Tarih: 18.11.2020 18:44
ÖĞRETMENLER UZAKTAN EĞİTİMDE MESLEKİ DOYUM ALAMIYOR
Türk Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı Mustafa Atalay, Genel Merkez tarafından Hazırlanan Salgın Sürecinde Eğitimde Karşılaşılan Sorunlar Anketinin sonuçlarını değerlendirdi. Türk Eğitim-Sen’in 13 Ekim-03 Kasım 2020 tarihleri arasında internet üzerinden gerçekleştirdiği anket çalışmasına 1 bin 352 kişi katıldı. Ankete katılanların yüzde 86’sı öğretmen, yüzde 14’ü okul idarecisi. Ankete katılanların yüzde 2,2’si okul öncesinde, yüzde 33,6’sı ilkokulda, yüzde 28.5’i ortaokulda, yüzde 35,7’si lisede görev yaparken, yüzde 45,3’ü il merkezinde, 42,7’si ilçede, yüzde 3,9’u belde/kasabada, Yüzde 8,1’i köyde görev yapıyor.
Bu çalışmanın amacından bahseden Başkan Atalay, “Salgın sürecinde eğitim sistemimizin mevcut durumunu, öğretmen, öğrenci, yönetim ve aile boyutlarında karşılaşılan sorunları ele almak ve son olarak öğretmenlerin süreçle ilgili beklenti, görüş ve önerilerini ortaya koymaktı. Korona Virüs Salgını yüzünden bu yılki eğitim öğretim yılına 31 Ağustosta uzaktan eğitimle başlanılmış, 21 Eylülden itibaren de ana sınıfları ve ilkokul birinci sınıflarda yüz yüze eğitime geçilmiştir. Bu salgın sürecinde öğretmenlerimizin çoğu vefa destek gruplarında, filyasyon, mahalle denetleme ve cuma heyeti gibi ekiplerde gönüllü veya zorunlu olarak görev aldı, büyük bir özveri ile çalışmalar yürüttü. Ancak öğretmenlerin asıl görevi eğitim-öğretimdir ve bu eğitim öğretim sürecini en sağlıklı ve verimli biçimde yürütmektir. Ama maalesef, okulların açılmasına, uzaktan ve yüz yüze eğitimin başlamasına rağmen hala eğitimcilerin filyasyon ve mahalle denetle ekiplerinde görevlendirildikleri görülmektedir. Bununla ilgili genelge yayınlanmasına rağmen bazı il ve ilçelerde hala bu tür görevler öğretmenlere resen verilmektedir. Mülki amirlerden beklentimiz, öğretmenlerimizin asıl görevlerine, işlerine odaklanmalarının sağlanmasıdır. Mülki amirlerden beklentimiz, eğitim-öğretim faaliyetlerini aksatacak şekilde öğretmenlere görev verilmemesidir.
Koronavirüs salgını nedeniyle birçok ülkede okulları kapatmak zorunda kaldığını ifade eden Atalay, “UNESCO'nun en son rakamlarına göre dünyadaki kayıtlı öğrencilerin yüzde 60'ından fazlası okulların kapalı kalmasından etkilenmiş. Korona Virüs Salgınından dolayı birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de eğitim öğretime 16 Mart’tan itibaren ara verilmiş ve geride bıraktığımız eğitim-öğretim yılı, uzaktan öğretim yoluyla tamamlanmıştır. Bu süreçte, eğitimle ilgili karar vericiler ikileme düşmüştür. Korona Virüs Salgını sürecinde eğitimle ilgili karar vericilerin çocukların/gençlerin sağlığı ile geleceği arasında yaşadıkları ikilem belki de gündemi en çok meşgul eden konuların arasında yer almıştır. Bir taraftan çocukları/gençleri salgından koruma düşüncesi, diğer yandan daha çok zaman kaybetmeden öğrenme süreçlerine kavuşturma olarak iki görüş ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun da önerileri doğrultusunda 21 Eylül’de okul öncesi ve ilkokulların birinci sınıfını kademeli ve seyreltilmiş olarak yüz yüze eğitime başlatma kararı aldı. Devamında ise 5 Ekim’de meslek liselerinin mesleki ve uygulamalı dersleri, 12 Ekim’de ilkokulların tüm sınıfları ile 8. ve 12. sınıflar, 2 Kasım tarihinde de 5. ve 9. sınıflarda yüz yüze eğitimin başlanması kararı alındı. Bu noktada Türk Eğitim-Sen olarak “Salgın Sürecinde Eğitim Sisteminde Karşılaşılan Sorunlar ve Beklentiler” konulu bir anket çalışması gerçekleştirdik. Gerek uzaktan gerekse yüz yüze eğitim sürecini değerlendirdiğimiz anket çalışmasında, alanında uzman akademisyenlerimiz görev aldı” dedi.
