Manisa İl Müftülüğü 2023 Ramazan Sayfası-4

Günün Ayeti: “Nice peygamber vardır ki onunla birlikte birçok Allah erleri savaştılar. Allah yolunda başlarına gelenlerden ötürü gevşemediler, yılmadılar, boyun eğmediler. Allah, sab

MANİSA-GENEL 26.03.2023 00:00:00 8028 0
Manisa İl Müftülüğü 2023 Ramazan Sayfası-4

 

 

 

 

26.03.2023 Pazar (4 Ramazan 1444) Hazırlayan: Sebahattin GÖKSU 

 

Günün Ayeti: 

 

 

“Nice peygamber vardır ki onunla birlikte birçok Allah erleri savaştılar. Allah yolunda başlarına gelenlerden ötürü gevşemediler, yılmadılar, boyun eğmediler. Allah, sabredenleri sever.” (Âl-i İmrân, 3/146. )

 

Günün Hadisi:

“Sabır üçtür:  Musîbetlere karşı sabır, Kullukta sabır, Günah işlememekte sabır…” (Süyûtî, II, 42; Deylemî, II, 416)

 

Günün Duası:   

 

“... Ey Rabbimiz! Bize zorluklara tahammül gücü (sabır) ver, adımlarımızı sağlam kıl ve hakikati inkâr eden bu topluma karşı bize yardım et!” (Bakara 2/250.)

 

Günün Makalesi: 

 

Sabır ve İrade Eğitimi / Ali Çalışkan / Ahmetli İlçe Vaizi

 

Sabır körü körüne bir şeye bağlılık demek değildir.

Sabır, haksızlığa boyun eğmek ve tepkisiz kalmak demek değildir.

Sabır azim ve kararlılık demektir, olumsuz şartlara karşıda direnç göstermektir.

Sabır, aklın ve dinin gerektirdiği şekilde nefsi zapt etmektir.

Sabrın, azim ve sebatın kaynağı inançtır.

Mübarek Ramazan ayı, takvaya erişme fırsatı sunar. Toplumsal dayanışma ve paylaşma şuurunu aşılar. “İrade eğitimi” verir, “kâmil bir mümin” olmanın yollarını gösterir. Gece gündüz bir ay süren yoğun bir eğitim faaliyetinden güçlenerek, arınarak çıkar.

Müminin silahı olarak nitelenen sabır, elbette sadece musibetlere karşı dayanmayı ifade etmez. Allah'ın farz kıldıklarını yerine getirmek ve yasakladıklarından kaçınmak da sabır ister. Zira bir mümin, ibadetine başlamadan önce niyet ve ihlâsını koruma; ibadet esnasında Allah'tan gafil olmama, ibadetten sonra ise riyaya kapılmama hususunda sabırlı olmalıdır.

 Kur'ân-ı Kerîm Allah rızasını umarak sabredip, namazı dosdoğru kılıp hayırlı işler yapanlara, sabırlarına karşılık cennet vaad etmiş, dünya uğruna âhireti feda etmeyip sabredenlerin en güzel şekilde mükâfatlandırılacaklarını bildirmiştir.

İmanın kemale ermesini sağlayacak ibadetlerin yapılabilmesi de sabretmeye bağlıdır. Meselâ, oruçla sabır o kadar özdeşleşmişti ki, Peygamberimiz “...Oruç sabrın yarısıdır...” demiş, Ramazan'ı da “sabır ayı” olarak isimlendirmiştir. Namaz da çokça sabır ve sebat gerektiren bir ibadettir ki Allah Teâlâ, müminlerden sabırla namazlarına devam etmeleri ister.

 Peygamberimiz, dua eden bir müminin acele etmediği, sabredip aceleci davranmadığı müddetçe duasının kabul edileceğini haber vermiştir.

 “Mümin taze bir ekin gibidir. Olgunlaşıncaya kadar rüzgâr onu eğip büker; bazen yere yatırır, bazen de [1]doğrultur (ama o kırılmaz)...”

Kur'an'da Müslümanlara sabretmelerinin yanı sıra sabırda yarışmaları tavsiye edilmiştir.

 

Günün Fetvası: 

 

Uzman bir doktorun oruç tutmamasını önerdiği kimse ne yapmalıdır?

