Bugün, 1 Kasım 2024 Cuma

 Manisa İl Müftülüğü 2022 Ramazan Sayfası-14

0

MANİSA -MEDYA 15.04.2022 00:56:45 2447 0
 Manisa İl Müftülüğü 2022 Ramazan Sayfası-14

 Manisa İl Müftülüğü 2022 Ramazan Sayfası
Hazırlayan: Sebahattin GÖKSU / İl Vaizi


15.04.2022 Cuma (14 Ramazan 1443)

Günün Ayeti:
Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır… (Hucurât, 49/13)


Günün Hadisi:

Helal şeyler belli, haram şeyler bellidir. Bunlar arasında, insanlardan birçoğunun helal mi, haram mı olduğunu bilmediği şüpheli konular vardır. Kim onlardan sakınırsa, dinini ve ırzını korumuş olur; kim de sakınmazsa gitgide harama dalar. (Buhârî, Îmân, 39)


Günün Duası:   
“Allah’ım İçimizi sevginle , Dışımızı şefkatinle, Rızkımızı bereketinle, Ömrümüzü merhametinle, Dünyamızı rahmetinle, Ahiretimizi nurunla doldur. Allah'ım! Yaratılışımızı güzel yaptın, ahlâkımızı da güzelleştir.”

Günün Makalesi:

KURAN’IN ÖVDÜĞÜ GENÇLİK / Adem DEMİR / Salihli Din Hizmetleri Uzmanı
        Gençlik insan hayatının en kıymetli dönemidir. Bu yüzden olmalıdır ki bizzat Peygamber Efendimiz tarafından insanın mahşer gününde hesabını vermeden bir yere ayrılamayacağı dört husustan birisi olarak haber verilmektedir. (Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyame, 1) Nimet-külfet dengesi gereği insanoğlu gençliğini ne yönde kullandığından hesaba çekilecektir.
       Kuran-ı Kerim gençlik nimetini doğru istikamette kullanan gençlerden övgüyle bahsetmekte ve onları kıyamete kadar insanlara örnek olarak sunmaktadır. Bu gençlerin ilki Habil’dir. Habil ve kardeşi Kabil’in kıssası Kuran’da isim verilmeden Maide Suresi 27- 31 ayetleri arasında anlatılır. Özetle; Habil ve Kabil Allah’a birer hediye sunmuşlar, ancak Kabil’in hediyesi kabul olunmamıştır. Bunun üzerine Kabil, Habil’i öldüreceğini açıkça söylemiş, Habil ise “Andolsun sen beni öldürmek için bana elini uzatsan da ben seni öldürmek için elimi uzatmam. Ben alemlerin rabbinden korkarım.” diyerek, niyetini izhar etmesine rağmen kardeşine el kaldırmamıştı. Neticede Habil canı pahasına da olsa takvadan ödün vermemiş ve kıyamete kadar insanlığa örnek olmuştur.
      Hz. İbrahim de her yönüyle şirke batmış bir topluluk içerisinde vermiş olduğu tevhid mücadelesiyle Kuran’da övülen gençler arasındadır. O, büyük bir zihni mücadeleyle önce kendisi tevhide ulaşmış (En’am 6/76-79), akabinde şirk batağındaki kavmini uyarmış (En’am 6/80-81), bu doğrultuda ateşe atılmayı bile göze almıştır ( Enbiya 21/66-70).
        Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail de Kuran’da on iki yerde zikredilmektedir. O kendini bilecek bir yaşa geldiğinde, babası rüyasında onu kurban ettiğini gördüğünü anlatmış ve fikrini sormuştur. Bunun üzerine Hz. İsmail “...Babacığım emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.” (Saffat, 37/102) diyerek büyük bir teslimiyet göstermiş ve Allah’ın rahmetine kabul edilen iyilerden ve sabredenlerden birisi olmuştur (Enbiya 21/85-86; Sad 38/48).
     Hz. Yusuf, “en güzel kıssa” nitelemesiyle Kuran’da kıssası anlatılan örnek bir gençtir. O kendisine yapılan onca kötülüğe rağmen, kardeşlerini “Bugün yaptıklarınız yüzünüze vurulmayacak, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir.” (Yusuf, 12/92) diyerek affetmiş ve merhamet timsali olmuştur. Yine o gençliğine rağmen, zindana atılma pahasına da olsa cinsel dürtülerine yenilmemiş (Yusuf, 12/32) ve iffetini koruma noktasında da gençlere rol model olmuştur.
      Hz. Meryem de iffet ve sabrıyla öne çıkan ve genç kızlarımıza örneklik teşkil eden gençler arasındadır. Bu duruşuyla Kuran’da otuz dört yerde zikredilmiş ve adına bir sure indirilmiştir. Kuran’ın on dokuzuncu suresi onun adıyla anılmaktadır.
       Kuran’da putperest bir kavmin içinde Allah’ın varlığına ve birliğine inanan birkaç gencin bu inançlarını açıkça dile getirip putperestliğe karşı çıkmalarından, taşlanarak öldürülmekten veya zorla din değiştirmekten kurtulmak için mağaraya sığınmalarından bahsedilir (Kehf, 18/9-26). Ashab-ı Kehf olarak adlandırılan bu gençler nefislerinin, zevklerinin peşinde koşmamışlar ve tevhide inanarak Allah’a kul olmayı tercih etmişlerdir. Neticede Allah’ın mükâfâtına mazhar olmuşlardır.
       Peygamber Efendimiz (sav) de Kuran’ın övgüyle bahsettiği gençler arasındadır. O, gençlik yıllarından itibaren toplumunun sorunlarına kafa yormuş, çıkış yolları aramıştır. Hılfu’l Fudul’a (erdemliler topluluğu) üye olmuş ve toplumsal adaleti tesis etmeye çalışmıştır. Yaşantısıyla herkes tarafından sevilen ve güvenilen ‘emin’ insan olmuştur. Garipleri, yetimleri korumuş; akrabalarına karşı her zaman ilgili olmuştur. Neticede Kuran’da en güzel örnek olarak zikredilmiştir. (Ahzab, 33/21)
      Kuran’ın övdüğü gençlik konusunun bir makalenin boyutlarını fazlasıyla aşacağı şüphesizdir. Kısaca ifade etmek gerekirse Kuran’da gençlerimiz için rol model olabilecek pek çok örnek bulmamız mümkündür. Bize düşen gençlerimizi Kuran’la ve onun anlam dünyasıyla tanıştırarak onların önlerine doğru hedefler koymaktır. Ramazan ayı bunun için önemli bir fırsattır.

