1992 kuruluşlu “Modül Eğitim Araçları Tic. Ltd. Şti 'Eğitim setleri imalatı, satışı' ve 'Endüstriye dönük mesleki ve teknik eğitimlerin verilmesi' konusunda faaliyet göstermektedir. 2019 yılında Gebze'de faaliyet gösteren HKTM firması ile MET A.Ş. (Modül Modern Eğitim Teknolojileri A.Ş.)olarak yeni kurumsal kimliğiyle faaliyetlerini zenginleştirme kararı alıp yeni bir şirket kurdu.
Modül Eğitim Araçları Tic. Ltd. Şti’nin kurucusu olan Faruk Kartal, eğitim sektöründeki engin deneyimini Met Didactic’te Genel Müdür olarak sürdürecek. 29 yıllık eğitim deneyimini, yeni teknolojilerle birleştirerek gelecek nesillere ve farklı coğrafyalara taşıyacaktır.
Türkiye’nin yetişmiş insan gücüne ihtiyacı olduğunu vurgulayan Faruk Kartal, “Mesleki eğitim araç, süreç ve içeriği oluşturma. Mesleki ve teknik kitapların basımı, dağıtımı ve e-kitap çalışmaları,. Sektörlere ve firmalara özel “Teknoloji Oryantasyon Merkezi” kurulumu. Mesleki ve teknik konularda sanayi çalışanlarına dönük kurs ve seminerler. Arttırılmış gerçeklik ile uzaktan erişimli teknik eğitim sistem ve süreçleri geliştirme, vb. faaliyetler, yeni kurulan firmamızın misyonları arasında bulunuyor.
“Hedef bölge olarak Afrika ve yakın Asya öncelikli olmak üzere tüm dünyada teknik eğitim alanında çalışmalar yapmaktır. 'Eğitim setleri imalatı, satışı' ve 'Endüstriye dönük mesleki ve teknik eğitimlerin verilmesi' konusunda yaklaşık 30 yıla yakın bir deneyimim var. 22 yıl Ümmehan Elginkan Vakfı’nda görev aldım. Kültür Bakanlığı’ndan onaylı 7 adet kitap yazarıyım. Bunun dışında ulusal dergilerde yayımlanmış 15-20 civarında makalem vardır” diye konuştu.
Kartal, “Bu bölgeyi sanayiye yakın olduğu için tercih ettik. Buraya taşındıktan sonra eğitim setleriyle ilgili çalışmalarımız hızlandı ve daha farklı setler yapmaya başladık. 2018 yılında Gebze’de HKTM Grup ile görüşmelerimiz oldu. İhracat odaklı çalışıp tümdünyada teknik eğitim alanında çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Ülkemizin hem ihracata hem de yetişmiş insan gücüne ihtiyacı var. Yurt dışında faaliyet gösteren ve kendi konusunda başarılı olan firmaların Türkiye Distribütörlüğü’nü yapmak istiyoruz.
İşletmelerin nitelikli insan gücüne ihtiyacı var. Pandemi nedeniyle 2 yıldır düzgün bir eğitim yapılamadı. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda nitelikli insan gücü ihtiyacının daha da artacağını düşünüyoruz. Firmalar, ihtiyaçlarını gidermek için kendi elemanlarını yetiştirmek zorunda” diye konuştu.
Bu işbirliğinin altında imzası bulunan MET A.Ş Genel Müdürü Faruk Kartal, mevcut eğitim sistemleri hakkında bilgi vererek, “Hidrolik pnömatik, mekanik, elektrik-elektronik, otomasyon, el becerisi, iş güvenliğikonularında bir çok eğitim setinin üretimini yapıyoruz. İddialı olduğumuz alanlardan biri; Hidrolik ve Pnömatik Eğitim Setleridir. Türkiye’de üretimi çok fazla olmayan bu setler, kalite ve içerik açısından yabancı kökenli setlerle yarışabilecek özelliktedir. Rulman Eğitim Seti, Mekanizmalar Eğitim Seti gibi mekanik eğitim setleri konusunda çok fazla rakibimizin olmadığını düşünüyoruz” dedi.
