Ramazan-5

RAMAZAN VE ORUÇ
Hazırlayan: Ali ALTINDAĞ ( Salihli İlçe Vaizi )

Günün Ayeti: Kaf Suresi: 27. Ayet,

(Onun dünyadaki) arkadaşı (olan şeytan şöyle) der: “- Ey Rabbimiz! Onu, ben azdırmadım; fakat kendisi uzak bir sapıklık içinde idi.”.

Günün Hadisi:

‘’ Allah’ım! İşlediğim günahların şerrinden sana sığınırım. Bana lutfettiğin nimetleri itiraf ediyorum. Günahlarımı da itiraf ediyorum. Beni affet, çünkü günahları ancak sen affedersin.’’
( Hadisi Şerif, Buhari, Deavat, 2, 15.)

Günün Duası:

‘’Allah’ım! Senden yardım isteriz, günahlarımızı bağışlamanı isteriz, Sana inanırız, Seni bütün hayırlar ile sena ederiz. Seni inkar edenleri reddeder, onlardan alakamızı keseriz.’’

Günün Fetvası:

Oruç tutmaya gücü yetmeyenler ne yapmalı?

Senenin hiçbir mevsiminde oruç tutamayacak kadar yaşlı olan (pîr-i fâni) kimselerin, maddî durumları uygunsa Ramazan’ın her bir günü için bir fakire fidye (yani bir fitre) vermeleri gerekir. İyileşme umudu olmayan hasta da bu hükme tâbidir (el-Bakara, 2/184).
Fidye verecek gücü olmayanlar ise fidyeden sorumlu olmazlar (İbn Kudâme, el-Muğnî, 3/38). Ancak kasten tutmadıkları oruçların uhrevî sorumluluğunu taşırlar. Bu durumda olanların yapabileceği Cenâb-ı Hak’tan bağışlanma dilemektir.

Günün makalesi:

KUR’AN AYI RAMAZAN  (Ali ALTINDAĞ /  Salihli İlçe Vaizi)
Hoş geldin ey Şehr-i Ramazan, Hoş geldin Kur’an ayı. Hoş geldin mağfiret ayı. Hoş geldin bereket ayı. Hoş geldin En Güzele Peygamberliğin geldiği ay. Hoş geldin gözümüzün nuru, gönlümüzün süruru. Hoş geldin bedenimize şifa olan oruç ayı. Hoş geldin ruhumuza esenlikler veren kutlu ay. Hoş geldin şeytanların zincire vurulduğu, cehennem kapılarının kapandığı, cennet kapılarının açıldığı ay.
Ramazanın ayını değerli kılan, on bir ayın sultanı yapan Kur’an’ı Kerimin bu ayda  indirilmiş olmasıdır. İndirildiği Kadir Gecesi bin aydan, seksen yıllık ömürden daha kıymetlidir.  Kuran-ı Kerimde Kadir Süresinde şöyle buyrulmaktadır.
إنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ {} وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ {} لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ {} تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ  وَالرُّوحُفِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ {} سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ {}
“Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadir, 1-5)

Kur’an insanların kurtulması için gönderilmiş, kıyamete kadar geçerli son ilahi kitaptır. Hakkı-batıldan, doğruyu-yanlıştan, dostu-düşmandan ayıran tek hak ve hakikat kitabıdır. 
‘’Ramazan ayı, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği aydır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin.’’ (Bakara, 185)
Kur’an’ı Kerimin muhatabı tüm insanlardır. Gayesi  tüm  insanların dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamaktır. Dünya ve ahirette mutlu olmak isteyen K. Kerim’i  anlayarak okumalı, anladığını hayatında yaşamalı, yani emirlerini yapmalı, yasaklarından kaçmalı-uzak durmalıdır. Bu konuda Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: 
‘’(Bu Kur’an) Ayetlerini düşünüp anlasınlar ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye, sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. (  Sad, 29  )
Ku’an-ı Kerimi okumaktan maksat onu anlamak, anlamaktan maksat da onun hükümleri ile amel etmek ve onun gösterdiği yoldan yürümektir. Milli  şairimiz M.Akif  bu konuda şöyle demektedir :
‘Ya açar Nazm-ı  Celil’in bakarız yaprağına ,  Yahut  üfler geçeriz bir ölünün toprağına, 
İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin,  Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için.’

Rabbimiz bize değer vermiş ve bize seslenmiştir. Kur’an’a  kulak  verenler  Allah’ın samimi kullarıdır. Kur-an’ı  okumak, dinlemek, onunla amel etmek  Allah’a itaattir ve ibadettir . Namazımız geçerli olacak kadar Kur’an’dan  sure ve ayetler ezberlemek her  Müslümana  farz-ı  ayındır. Kur-an’ı  ezberlemek ve öğretmek ise farz-ı  kifayedir. Sevgili peygamberimiz (s.a.v) ‘Sizin en hayırlınız Kur-an’ı  öğrenen ve öğretenlerdir ‘  buyurmaktadır . 
         

Kur’an insanları karanlıklardan aydınlığa çıkaran, sımsıkı sarılanların birlik ve beraberliğini sağlayan ve dosdoğru yola götüren  Allah’ın kopmaz ipidir. 
         

