Tarih: 26.10.2016 13:01

Özgür Özel: “Darbenin Panzehiri Hukuktur, Demokrasidir”

Facebook Twitter Linked-in

O GECE KİMSENİN AKLINDAN ÖLÜM KORKUSU GEÇMEDİ

CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel TBMM’de yaptığı konuşmada darbenin panzehirinin kukuk ve demokrasi olduğunu söyledi. Özel;   “Bu Meclis 15 Temmuzda kapalıyken siyasi partiler geldiler, Meclisi açtılar, darbeye karşı koydukları net ve tavizsiz tavırla açıkça kendilerini burada hedef ettiler ve daha sonradan görüyoruz ki belki birkaç saliselik farklarla, o gün burada bulunan 94 milletvekili ölümün kıyısından döndü. Ama kimsenin aklından o gece ölüm korkusu geçmiyordu, darbecilere karşı direnmek, Türkiye'yi, demokrasiyi ve en önemlisi, millî iradenin tecelligâhı bu Meclisi, Türkiye Büyük Millet Meclisini ve parlamenter sistemi savunmak geçiyordu.”
YENİKAPI DEMEK, MUHALEFET PARTİSİNİN İKTİDARA VERDİĞİ AÇIK ÇEK DEMEK DEĞİLDİR

“15 Temmuza nasıl geldiğimizi görmezsek bir daha 15 Temmuzların nasıl yaşanmayacağıyla ilgili söyleyeceklerimizin hiçbirisinin bir değeri olmaz. Bugün darbeyle mücadele ederken Cumhuriyet Halk Partisinin temel yaklaşımı şu: Yenikapı demek, muhalefet partilerinin gidip iktidar partisine verdikleri bir açık çek demek değil. Bir boş senet imzalamadı kimse veya bir A4 kâğıdın altına imza atıp da bundan sonra siyasi hayatımız boyunca üstünü doldurursunuz, biz de buna katlanırız demedik sizlere. Yenikapı'da 12 maddelik bir manifesto okuduk. Bugün o 12 maddeyi okuduğunuzda, yerli yabancı herkesin, demokrasi konusunda kafa yormuş, hukuk devletine inanan herkesin o demokrasi manifestosunun özüne ve lafzına itiraz edecek hiçbir şeyi yok. Ama bugün Türkiye'de darbeyle mücadelede nerede yanlış yapılıyor derseniz madde madde okuyun, o gün ne önerdiysek bugün hayata geçirilmediği için Türkiye'yi uluslararası camiada, Türkiye'de, hatta ve hatta bu Meclis nezdinde sıkıntıya sokan tüm uygulamalara karşı Yenikapı'da, bunu sakın yapmayın, bu mücadeleyi böyle yaparsak olur diye söylemiştik.”

DARBENİN PANZEHİRİ HUKUKTUR, DEMOKRASİDİR

“Darbenin panzehri hukuktur, darbenin panzehri demokrasidir. Aynı zamanda, bir sonraki darbenin aşısı da, darbeye karşı ülkeyi aşılayacaksanız ve böyle bir mikropla, hastalıkla karşı karşıya kalmayacaksanız o da hukuktur, o da demokrasidir sonuçta. Şunu çok net olarak görmek gerekiyor: Eğer hukukun dışına çıkarsanız, mağdurlar üretirseniz bu en çok darbecilerin işine yarar. Ne kadar çok mağdur, ne kadar çok suçsuz insanın suçluymuş gibi muamele görmesi puslu havada araya karışma ihtimali olan o kadar çok darbeci demektir. Vicdanları sızlatacak hiçbir şey yapmamanız lazım. Biraz önce çok etkin örnekler söylendi, her birimiz her yerde yaşıyoruz. Polis kocası görevden uzaklaştırıldı diye veya tutuklu olduğu için sekiz aylık hamile eşin önce lojman boşaltmak zorunda kalması, ardından o hâliyle lojman taşımaya çalışırken hastanelik olup erken doğum tehlikesi, ertesi gün 'Sosyal güvenceniz kalmamış, para yatırmazsanız hastaneden çıkın.' Suçun şahsiliği ilkesiyle, vicdanla, ahlakla, dinle, hiçbir şeyle bağdaşmayacak, ne hukuken ne diğer yönlerden savunulabilecek bir durum. Bakın, o kadının kocası darbeci olabilir. Ben onun sonsuza kadar cezalandırılmasını isterim ama o kadının o hâlini gören tüm komşularının aklında ve vicdanında oluşturduğunuz duygu durumu darbecilerin kendilerini saklamak istedikleri bir sipere dönüşüyor. Bütün mesele bu. Yoksa 'mağdur... mağdur...' demekle Cumhuriyet Halk Partisi 'mağdur' deyip oy mu topladığını sanıyor, böyle mi bir şey iddia ediyoruz? Size 'Bunu yapmayın.' diyerek aslında size altın değerinde ve sahada ölçtüğümüz bir tüyoyu veriyoruz. Bunu görmek lazım, bunu konuşmak lazım.”