Kartal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizin en büyük eksikliği, dünya çapında büyük ve kurumsal olan firmaların işe alacakları elemanları, CV’lerine, yaptıkları bir takım testlere ve karşılıklı konuşmalara göre seçmesidir. Oysa bu kişiler; teknik bilgi, el becerisi ve dikkat gereken işlerde çalışacak ise bu tür yetkinliklerinin ölçülmesi zorunludur. Bu ihtiyacı giderebilmek için mesleki eğitim setlerimizin dışında, El Becerisi Setleri, adını verdiğimiz eğitim setlerimiz var. Yasal mevzuatlar, cezai işlemler ve vicdani sorumluluklar nedeniyle işletmelerin iş kazalarına tahammülü yok. Maalesef basit hatalar nedeniyle yaralanmalı, hatta ölümle sonuçlanan birçok iş kazası yaşanıyor. Bu da çözümlenmesi gereken önemli bir sorundur. Ancak bu konuda eğitici önlemlerin yeterli oranda alınmadığını görüyoruz. Bu sorunun önüne geçebilmek için tasarım ve üretimi kendi uzman personelimiz tarafından yapılan İş güvenliği ve Ergonomi ile ilgili eğitim setlerimiz de mevcut.”
Yaklaşık 30 yıldır Türkiye’nin her yerinde sanayi kuruluşlarına dönük olarak eğitimler verdiklerini açıklayan Kartal, “Eğitimlerimizin tamamına yakını, kendi üretimimiz olan eğitim setleri ve fabrika sahası içinde uygulamalı olarak verilmektedir. Eğitim programlarını firmaların ihtiyaçlarına göre kurgulayıp firmaya özel olarak veriyoruz. Bu amaçla saha incelemesi, çalışanlarla görüşme, devre şemalarının incelenmesi gibi ciddi bir ön hazırlık yapılmaktadır. Eğitimlerimizde Kültür Bakanlığı’ndan onaylı eğitim kitaplarımızı veriyoruz. Eğitim kitaplarının haricinde uygulama kitapları da verilmektedir. En önemli üstünlüklerimizden biri ise eğitimcilerimizin en az 20 yıllık eğitim deneyimine sahip olması ve saha deneyimlerinin olmasıdır. İnanıyoruz ki eğitim programı ile saha ihtiyaçlarının birbirinden kopuk olmaması gerekir. Eğitim bitiminde saha içinde iyileştirmeler yapılabilmelidir. Ülkemizde faaliyet gösteren kuruluşlar içinde eğitim setleri üretimi yapan ve aynı zamanda mesleki eğitimler veren firma sayısı neredeyse yok denecek kadar azdır. Biz şirket olarak bu iki ihtiyacı birleştirme gereği olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.
Firmaların eğitim programlarına önem verdiğini vurgulayan Kartal, “Firmalar artık şunu istiyor; eğitimciler gelip birkaç eğitim verip gitmesin. Ailemizin bir parçası olsun. Saha içindeki makineleri tanısın, sahada yaşanan sorunları bilsin, çalışanları görsün, çalışanların eksik ve yeterli olan özelliklerini tespit etsin ve buna göre eğitim programları hazırlayıp versin istiyorlar. Farklı eğitim ihtiyaçları için başka kişi ya da kuruluşlarla çalışmak istemiyorlar. Eğitimleri eğitim verecek firma ile birlikte belirlemek istiyorlar ki bence bu düşünce çok yerinde bir karardır. Bu şekilde çalıştığımız birçok firma var. Maxion, Cevher Jant, Brisa, Kardemir büyük eğitim projeleri yürüttüğümüz kurumlardan bazılarıdır” dedi.
Yüz yüze eğitimin Covid-19 salgını nedeniyle bir risk oluşturduğuna dikkat çeken Kartal, “Uzaktan eğitim yüz yüze eğitimin yerini almaya başladı. Dünyaca ünlü üniversitelerin bir kısmının, sadece uzaktan eğitim programı ile sertifika vereceğini açıklaması, bunun en önemli göstergesidir. Kurumsal firmalarımız için uçtan uca çözümler geliştirdik. Bu aşamada en önemli sorun; eğitim hedeflerini karşılayacak, etkin, faydalı bir eğitim modeli oluşturabilmektir. Yüz yüze eğitimin yerini doldurabilecekçağdaş tekniklerin uzaktan eğitimde kullanılmasıgerekmektedir.