 

Uzman bir doktorun, oruç tutmasının sağlık açısından zararlı olacağı teşhisini koyduğu bir hasta, Ramazan’da oruç tutmayabilir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 404). Şayet hastalığı geçici ise tutmadığı oruçlarını iyileşince kaza eder. Hastalığı kalıcı ise tutamadığı oruçlar için fidye verir. Konuyla ilgili âyet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: “Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse), o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” (Bakara, 2/184). Fidye verecek gücü olmayanlar ise bu imkânı buluncaya kadar dinen sorumlu olmazlar (İbn Kudâme, el-Muğnî, IV, 396).

 

 

 

SÖZLÜK:   

 

Sahur:

Sözlükte “sabah olmadan önceki vakit, gecenin son üçte biri” anlamındaki seher kelimesiyle aynı kökten gelen sahûr (sehûr, sühûr), dinî bir terim olarak oruç tutacak kişilerin oruca hazırlık olmak üzere imsak vaktinden önce gece yedikleri yemeğe sahur denir.İftarda acele etmek, sahuru geciktirmek sünnet olduğu gibi, sahur vakti, duaların makbul olduğu vakitlerden biridir. Nitekim Hz. Peygamber (sas), "Sahur yiyiniz; çünkü sahurda bereket vardır." buyurarak sahur yemeğini teşvik etmiştir.

 

Her cüzden 3 mesaj:

 

 

 

Kur'an-ı Kerim'in dördüncü cüzünde hangi sureler yer almaktadır? 

Dördüncü cüzde; Al-i İmran suresinin son tarafı ve Nisa suresinin baş tarafı bulunmaktadır.

 

Bu kısımdaki 3 konu (mesaj):

 

1. TEBLİĞ

 

Al-i İmran suresinin baş tarafında Hristiyanların hatalarından bahsedildi. Bu hataları;

 

a. Müteşabih (akılla bilinmeyen/karmaşık) konularda tevil yapmaları,

 

b. Babasız doğmasından dolayı Hz. İsa’ya Tanrı’nın oğlu demeleri,

 

c. Bir de ruhbanlık diye bir sınıf uydurup tebliğ ve cihadı terk etmeleriydi (toplumdaki ve dünyadaki kötülüklere ve haksızlıklara sessiz kalmalarıydı).

 

Onların müteşabihdeki hatalarına; Hz. Adem’in de annesiz ve babasız yaratıldığı halde ona Tanrı’nın oğlu denilmediği hatırlatılıp, Hz. İsa’nın da aynı şekilde yaratıldığı ve onun da insan olduğu açıklandı.

 

Bu cüzde ise onların ikinci hatası ruhbanlığa cevap verilmektedir. Ruhbanlıkla bir köşeye çekilme yerine, ülke içinde tebliğ yapılması, ülke dışından gelen saldırılara karşı da cihad ve savaş yapılması gerektiği anlatılmaktadır. Savaşın birtakım sonuçları ve problemleri bulunmaktadır. Bunlardan birisi de yenilmek ve mağlubiyettir. Allahu Teâlâ burada, Uhud savaşının sonucu üzerinden Müslümanların nasıl davranmaları ve münafıkların propagandasına karşı nasıl hazırlıklı olmaları gerektiğini anlatır.

 

2. ALLAH’IN TAKDİRİNE TESLİMİYET

 

Bu cüzün sonunda ise güzel bir dua vardır (bk. Âl-i İmran, 3/191- 194). Bakara suresindeki muhkem ayetlerde hata yapılmaması, hataların affedilmesi ile ilgili duadan sonra Âl-i İmran suresinde de müteşabih konularda hata yapılmaması ile ilgili bir dua bulunmaktadır. Bunun çaresinin Allah’ın gücünü/otoritesini anlamak ve teslim olmaktan geçtiği açıklanmaktadır.

 

3. TOPLUMSAL HAK BİLİNCİ

Ayrıca bu cüzde Nisa suresinin baş tarafı da bulunmaktadır. Nisa suresinde savaş sonrası toplumdaki problemler ve çözüm yolları anlatılmakta; yetimler, miras, vasiyet ve ahlaki seviyenin korunması ile ilgili hükümler açıklanmakta ve şahsiyetli bir toplumun inşası emredilmektedir

 


 

[1]     Bu yazının hazırlanmasında Diyanet İşlari Başkanlığımızın yayınlamış olduğu Hadislerle İslam adlı eserlerden istifade edilmiştir. Hadislerin kaynağı için bu esere bakılabilir

 

 


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.