İçinde inmiş olan ayı on bir ayın sultanı yapan, içinde inmiş olduğu günü bin aydan hayırlı yapan Kur’an-ı Kerim, yaşamında ve hayatında kendisinde yer veren  insanı  insanlar içinde kıymetli yapar, hayırlı yapar,  nurlandırır, ışıldatır. Hayıtımıza anlam, gönlümüze neşe katar. Dünya ve ahirette mutlu eder.  ‘’Takvâ sahipleri için bir hidayet ve bir öğüttür.’’  Dileyen Rabbine giden yolu tutar , dileyen de dalaleti ve sapıklığı seçer .
Kuran;  Bize Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.
         

Kuran okumak ibadettir. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in müjdesiyle okuyan için her bir harfine on sevap verilecektir.  “Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” 
          

Kuran okumak şefaattir. Alemlere Rahmet olarak gelen Hz. Fahri Kainat şöyle buyurmaktadır.  “Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir”
         

Kur’an ayı Ramazan’da  kendisine gönlümüzü, aklımızı açacağımız ve hayatımıza mutlaka aktarmamız gereken ilahi mesaj Kur’an-ı Kerimdir. Dünyamızı da, ahretimizi de hayıra ulaştırmak için yegâne kılavuz Kur’an-ı Kerim’dir. Gerçek hidayet rehberi, iyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı, günahla sevabı birbirinden ayıran Furkan Kur’an-ı Kerim’dir. Kur’an’sız Ramazan olmaz. Kur’an-ı Kerimin hayata aktarılmadığı bir Ramazan eksiktir.
Gönül Dünyamızı, akıl dünyamızı, bedenimizi, ruhumuzu güzelleştirecek, nefsimizi tezkiye edecek, bizi şeytanın vesveselerine karşı koruyacak olan Kur’an-ı Kerime sımsıkı yapışmak müminin en temel görevidir. 
Kur’an gelmeden önce insanların hali perişan idi. Kur’an Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.) ile gönderilmeye başlayınca insanların hayatları değişti, güzelleşti. Yüce Rabbimiz ayette şöyle buyurmaktadır.
“Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişilerdiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.” ( Al’i İmran, 103)
Kur’anı- Kerim hayatımızda olmaz ise ayette bildirilen uçurumların kenarlarında olunabilir. Allah-u Teâlâ’nın nimetiyle birleşen kalpler ve nihayetinde kardeş olanlar Kur’an olmazsa yeniden ayrılığa düşebilir. Bu sebeple ayetin sırrına mazhar olmak için Kur’an’a ve İslam’a sımsıkı sarılalım. Sarılalım ki, kardeşliğimiz pekişsin. Sarılalım ki, yanlışlıklara düşmeyelim. Sarılalım ki, Yaratanımız ve yaratılanlar bizden razı olsun. Dünyamız ve ahiretimiz bayram olsun. 
Dünya ve ahiret huzurumuz Kur’an’dadır.  “Doğrusu bu Kur’an en doğru yola hidâyet eden ve yararlı işler yapan mü’minlere büyük ecir olduğunu, ahirette inanmayanlara yakıcı azap hazırladığımızı müjdeler.” (İsra, 9) 
Kim Kur’an’ı okur-ezberler, helalini helal, haramını haram kabul ederse, bu sebeple Allah onu cennete koyar ve hepsi cehennemlik olan yakınlarından on kişiye şefaat yetkisi verir.
‘’Kur’an’ı okuyunuz. Çünkü Kur’an okuyucularına kıyamet gününde şefaatçi olarak gelecektir.’’ (Terğib ve Terhib, 3/267)
‘’Kur’an okuyan mü’min , kokusu hoş ve tadı güzel portakal gibidir. Kur’an’ı okumayan mü’min de tadı güzel  olup kokusu olmayan kuru hurma gibidir.’’ Terğib ve Terhib, 3/273)
Peygamber sav, efendimiz veda hutbesinde, ‘’ Size iki emanet bırakıyorum, onlara sıkı sıkıya sarılırsanız hiçbir zaman yolunuzu şaşırmazsınız. Bunlar; Kur’an ve sünnetimdir.’’buyurmaktadır. 
‘’ Herhangi bir topluluk Allah’ın evlerinden birinde toplanır, K.Kerim’i okurlar ve aralarında müzakere ederlerse mutlaka üzerlerine sekinet iner, Allah’ın rahmeti ononları kaplar, melekler kendilerini kuşatır ve Allah onları kendi katındakiler içerinde anar.’’
Biz de Kur’an’a koşalım, Kur’an’la coşalım. Kalplerimizi Kur’an’la diriltelim. Allah’ın kopmaz ipine tutunalım, Kur’an’la nurlanarak razı olduğu bir halde Hakk’a varalım. 
Allah’ım! Kur’an’a karşı ilgimizi artır, O’nu gözümüzün nuru, gönlümüzün şifası, keder ve üzüntümüzün ilacı kıl. Allah’ım! Dilimi Kur’an ile süsle, yüzümü Kur’an’la güzelleştir. Bedenimi onunla kuvvetlendir. Ruhumu onunla diri tut. Mizanımı onunla ağırlaştır. Gece ve gündüz sana itaat için Kur’an okumaya beni muvaffak kıl. Beni, Hz. Muhammed sav, ve O’nun ehli beytiyle haşret. Amin. Hayırlı Ramazanlar!.