Günün Fetvası:  
 Bankaların vadeli mevduat hesaplarına para yatırmanın dini hükmü nedir?

Bankaların, belirlenen vade sonunda kendilerine yatırılan paraya belli bir oranda fazlalık/faiz vermek üzere açtığı hesaplara “vadeli mevduat hesabı” denir.
Müslümanlar faizli mevduata bilerek ve isteyerek para yatırmamalıdırlar. Çünkü bu tür mevduat hesaplarına tahakkuk ettirilen fazlalıklar faiz olup dinen haramdır. Söz konusu faiz oranlarının enflasyonun altında ya da üstünde olması, bu işlemi faiz olmaktan çıkarmaz. Bu itibarla bankaların vadeli mevduat hesaplarına para yatırmak caiz değildir.
Bununla birlikte vadeli mevduat hesaplarından bir fazlalık herhangi bir şekilde elde edilmiş ise, kişinin bu gelirleri kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu yakınları için kullanması caiz olmayıp sevap beklemeksizin ihtiyaç sahiplerine vermesi gerekir.


Esma-ü’l-Hüsna:
Habîr; her şeyi bilen, her şeyin iç yüzünden, gizli taraflarından haberdâr olan demektir.Allah Teâlâ, yerde ve gökte, bütün evrende olan gizli açık her şeyden haberdârdır. O’nun bilemeyeceği bir şey düşünmek mümkün değildir. Bu bakımdan yaptığımız her şeyi Allah’ın bildiğini düşünerek yapmalıyız.