Öğretmenler in yüzde 71’i uzaktan eğitim süreçlerinde mesleki yetkinlik anlamında genel olarak kendilerini yeterli görüyor. Öğretmenler, kendilerini uzaktan eğitim süreçleri ile ilgili mesleki yetkinlik anlamında yüzde 38’i “çok yeterli”; yüzde 33’ü “yeterli”; yüzde 21’i “kararsız” ve yüzde 6’sı “yetersiz”, yüzde 2’si de “çok yetersiz” görüyor. Öğretmenler uzaktan eğitimde içerik hazırlama konusunda tam yeterli değillerdir. Öğretmenler kendilerini, uzaktan eğitim araçlarını kullanma, sınıf yönetimi, zaman yönetimi anlamında “yeterli” düzey olarak tanımlarken, içerik hazırlama konusunda tam yeterli olmadıklarını belirtmektedirler. Öğretmenlerin uzaktan eğitimde içerik hazırlama konusunda eğitim ihtiyacı içinde oldukları söylenebilir. Dijital içerik hazırlama konusunda temel eğitimler verilebilir.
Uzaktan eğitimde en çok kullanılan platform yüzde 40 EBA, yüzde 39 Zoom, yüzde16 WhatsApp’tır. Diğer (Adobe Conncet, Facebook, Google Meet, Teams v.b.) cevabı verenlerin oranı yüzde 5’tir. Öğretmenler, salgın döneminde uzaktan eğitim aracı olarak en çok tablet yüzde 34, Bilgisayar yüzde 34 ve cep telefonu yüzde 31 kullandı. Öğretmenler tarafından öğrencilerle iletişimde en çok WhatsApp uygulaması kullanılıyor. Öğretmenlerin yüzde 46’sı WhatsApp, yüzde 33’ü cep telefonu ve yüzde 17’si SMS, yüzde 3’ü e-posta kullanıyor. Bu soruya diğer cevabı verenlerin oranı yüzde 1’dir. Öğretmenlere göre uzaktan eğitim sürecinde çok sayıda sorun bulunuyor ve bu sorunlarla yüksek düzeyde karşılaşılıyor. Bağlantı kopması vb. nedenlerle yaşanan teknik aksaklıklar, Öğrencilerin derse devam zorunluluğunun olmaması, İnternet erişimi sıkıntısı, EBA’daki eksiklik ve aksaklıklar, Ödevlendirmenin ve ödev takibinin nitelikli olmaması, Tam anlamıyla ölçme-değerlendirme yapılamaması şeklinde sorunlar bulunuyor. Yine geleneksel yöntemlerin uzaktan eğitimde yetersiz kalması, iş yükünün artmış olması, bazı derslerde çevirim içi içerik yetersizliği, öğretim programlarının uzaktan eğitime uygun olmaması, teknolojik donanım yetersizliği, dijital araçların yetersizliği, teknolojik okur yazarlık düzeyinin düşük olması da uzaktan eğitim sürecinde en çok karşılaşılan önemli sorunlar olarak belirlendi. Öğretmenler uzaktan eğitim süreçlerinde mesleki doyum alamamakta. Kadın öğretmenlerin yüzde 68’i, erkek öğretmenlerin ise yüzde 66’sı uzaktan eğitimden mesleki doyum alamadıklarını ifade etmişlerdir. Öğretmenlerin yaş grupları açısından mesleki doyum alamamalarında farklılık görülüyor. Tüm yaş gruplarında öğretmenlerin yaklaşık yüzde 65’inin mesleki doyum alamadığı ortaya çıkmıştır. Öğretmenler uzaktan eğitim süreçlerinin verimli olduğunu düşünmüyorlar. Öğretmenlerin yüzde 56,4’ü uzaktan eğitim süreçlerinde yüz yüze eğitimdeki verimi alamadıklarını belirtirken, yüzde 36,2’si kısmen verim aldığını belirtiyor. Etkili verim aldığını belirtenlerin oranı ise yüzde 7,3’tür. Öğrenciler uzaktan eğitimde derslere tam olarak devam etmemektedirler. Öğretmenlerin yüzde 31’i uzaktan eğitimde derslere öğrenci katılımının yüzde 25’den az olduğunu; yüzde 31,1’i katılımın yüzde 25-50 arası; yüzde 21,4’ü katılımın yüzde 51-75 arası ve yüzde 15,2’si de katılımın yüzde 75-100 arası olduğunu belirtmektedir. “Kimse katılmıyor” diyenlerin oranı yüzde 1,3’tür. Öğrencilerin derslere tam olarak katılımın düşük olduğu görülüyor. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu (yüzde 63,4) uzaktan eğitime öğrenci katılımının yüzde 50’nin altında olduğunu ifade ettiler. Öğretmenlerin yaşadıkları evde aynı anda birçok kişi uzaktan eğitim alıyor. Aynı evde bir kişinin eğitim alma oranı yüzde 25; iki kişinin eğitim alma oranı yüzde 34; üç kişinin eğitim alma oranı yüzde 27 ve dört kişinin eğitim alma oranı yüzde 14 olarak belirlendi. Aynı evde genellikle bir kişi eğitim veriyor. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu (yüzde 93’ü) evde bir kişinin eğitim verdiğini belirtti. Öğrencilerin yaşadığı en önemli sorun internet kotasının yetmemesi (EBA dışıplatform kullanıldığında), derslerin çakışması ve donanıma sahip olmamadır. Evde dikkati dağıtıcı uyarıcıların olması, ders saatlerinin sürekli değişmesinden dolayı derslerin takip edilememesi ve öğretmenlerin yaşadıkları aksaklıklardan dolayı derslerin yapılamaması da öğrencilerin en çok ve sıklıkla karşılaştıkları sorunlardır.