Online (canlı) eğitimlerin yaygınlaşması sonucu eğitimlerin etkinliği ile ilgili bazı görüşler ön plana çıkmıştır. Eğitimciler ve eğitim alanlar arasındaki temel kanı; online eğitimlerde etkileşimin zayıf olduğu şeklindedir. Bu temel eksikliği giderecek bir uygulama yapmaya karar verdik. Konusunda Türkiye’ de ilk örnek olan Holografik Görüntü Aktarma Tekniği ile online eğitimleri zenginleştirmeye, daha cazip ve çekici hale getirmeye çalıştık” ifadelerini kullandı.
Holografik Görüntü Aktarma Tekniğinden bahseden Kartal, “Eğitimci ile eğitim alanların bulunduğu salon arasında binlerce km olması bir engel teşkil etmiyor. Özel bir teknik ile eğitimcinin görüntüsünün eğitim salonuna aktarılmasını sağlıyoruz. Ciddi bir inovasyon çalışması olan bu tekniği “Holografik görüntü aktarma tekniği” olarak adlandırıyoruz. Donanım ve yazılım olarak 2 adımlı bir tekniktir. Eğitimcinin bulunduğu yerde bir stüdyo ortamıhazırlanıyor. Bu sayede dışarıdan gelecek yabancı seslerin önlenmesi ve görüntünün sahne ışıkları yardımıyla yüksek çözünürlüklü olarak aktarılması sağlanıyor. Görüntü aktarımı için çözünürlüğü yüksek bir kamera, ses aktarımı için kaliteli bir mikrofon kullanılmaktadır. Eğitim seti üzerinde herhangi bir uygulama yapılacağı zaman yakın çekim yapan ikinci bir kameradan faydalanılmaktadır. Kameralar arasındaki geçiş reji yardımıyla yazılım üzerinden sağlanmaktadır. Eğitim salonunda bulunan projeksiyon cihazı, yazılım üzerinden gelen eğitimcinin görüntüsünün ışık kaybı olmadan net biçimde görülebilmesini sağlayan özel bir ekrana aktarmaktadır. Eğitimcinin görüntüsü yaklaşık 1:1 oranında eğitim salonuna aktarılıyor. Eğitimcinin hareketleri, mimikleri sanki yüz yüze eğitimdeymiş gibi canlı olarak izlenebilmektedir. Eğitim salonuna uygun olarak yerleştirilen en az bir kamera, duruma göre birden fazla kamera sayesinde eğitim alanların görüntüsü de eğitimcinin bulunduğu mekâna yerleştirilen bir ekrana aktarılmaktadır. Eğitimci konu ile ilgili birçok ürünü eline alıp üzerinden anlatım yaparken aynı zamanda kendi bilgisayarına ait ekran görüntüsü, eğitim salonunda bulunan bir perde üzerine aktarılmaktadır. Şu ana kadar yapılan açıklamalardan anlaşılacağı gibi bu durumun yüz yüze eğitimden çok da farklı olmadığı görülecektir. Yazılım sayesinde, eğitim alanlar, bir web sayfası üzerinden sisteme giriş yaparak eğitimcinin bilgisayarında bulunan ekranı kendi bilgisayarlarına da aktarabilmektedir” dedi.
Özel sektörün yanı sıra devlet okulları veya özel meslek liseleri ile çalıştıklarını belirten Kartal, “
“Biz hem devlet sektöründen, hem de özel sektörden vazgeçemeyiz. Sektörümüzde hizmet değerlerini yükseltmek ve bütünlük içinde gelişimine katkıda bulunmak üzere çalışmalarımız devam edecektir. Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan MOSTEM, hem eğitimci açısından, hem de donanım ve teçhizat açısındanTürkiye’de önder okullardan biridir. Bu konuda bizim de ciddi katkılarımızın olduğuna inanıyoruz. Kemalpaşa OSB içinde kurulan Özel Zülfü-Mevlüt Çelik MTAL ile ciddi bir protokol imzaladık. Yakın zamanda eğitim setlerimiz okulun laboratuvarlarında kullanıma hazır hale gelecektir. Benzer görüşmeler, Antalya OSB içinde açılan özel meslek lisesi ile devam etmektedir” diye konuştu.
