Ramazan-17
SOSYAL MEDYA VE MAHREMİYET
Günün Ayeti;
‘’ Allah Adem’ e bütün isimleri öğretti ’’ (Bakara 2/31 )
‘’ De ki Ey Rabbim ilmimi artır ’’ (Taha114 )
Günün Hadisi;
‘’ Her duyduğunu söylemesi kişiye Yalan olarak yeter’’ (Müslim,Mukaddime5)
Günün Duası;
Hiç şüphesiz en sürâtli kabul edilen dua, bir mü’minin bir mü’mine gıyabında yaptığı duadır. (Hadis-i Şerif – Ebû Davud, Salât, 364; Buhârî, Edebü’l-Müfred, 623)
Bir Soru Bir Cevap
Koruyucu Aile Olmanın Hükmü;
İslam’ın ilk yıllarında eski geleneğin devamı olarak bir süre muhafaza edilen evlatlık kurumu, Medine döneminde nazil olan “Allah, evlatlıklarınızı öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır.” (el-Ahzab, 33/4) mealindeki ayetle kaldırılmış, ardından gelen ayette de evlatlıkların evlat edinenlere değil asıl babalarına nispet edilmesi emredilmiştir. Buna göre dinimizde kimsesiz çocukların bakım ve gözetilmesi tavsiye edilmiş olmakla birlikte ‘hukuki sonuçlar doğuran bir evlatlık müessesesi’ kabul edilmiş değildir. Bunun tabii bir sonucu olarak evlatlığın nesebi, evlat edinene bağlanmaz, aralarında mahremiyet meydana gelmez ve mirasçılık ilişkisi doğmaz. Bununla birlikte evlatlık kurumu zaman zaman ‘koruyucu aile’ tarzında varlığını sürdürmüştür. İslam’ın evlatlık müessesesini kaldırması, yetim, öksüz ve kimsesiz çocuklarla ilgilenilmeyeceği anlamına gelmez. Çünkü İslam’a göre himayeye muhtaç çocuklara bakmak, onları beslemek, büyütmek büyük sevaptır ve bir insanlık ödevidir. Hz. Peygamber (s.a.s.), işaret ve orta parmağını göstererek “Ben ve yetimi himaye eden kimse cennette şöylece beraber bulunacağız.” (Buhari, Edeb, 24 [6005]; Müslim, Zühd, 42 [2983]) buyurmuştur. Bu itibarla, sevgiye, şefkate ve korumaya muhtaç kimsesiz çocuklar, kendilerine yardım eli uzatılarak, ailelerin yanında veya çocuk yuvalarında himaye edilmeli; eğitilip, sanat ve meslek sahibi yapılarak topluma kazandırılmalıdır. Fakat bunu yapmak için hiçbir kimsenin, çocuğun kendi soy kütüğü ile ilişkisini kesmeye, ona öz ana babasını unutturmaya hakkı olmadığı gibi onu kanuni mirasçıları arasına katması ve aile içi tesettür ve mahremiyet bakımından kendisine öz evlat gibi davranması da doğru değildir. Bunun yerine İslam’ın tavsiyesi; onu koruma altına almak, bakmak, büyütmek, maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamak, hukuk ve helal-haram kuralları bakımından ona öz çocuk gibi değil, bir din kardeşi gibi muamele etmektir.
Sosyal Medyada Mahremiyet
Mahremiyet, gizlilik demektir. Kişinin özel alanı, bireyin iradesi dışında paylaşıma açık olmayan alandır. Mahremiyetin olduğu yerde sınır vardır ifşa edilmeye kapalıdır. Mahremiyet hem yakınlık hem de yasak manasını içerir.
Sosyal medya kendi kurallarıyla geliyor ve dayatıyor. Toplumsal kurallarla çatışma olsa da popüler olan baskın oluyor. Görünür olma gayreti toplumsal kuralların aşınmasında ciddi bir etken olmaktadır.
Sosyal medya aracılığı ile kişinin düşüncelerini, sosyal faaliyet ve fotoğraflarını başkalarıyla paylaşmada sınırların zorlanması, dijital ortamlarda mahremiyet konusunu tartışılır hale getirdi. Bazen olduğundan farklı, gerçeklikten koparak görünme gayreti kişilik problemleriyle birlikte tartışmalara konu olundu.
İnsanların bilgi aktarımı ve iletişimini kolaylaştırarak, tecrübe ve deneyimlerin aktarımı ile sosyal hayata katkı sunacak olan dijital mecra, bireyin ve toplumun ciddi değişimlerine sebep oldu. Bireyleri aileyi ve toplumu şekillendirmeye yöneldi.
Mahremiyet anlayışında farklı değerlendirmeler olmaya başladı. Mahremiyet sınırlarımızdaki temel referansımızı korumada başarısız olmaya başladık. Yapılan paylaşımların başkaları tarafından takip ve beğeniliyor olması önceliğimiz olmaya başladı.
Evimizi açmadığımız belki de hiç açmayacağımız kişilere sosyal medya aracılığı ile mahrem alanlarımızı, özel günlerimizi ve evlerimizi açtık.
Görünür olma gayreti ibadet ve dualarımıza müdahil olmaya başladı. İftar sofrasında yapmadığımız duayı sosyal mecralarda yapmak tabii bir hal aldı. Kültürümüzü etkileyen sosyal mecralar dini değerlerimizi de etkilemeye başladı.
Dijital ortamda müslümanın tavrının nasıl olması hususu internet fıkhı gözardı edilmemelidir. Her bir müslüman için helal haram prensiplerinin elbette sanal alemde de geçerliliği devam etmektedir.
Şahsi ailevi ve toplumsal sınırları, mahremiyeti gözardı etmeden dijital ortamdan yararlanmak elbette mümkündür ve birçok kişi başarmaktadır. Dijital ortamlardaki varlığımızı temel değerlerimizi örselemeden Mahremiyetimizi zedelemeden sürdürmek önceliğimiz olamalıdır.
Ali EFE
Yunusemre Müftüsü
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.