Halîm; suçluların cezasını vermeye gücü yettiği hâlde cezalandırmayıp onlar hakkında yumuşak davranan, cezalarını geriye bırakan; acele ve kızgınlıkla muâmele etmeyen demektir.
Allah Teâlâ, günahları yüzünden kullarına olan lütuf ve ihsânını esirgemez. İyi olsun kötü olsun bütün kullarını rızıklandırır; belâ ve âfetlerden korur. Acelecilikle ve kızgınlıkla davranmaz. Çok yumuşak davranır. Ceza vermekte acele etmez. Süre tanır, ama ihmal etmez.
Azîm; büyük, yüce, ulu demektir. Allah Teâlâ, zât ve sıfatları bakımından en büyüktür. Mutlak ve ekmel büyüklük Allah’a mahsustur. O, hiç bir şekilde âciz bırakılmayacak olan Kâdir-i mutlaktır. Akıl, O’nun büyüklüğünü idrâkten âcizdir.



Ramazan Sözlüğü:

Sadaka taşı:

İslam, sosyal adaleti sağlamak amacıyla sadaka ibadetini teşvik etmiş ve ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmayı Müslümanlardan istemiştir. “Sadakaları açık olarak verirseniz bu ne güzel! Şayet onu yoksullara verirken gizlerseniz bu sizin için daha da hayırlıdır ve sizin bir kısım günahlarınızı düşürür. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Bakara, 2/271) ayet-i kerimesi ise bu işin nasıl yapılacağına dair zarafeti bizlere öğretmektedir. Kur’an ve Sünnet’in teşviki ile sadaka kültürü Müslümanların ayrılmaz bir parçası olmuş ve değişik usullerle bu ibadet yerine getirilmiştir.
Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin hakimiyet alanlarında yoksulların incinmeden ihtiyaçlarını gidermeleri amacıyla sadaka taşı kültürü yaygınlık kazanmıştır. İnsanların yoğun olarak bulundukları cami, medrese, imarethane vb. yapıların bahçelerine, çeşme yanlarına, merkezi alanlara sütun şeklinde dikilen, üst kısmında madeni para koymaya elverişli oyuk bulunan mermer vb. dayanıklı taşlardan sadaka taşları konulmuştur.
 

Kur'an okuma (tilavet) adabı


Kur’an’ı okumayı ifade eden “tilâvet” terim olarak “Kur’an’ı hem okumak hem de emir ve yasaklarını, teşvik ve uyarılarını hayata geçirmek suretiyle Allah’ın kitabına uymak” şeklinde tanımlandığı gibi “manasını anlamak ve gereğince davranarak onu tecvid ve tertîl üzere dikkatlice okumak” şeklinde de tarif edilir.
Gazzâlî gibi bazı alimler Kur’an’ın tilâvet adabıyla ilgili birçok hususa dikkat çekmişlerdir. Kur’an okurken abdestli olmak, temiz bir yerde bulunmak, okumaya besmele ile başlamak, sadece Allah rızasını gözetmek, tecvid kurallarına riayet ederek huşû içinde okumak, ayetler üzerinde düşünmek ve okuduklarıyla amel etmek, rahmet ayetleri gelince Allah’ın rahmetini istemek, azap ayetlerinde O’na sığınmak, secde ayetlerinde secde etmek bunlar arasındadır.
Ayrıca Kur’an’ın her gün okunmasının adet haline getirilmesi, ezberlenen yerlerin unutulmaması için tekrarlanması tavsiye edilmiştir. Kur’an okurken konuşmamak ve lüzumsuz şeylerle uğraşmamak da dikkat edilecek hususlardandır.
 

Manisa Birinci Amatör Liglerde Gruplar Belli Oldu

KARAKÖYSPOR FK'NIN HAVUZ KEYFİ

MÜTEVELLİ 1965'TE MUSTAFA ARI DÖNEMİ SONA ERDİ

YUNUSEMRELİ KADINLAR SPORLA ZİNDE KALIYOR

Şehzadeler Hem Komisyon Toplantısı Yapıldı

LÖSEV MUTLU ET PAKETLERİ İLE MUTLULUK PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALIYOR

Üzümde ilk hasat yapıldı

Potanın Tarzanları, Çekya Ligi MVP’sini kadrosuna kattı

  • Cuma 21.9 ° / 8.3 ° Güneşli
  • Cumartesi 22.6 ° / 9.1 ° false
  • Pazar 21.6 ° / 9.7 ° Güneşli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.