Devam eden projelerden bahseden Kartal, “Uyguladığımız projelerimizden biri Sanal Gerçeklik(Virtual Reality) ile ilgilidir. TÜBİTAK projesi için müracaatını yaptık. Yaptığımız fizibilite çalışmalarına göre düşünce ve içerik olarak dünyada ilk uygulama olacağını düşünüyoruz. Yazılımın genel amacı; mesleki ve teknik eğitimler alanında3 boyutlu animasyonlar, 2 boyutlu animasyonlar, sanal gerçeklik uygulamaları ve video çekimlerle oluşturulan içeriklerden meydana gelen bir ekosistemin oluşturulmasıdır. Bu ekosistem sayesinde eğitimin dijital teknolojilerle daha etkin hale getirilerek sanayinin ihtiyaç duyduğu kalifiye ve teknoloji farkındalığı bulunan insan gücünün yetişmesine katkı sağlamaktır” diye konuştu.b
Üzerinde çalıştıkları Mekatronik Eğitim Seti ile ilgili bilgi veren Kartal sözlerini şöyle sürdürdü: “
Bir diğer çalışmamız ise Mekatronik Eğitim Seti’dir. Gün geçtikçe eğitim ve uygulama modelleri değişmektedir. Teknolojinin ilerlemesiyle fabrika üretim sistemleri de değişmektedir. Geleneksel eğitim setleri talebi karşılama konusunda yetersiz kalabilmektedir. Bu tür durumlarda gerçeği simüle edebilme özelliği olan; istasyon şeklinde yapılan; eğitim setleri, geleneksel eğitim setlerinin aksine birçok artıyı içerisinde barındırmaktadır. Öncelikle uygulamanın gerçekle birebir örtüşür halde olması, öğrenciler ve uygulamayı gerçekleştiren kişiler için fabrika atmosferi yaratmaktadır. Böylelikle yapılan uygulamalar gerçek hayatta karşılaşılabilecek türde senaryolardan oluşur. Eğitim setinin istasyonlardan oluşması; istasyonların yerlerinin değiştirilerek birçok farklı türde kontrol ve otomasyon uygulamasına imkân tanır. Böylelikle tıpkı bir fabrika layoutu gibi üretilmek istenen hedef ürüne yönelik, gerektiğinde revizeler gerçekleştirilerek esnek üretime olanak sağlar. Mekatronik eğitim seti, çeşitli sayıdaki istasyonlarla kombine edilebilir. Müşteriye bütçe odaklı farklı yaklaşımlar sunulur. İstenilen istasyonlar seçilerek maliyeti hem düşürebilir hem istediğiniz senaryo var ise sadece onu da temin edebilirsiniz. Bu konuda kullanıcıya seçme imkânı tanınmaktadır. İstasyon tipi eğitim seti, sürekli üretim senaryolarına yönelik tasarlanmıştır. Hattın en başından giren iş parçaları hattın sonunda tek ürün halinde çıkmaktadır. Bu da doğrudan endüstri 4.0 uygulamalarına yönelik çalışmalara imkân sağlamaktadır. İstasyonlar üzerinde çalışan kişiler böylelikle haberleşme uygulamaları ve endüstri 4.0’ a uygun çalışmalar geliştirebilir. Ayrıca her istasyonda sunulan kullanıcı ekranları ile uygulama esnasındaki anlık bilgiler izlenebilir olmaktadır. İstasyon tipi esnek üretim sistemlerinde önemli olan noktalardan biri de birden fazla iş parçasının bulunmasıdır. Toplamda 4 farklı iş parçası, farklı aşamalarda çeşitli işlemlere tabi tutulur. Bu da öğrencilerin eğitim aşamasında; taşıma, istifleme, malzeme ayıklama, hatalı ürünü tespit etme, bitmiş ürünü test etme gibi işlemleri öğrenmesine olanak sağlar. Renk ile ayırt etme işlemlerinde kullanılan sensörler ile sensör bilgisinin gelişmesini sağlar. İstasyon tipi eğitim setlerinde tüm işlemler birbiri ile bağlantılı olduğu için kullanıcıların algoritma becerilerinin gelişmesine ve karmaşık bir prosesin içerisinde farklı işlemlere hâkim olarak küçük noktalara odaklanabilme becerilerini geliştirir. Bu da arıza arama ve hata ayıklama konusunda yetkinliklerinin gelişimine katkı sağlar.”