Aileler uzaktan eğitimi zorunlu olarak görmemekte. Uzaktan eğitimde aile boyutunda birçok sorunun yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Ailelerin ilgisiz tutumu, uzaktan eğitimi zorunlu bir süreç olarak algılamamaları; uzaktan eğitim süreçlerinden yüz yüze eğitimdeki başarı ve verimi beklemeleri; ailelerin uzaktan eğitim süreçleri hakkında yeterlik düzeylerinin düşük olması; çalışan ebeveynlerin yeterli desteği vermemesi ve ailelerin teknolojiden uzak olması aile boyutunda diğer sorunlardır. Uzaktan eğitim süreci hakkında belirsizliklerin olması yönetimsel anlamda en önemli sorunlardandır. Uzaktan eğitim süreçlerinin en olumsuz etkisi eğitimde fırsat eşitsizliğini artırmasıdır. Öğrencilerin daha çok dijital bağımlı olması, ekrana uzun süre bakmaktan dolayı öğrencilerde “görme bozukluğu”, “öğrenme kayıpları” oluşması, davranış bozuklukları ortaya çıkması ve küçük kas becerilerinin gelişememesi gibi sorunlar çok ciddi düzeyde ve sıklıkla karşılaşılabilecek önemli olumsuz etkiler olarak ifade edildiği görülmüştür.
Ankette salgın sürecinde yüz yüze eğitimin kademeli olarak başladığı ilk sürece yönelik mevcut durum ve sorunlar da belirlendi. Ankete katılanların yüzde 79’u okulda yüz yüze eğitim yaparken yüzde 21’i yüz yüze eğitim yapmadığını belirtti. Öğrencilerin salgın döneminde derslere yüz yüze katılımı, online katılımdan daha fazladır. Öğretmenlerin yüzde 52,3’ü, yüz yüze eğitimde öğrencilerin derslere katılımının yüzde 76-100 arası olduğunu belirtmekte. Kısaca yüz yüze eğitimde derslere öğrenci katılımı online eğitimden yüksek olmasına rağmen derslere tüm öğrenci katılımının düşük olduğu söylenebilir. Katılımcıların yüzde 8’i okullarında karantinaya alınan sınıf olduğunu belirtmekte. Sürekli maskeyle ders anlatmak yüz yüze eğitim veren öğretmenlerin karşılaştıkları en önemli sorundur. Aktif taşıyıcı olan öğrencilerden virüs bulaşma korkusu, Öğrenciler arasında sosyal mesafenin korunamaması riski. Okulun fiziki şartlarının salgın dönemi şartlarına uygun olmaması, Çocuklarda okula dönüş problemlerinin olması (uyum sorunu), Okullarda yeterli personel olmaması, Yüz yüze eğitimde yüksek düzeyde algılanan sorunlar olarak ortaya çıkmıştır. “Dezenfektan, maske, hijyen” kuralının sağlanamaması, ders ve teneffüs sürelerinin azaltılması orta düzey sorunlar olarak ortaya çıkmıştır. Ücretsiz internet, ücretsiz bilgisayar ve tablet en önemli istekler olarak ortaya çıkmıştır. Bunun dışında katılımcılar uzaktan eğitim araçlarının alımında vergi indirimi isteniyor.
Ankete katılanların yüzde 43,6’sı uzaktan eğitim araçlarına ücretsiz internet imkânı sağlanmasını isterken; yüzde 34,2’si uzaktan eğitim araçlarının ücretsiz temin edilmesi, yüzde 22,2’si de uzaktan eğitim araçlarında vergi indirimi sağlanmasını talep ediyor. Öğretmenlerin beklentileri eğitim öğretim süreçleri, yönetim süreçleri ve destek sağlanması olarak üç kategoride toplandığı görülüyor. Eğitim öğretim süreçleri kategorisinde öğretmenler tarafından vurgulanan en çok beklenti eğitimin yüz yüze yapılması olarak ön plana çıkmıştır. Yönetim süreçlerinde yüz yüze eğitim için gerekli önlemlerin arttırılması ve diğer kategoride ise öğrenciye teknoloji desteğinin sağlanması olarak vurgulandı.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —