprak verimliliğini ve gıda güvenliğini esas alan üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve kayıtlı olan sertifikalı bir üretim şeklidir” dedi.