Yönetim kurulu adına açıklama yapan Filizkan Basınımızın özgür, objektif ve tarafsız çalışma olanağı bulması için ilk koşulun, gazetecilik mesleğini kimlerin yapabileceğini düzenleyen Gazetecilik Meslek Yasası’nın çıkartılması olduğunu belirterek ;“ Yıllardır her fırsattabu konuyu dile getiriyoruz. Böyle bir yasa olmayınca ülkemizde dileyen herkes; eğitimine ve bilgi birikimine bakıl maksızın, gazetecilik ahlakından yoksun, şantaj ve tehditle kişisel çıkar peşinde koşarak, “gazeteci” kimliği altında meslekte boy gösteriyor. Ciddi bir çürüme ile karşı karşıyayız. Basın hiç bir dönmemde bu kadar paranın emrinde olmamıştı. Gazeteciyiz demekten utanıyoruz. Çünkü bizi, gazeteci etiketiyle ekranlara çıkan, perde arkasında kirli çıkar ilişki leri kuran insanlarla aynı kefeye koyuyorlar. Basın kuruluşları hatta hiçbir kaydı olmayan internet haber siteleri, bu insanları istihdam edebiliyor. Bu durum, mesleğimizi her türlü istismara açık hale getiriyor. En üzücüsü habercilik, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılıyor, siyaset-mafya-medya üçgeninde bu gün tanık olduğumuz kirlenmeyi görmenin üzüntüsü içerisin deyiz. Yıllardır her fırsatta tekrarladığımız çağrımı zı bir kez daha yinelemek istiyoruz; Yaşamakta oldu ğumuz bu çarpık sürece son vermek için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Gazetecilik Meslek Yasası ”, teknolojik gelişmeler dikkate alınarak yazılı basının yanı sıra görsel,işitsel ve elektronik medyayı da kapsayacak şekilde günümüz koşullarına uygun olarak mutlaka çıkarılmalı. Böyle bir düzenleme fikir özgürlüğünü kısıtlayıcı değil, tam tersine haber alma özgürlüğünü gerçek anlamda hayata geçirmeyi sağlayıcı nitelikte olmalı.”Dedi, -Darbe döneminde çıkarılan kısıtlayıcı maddeler kaldırılmalı Filizkan “Türk Ceza Kanunu’nda ve Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan ve darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler kaldırılması gerekliliktir. Avrupa Birliği uyum süreciyle başlayan yargı reformu kapsamında, hukuk ve ceza alanındaki temel kanunlarda bazı değişiklikler yapılsa da, ifade ve basın özgürlüğü alanını kapsayan değişiklikler, dilediğimiz düzeyde olmamıştır. İfade ve basın özgürlüğü konusunda hala mevzuattan ve uygu lamadan kaynaklanan sorunlar yaşanmaktadır. Gazeteci lerin yazdıkları yazılar ve haberler nedeniyle tutuk lanabildiğine, mahkemelerde ağır ceza tehdidi ile karşı karşıya kaldığı bir gerçektir. Kamunun haber alma özgürlüğü adına görev yapan basın mensuplarının, yine kamu görevi yapan güvenlik güçlerince engellen mesi, mesleğimiz açısından üzüntü vericidir ve asla kabul edilemez. Basın çalışanları tarihin her dönemin de çeşitli baskı ve saldırılara uğramış, suikastlarda öldürülmüş, ama boyun eğmemiş, doğru ve tarafsız habercilikten vazgeçmemiştir.” Kaybedilen kazanımlar günümüz koşullarına uyarılmalı. Basın iş kanunu elektronik medyayıda kapsamalı. Filizkan “20 Haziran 1952'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5953 sayılı kanunda, 1961 yılında kapsamlı bir değişikliğe gidilerek meslektaşlarımıza önemli kaza nımlar sağlanmıştır. Yıpranma hakkından yıllık izin lere, tazminat hakkından fazla mesaiye kadar geniş bir yelpazedeki bu kazanımlar, zamanla bir, bir değiş tirilmiş ve birçoğu geri alınmıştır. Bu yasanın günü müz koşullarına uygun olarak yeniden düzenlenmesi, toplumumuzun bir ihtiyacı haline gelmiştir.Basın İş Kanunu yeniden ele alınarak, elektronik medyayı da kapsayacak şekilde düzenlenmelidir. Bu kapsamda