TAŞERON İLİŞKİSİ İÇİNDE OLDUĞUNUZ ÖRGÜTE BUGÜNE KADAR KOVUŞTURMA BİLE AÇMADINIZ

 “ Sayın Bakan, F16'yı bindirdiğiniz pilotun, eline neşter verdiğiniz doktorun, sırtına cübbe geçirdiğiniz hâkimin, savcının veya minbere çıkardığınız imamın okul öncesi eğitimden bütün eğitimi ve meslek hayatı boyunca alacağı tamamlayıcı meslek içi eğitimlere kadar, bunlardan eminseniz geceleri rahat uyuyabiliriz, bir daha hiçbir F16 eğitim dışında alçak uçuş yapamaz Ankara semalarında, hiçbir doktor elindeki yetkiyi sahte çürük raporuyla bu ordunun şerefli subaylarını diskalifiye edip yerine darbeci yerleşsin diye yapmaz veya hiçbirisi 'harddisk'lere konmuş, okyanus ötesinden gelen o bilgileri alıp da savunmayı bile dinlemeden karar kısmına geçmez mahkemelerde. Bunların hepsini yaşadık ama bunların hiçbir tanesi 17-25 Aralıktan sonra başlamadı. 'Bu örgüt suç örgütüne ne zaman dönüştü?' derseniz, aslında hep suç örgütüydü. Biz 17-25 Aralıktan değil on yedi yirmi beş senedir bu adamların ülkeye nasıl bela olmak üzere olduklarından ve yarattıkları mağduriyetlerden şikâyet ediyoruz. On yedi yirmi beş senedir, belki otuz beş senedir bu duruma dikkat çekiyoruz. Bugüne kadar bir suç örgütüyle mücadele ederken o suç örgütünün Türkiye siyasetinde iz bıraktığını iddia ettiğiniz en önemli eylemlerinden birisine bir kovuşturma açmamış olmanız ve tutuklamaların darbeden sonra gerçekleşiyor olması sizin aslında 14 Temmuzla 16 Temmuz arasında nasıl farklı olduğunuzu gösteriyor.15 Temmuz, o geceye kadar ondan önce 'Yaptık maptık.' dediklerinizin hepsi sadece ve sadece eski üst işveren taşeron ilişkisi içinde -kim üstteydi onu ben bilmem- götürdüğünüz bir ilişkinin bir tahrikte bölüşüm ilkelerindeki sıkıntılar, birbirinizin nasırına basmanız ve paylaşımdaki sorunların ortaya kirli çamaşırları dökmesinden sonra 'Ben bu tarihi milat aldım.' derseniz inandırıcılığınız olmaz.  Ama şunu bilmeniz lazım Sayın Bakan. O pilota, o imama, o aklınıza gelebilecek, darbeye karışabilecek hangi bir kamu görevlisine etkin, bilimsel, çağdaş, laik devletin sunumunda veya tam kontrolünde bir eğitim verirseniz yani o imam kendi cemaatinin değil de dinin gereklerini anlatacak eğitimi devletten alırsa, o pilot hafta sonu çıktığında bilmem ne tarikatının ışık evlerine gitmezse, o doktor akşamları devletin yaptığı yurtlarda yatabiliyorsa, -'Üniversite yapacak paramız var, yurdu yapacak paramız yok.' demeyin, on birde 1 oranında maliyetleri- ve bugün bir cemaatten ağzınız yanmışsa ama oradan boşalan kadroları bir cemaatler koalisyonu gibi algılanan devriiktidarınızda başka cemaatlere jest yapıp kendi iktidarınızı oradan pekiştiriyorsanız o zaman inandırıcılığınız kalmaz' dedi.

HABER MERKEZİ




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —