0
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde ilk kez toplu olarak gerçekleştirilen '2016-2017 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'ne tüm üniversite rektörlerinin yanı sıra üniversiteleri temsilen belli sayıda akademisyen ve öğrenciler olmak üzere yaklaşık 2 bin kişi katıldı.
Törene MCBÜ Rektörü Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muzaffer Tepekaya ve Prof. Dr. Birol Kovancılar, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Mıynat, İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Gökbunar, Hasan Ferdi Turgutlu Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Türk, İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Halit Ev, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayşe Aktaş ve Tıp FakültesiÖğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Varol katıldı.
Törende bir konuşma yapan Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç; bugünün yükseköğretim tarihinde müstesna bir gün olduğunu belirterek, yükseköğretim akademik yıl açılışının ilk defa üniversite boyutundan ulusal boyuta taşındığını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile devlet erkânının huzurunda gerçekleştiğini ifade etti.
Türkiye'nin birlik ve beraberliğe daha çok ihtiyaç duyduğu bugünlerde, bütün üniversiteleri, millet ve devletin birliğinin, dirliğinin sembolü olan Külliyede bir araya getirmenin, kendileri için tarihi bir anlam taşıdığını dile getiren Saraç, yeniden yapılanma sürecinde 'Yeni YÖK'e güç katan ve bunu teşvik eden açılış için teşekkür etti.
Son yıllarda yükseköğretimde sistemin hem nitelik hem de nicelik olarak çok önemli gelişmelere sahne olduğuna dikkati çeken Saraç, şöyle konuştu: 'Bilindiği üzere Cumhuriyet döneminde 1933 yılında İstanbul Darülfünunu, İstanbul Üniversitesine dönüştürülerek ilk üniversite kurulmuştur. 1933'ten 2003 yılına kadar geçen 70 yıl içinde ülkemizde 77 üniversite kuruldu. 2003 ve 2016 yılları arasında ise 104 üniversite kurulmuştur. Öğrenci sayısı bakımından bir karşılaştırma yapıldığında, bu sayının 7 milyonu aştığını görmekteyiz. Bu da neredeyse yükseköğretimde okullaşmanın 3 kat arttığını göstermektedir. Türk yükseköğretim tarihini inceleyen gelecek çağın tarihçilerinin 2003-2016 yılları arasındaki dönemi yükseköğretim tarihinin olağanüstü sıçrama yılları olarak nitelendirecektir. Bu başarı hiç şüphesiz liderliğinizdeki siyasi irade sonucunda gerçekleşmiştir. Bu nicelikselbüyümeye kalitede de ilerlemenin eşlik etmesi konusunda bizlere, Yükseköğretim Kuruluna ve üniversitelere büyük bir görev düşmektedir' dedi.
Yükseköğretim Kurulu olarak artık politika belirlerken bir taraftan dünya akademisindeki değişimi dikkate almaya, diğer taraftan ise ülkemizin gerçekleri ve önceliklerini de göz ardı etmemeye çalıştıklarını dile getiren Başkan Saraç şöyle devam etti:
'Yeni YÖK' olarak, aldığımız kararların sonuçlarının ve eğitim öğretime katkılarının değerlendirildiği, Yükseköğretim Kurulundan tamamen bağımsız bir kalite güvencesi sisteminin oluşturulması en büyük beklentimizdir. Bilindiği üzere bu maksatla yasal bir düzenleme teklifi hazırlayarak ilgili makama sunduk. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımızın da konuya verdikleri önem sonucunda teklifimiz, Hükümet Programının öncelikli kısmında yer almıştır. Konuya ilişkin muhalefet partilerini de bilgilendirdik. Bu düzenlemenin bir an önce yasalaşması en büyük isteğimizdir. Bu, Türk yükseköğretim sistemimizde yapısal değişikliğin ilk adımı olacaktır.'