istihdam sağlayan, gerçek anlamda habercilik yapan ve kurumsallaşan internet haber siteleri desteklenmeli, bu kurumlarda habercilik yapan meslektaşlarımız yeni düzenleme yapılarak gazeteci sayılmalıdır. -Yıpranmada basın kartı şartı kaydırılmalı. Yıpranmada basın kartı sahibi olma şartı” mutlaka kaldırılmalıdır. Gazetecilik mesleği basın kartı sahibi koşuluna bağlı olmadan yapılan ağır ve tehli keli bir iş olarak kabul edilmeli,gazetecilere basın kartı sahibi olsun veya olmasın anayasal sosyal güvenlik hakkının sonucu olan fiili hizmet süresi zammı geri verilmelidir.” -Tasarruf tedbirleri basın sektörü için esnetilmeli Manisa Gazeteciler Cemiyeti başkanı Ali Filizkan “Tasarruf tedbirleri başlığı altında alınan karar şöyle; ‘Kamu kurum ve kuruluşlarının basını izleme ile ilgili birimleri ve kütüphane dokümantasyon merkezleri hariç hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak, görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olunmayacak.’ Bu karar, zaten zor durumda olan Anadolu Basınına vurulan yeni bir darbedir. Büyük fedakârlıklarla ve düşük bütçelerle halkın haber alma özgürlüğü adına görev yapan yerel basın kuruluşlarımız, bu kararla tiraj kaybetmekte ve ekonomik anlamda daha da zor bir döneme girmiştir. Manisa Gazeteciler Cemiyeti olarak kararın yeniden gözden geçirilmesini ve kararın basın sektörü için esnetilmesini bekliyoruz.” Cemiyetler birleşmeli Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Bunu görmezden gelemeyiz. Türkiye’nin, siyasi görüşlerin bir yana bırakılarak birliğe ihtiyacı var. Kutsal bir emanet olan ülkemize işbirliği içinde sahip çıkmalıyız. Türkiye’nin düze çıkmasında basın olarak yol gösteri ci role sahibiz. Siyasi düşüncelerimiz için birbiri mizi kırmadan, ‘yurt sevgisi’ ile tek bir görüş etrafında toplanmalıyız. Yurt genelindeki çeşitli adlarla kurulan ve sadece koltuk uğruna ortaya çıkan Gazeteci meslek örgütleri güçlü olması adına bir çatı altında toplanmalı. Çünkü Basın olarak ta Ciddi bir çürüme ile karşı karşıyayız. Basın hiç bir dönmemde bu kadar paranın emrinde olmamıştı. Gazeteciyiz demekten utanıyoruz. Çünkü bizi, gazeteci etiketiyle ekranlara çıkan,ancak perde arkasında kirli çıkar ilişkileri kuran insanlarla aynı kefeye koyuyorlar. ”bu imajı silmeliyiz. Basın ilkelerine göre mesleklerini tarafsız bir şekilde yerine getiren tüm arkadaşlarımızın 113 yıldönümü olan 24 Temmuz Gazeteciler gününü yönetim kurulu olarak buruk kutladığımızı belirtiyor. Yurt genelinde her onlarca gazetenin kapanması. Türkiye genelinde yüzlerce çalışan gazetecinin işsiz kalması en büyük üzüntümüzdür.” Sansürün Tarihçesi 24 Temmuz 1908 ‘de II. Meşrutiyetin ilan edilmesi ve Kanun-i Esasi’nin yeniden yürürlüğe girmesinin ardından 1876’da çıkarılmış olan “Sansür Kararnamesi” kaldırılmıştı. Bu karar ile 24 Temmuz gününden itibaren gazeteler sansür memurları tarafından incelenmeden çıkarılabilecekti. Gazetecilerin ve basının özgürlüğünü ilan eden ve Ahmet Cevdet ile Mihran Efendiler’ in “Gazeteler hürdür; Basın özgürdür” sözleriyle önem atfettikleri bu gün 1946’da Gazeteciler Cemiyeti kurulduğunda Falih Rıfkı Atay’ın önerisi ile “Türk Basınından Sansürün Kaldırılması ve Basın Bayramı” olarak ilan edilmişti. 24 Temmuz 1946’dan günümüze ise bugün 24 Temmuzu 75. geleneksel “Gazeteciler Günü” olarak kutlamaktayız.
Manisa Gazeteciler Cemiyeti başkanı Ali FİLİZKAN
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.
Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.