Yapısal değişikliği gerçekleştirecek ikinci hususun üniversitelerimizde ihtisaslaşma ve misyon farklılığına gidilmesi olduğunu söyleyen Başkan Saraç, ülkemizdeki üniversitelerimizin hepsinin aynı ve birbirinin kopyası olmasını tasvip etmediklerini, üniversitelerin hepsinin uluslararası nitelikleri gözeterek, farklı değerler üretmesi gerektiğini söyledi ve şöyle devam etti:
'Yeni kurulan üniversiteler; kendi bölgelerinde, gelişmiş, kurumsallaşmasını tamamlamış üniversitelerin o bölge için üretemeyecekleri, başaramayacakları işleri başarabilmeli, diğer üniversitelerin kazandıramayacakları değerleri o bölgeye ve ülkeye kazandırabilmeliler. Bu şekilde, üniversiteler eğitim süreci fonksiyonlarını yerine getirirlerken, araştırma sürecinde ise bölgeyle ilgili alanlarda ihtisaslaşabilmeli ve bölgesinin kalkınmasına önemli katkıda bulunmalıdırlar. Bunun için üniversitelerin bir kısmının eğitimde, bir kısmının araştırma ve teknoloji üretiminde, bazılarının da bölgesel kalkınmaya katkı sağlamakta farklılaşmasını ve ihtisaslaşmasını istiyoruz. Bu süreçte Kalkınma Bakanlığı ile attığımız ilk adımın 'Bölgesel Gelişmede Üniversitelerin Katkısını Artırma Projesinin' bugün hayata geçeceğini söylemekten gurur duyuyorum. 2006 yılında kurulan üniversiteler arasından 5 üniversite, bir yılı bulan bir süreç sonunda, belli parametreler ve kriterler ile değerlendirilerek finale kalmışlardır. Zatıalilerinizin YÖK'ü 11 Mart 2015 tarihinde ziyaretiniz esnasında, ihtisaslaşma konusunda verdiğiniz bu talimatın yerine getirilmesinde en önemli aşama tamamlanmıştır. Kalkınma Bakanlığı ile birlikte eş güdüm halinde sürdürdüğümüz bu proje, Yükseköğretim alanında 30 yılı aşkın dillendirilen bir düşünce idi. Artık hayat buluyor.'
Tüm üniversitelerin katılımıyla akademik yıl açılış töreni düzenlediği içinYükseköğretim Kuruluna tebriklerini ileterek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan; açılış töreninin bir ilk olduğunu, her yıl devam ederek geleneksel bir hal alacağına inandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelinen noktada üniversite sayıları ile öğretim elemanı ve öğrenci sayılarıyla yükseköğretimde yatay büyümede hedeflere ulaşıldığını, artık dikkatleri dikey büyümeye çevirmek gerektiğini belirterek bunun için YÖK'ten bağımsız ve şeffaf bir 'Kalite Kurulu' oluşturulmasını beklediğini söyledi.
Erdoğan, kaliteyi yükseltmenin yollarından birinin de misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma olarak ifade edilen uygulamalar olduğunu belirtti ve uzun süredir hazırlıkları sürdürülen proje kapsamında 5 üniversitenin pilot üniversite olarak belirlendiğini bildirerek konuşmasına şu şekilde devam etti:
'Kalkınma Bakanlığımızın 2016 yılı için birçok çalışmaya ayırmış olduğu bütçe 4,2 milyar iken, 2017 için 5,1 milyar ayırmış durumda. Bu artış yüzde 21'e tekabül etmektedir. Bu da yine aynı şekilde bu sürece ne tür bir önem verdiğinin ifadesidir. 2006'da kurulan 40 üniversitemiz arasından seçilen 5 yükseköğretim kurumumuz bölgesel kalkınma için ihtiyaç duyulan alanlarda özel olarak teşvik edilecek ve desteklenecek. Burada 5 üniversitemizi ve desteklenecekleri alanları açıklıyorum. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi hayvancılık alanında, Düzce Üniversitesi sağlık ve çevre alanında, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi tarım ve jeotermal alanında, Bingöl Üniversitesi tarım havza bazlı kalkınma alanında, Uşak Üniversitesi tekstil, dericilik, seramik alanında Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması Projesi'nin pilot yükseköğretim kurumları olarak belirlenmiştir. Üniversite ve şehirlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu demek değildir ki 40 üniversite bu 5 ile bitti. Hayır, bu devam edecek. Bundan sonra da bu sürece girebilecek üniversitelerimiz olabilir.'
'Bugün burada ben YÖK'e yeni hedef tavsiye ediyorum.' ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgesel kalkınma için seçilen 5 üniversite gibi ülkemizin bilim hayatını uluslararası alanda en üst düzeyde temsil edecek 5 üniversite belirlenerek bunların özel olarak desteklenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Rektör seçimlerindeyaşanan tecrübelerin, yükseköğretim sistemini hem üniversite hem de YÖK bakımından yeniden bir yapılandırmaya ihtiyaç olduğunu gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, üniversitelerde halen var olan, rektör adaylarının öğretim elemanlarının oylarıyla tespit edildiği sistemin bir sorun haline dönüştüğünü, görünüşte demokratik olan rektörlük seçimlerinin üniversitelerde gruplaşmaları, hizipleşmeleri, kırgınlıkları artıran bir işleve büründüğünü, bu yüzden rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesinin üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacağını dile getirdi.
Konuşmaların ardından YÖK Başkanı Saraç Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, kendisinin yayına hazırlamış olduğu Osmanlı döneminde yaşamış ve dini ilimler, edebiyat, tarih, tıp, matematik, geometri, mimarlık, musiki gibi alanlarda eserler vermiş bilim insanlarını tanıtan Mehmet Tahir'in 'Osmanlı Müellifleri' adlı üç ciltlik eserini hediye etti. Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden gelen öğrencileri temsilen dört öğrenci, günün anısına Sayın Cumhurbaşkanına çiçek takdim etti.
HABER MERKEZİ
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.