Manisa Barosu Başkanı Av. Ali Arslan, “İstanbul Sözleşmesi, kadınların, çocukların kısaca herkesin temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alan ve şiddet mağdurlarının korunması, rehabilitasyonu ve bir daha aynı şiddet vakalarının yaşanmaması için topyekûn bir birlikteliği öngören, herkesin yaşama hakkının teminatı bir uluslararası Antlaşmadır. İstanbul sözleşmesi; çok uzun yıllardır sürdürülen kadın hakları mücadelesi ve kazanımları ile hazırlanmıştır. Bu nedenle binlerce yıllık mücadeleye dayanan, bu uğurda yitirilen canların emeklerinin ve kişi hak ve özgürlüklerine ilişkin çok önemli hukuki kazanımlarımızın bir gecede yok edilebileceğinin sanılması çok büyük yanılgıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütün partilerin milletvekillerinin oy birliği ile Anayasamızın 90. Maddesi uyarınca 24 Kasım 2011’de 6251 sayılı kanunla onaylanan İstanbul Sözleşmesi; milli iradenin sonucudur. Anayasamızın 90. Maddesi gereği usulünce yürürlüğe giren Temel Hak ve Özgürlüklere İlişkin Uluslararası Antlaşmalar kanun hükmündedir, hatta normlar hiyerarşisinde kanunların bile üzerinde yer alır. TBMM’NİN yani milletin iradesini yok sayarak Anayasanın 87. Ve 90. Maddelerine aykırı şekilde Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu Uluslararası İstanbul Sözleşmesinin 20.03.2021 tarih ve 31429 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan feshe ilişkin 19.03.2021 tarih ve 3718 sayılı Cumhurbaşkanı kararı Anayasaya aykırıdır. Cumhurbaşkanının İstanbul Sözleşmesini fesih kararı ve dayanak olarak alındığı iddia edilen 15.07.2018 tarih ve 9 sayılı kararnamenin; Anayasa’da temeli yoktur.
Yetki ve usulde paralellik ilkesi doğrultusunda imzalanan uluslararası antlaşmalar Anayasa doğrultusunda aynı yöntemle feshedilmesi gerekmektedir. İstanbul Sözleşmesi; Anayasanın 15 ve 17. Maddesinde düzenlenen “Kişinin Yaşam Hakkı; maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulmaması” “Herkesin yaşama, maddi ve manevi hakkına sahip olduğu” “Kimseye işkence ve eziyet yapılmayacağına” ilişkin kişi temel hak ve özgürlükleriyle doğrudan ve birebir ilişkilidir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevlerinin Cumhurbaşkanı kararı ile ortadan kaldırılamayacağı, düzenlenemeyeceği açıkça yazılıdır.
Bu nedenle Anayasanın 104.maddesi gereği Anayasada yer alan temel hak ve özgürlüklere ilişkin Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarılması hukuka aykırıdır. Kişi hak ve özgürlüklerine ilişkin Anayasa, uluslararası sözleşme ve kanunlarda açıkça düzenleme yapılmış konularda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkartılamaz. Bu anlamda; daha önceden çıkarılan 15.07.2018 Tarih ve 9 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle bu konuda Cumhurbaşkanına yetki verilmesi açıkça Anayasaya aykırıdır, hükümsüzdür. Anayasanın 6. Maddesi gereği “Hiçbir kimse ve organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.” Milli iradenin belgesi olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 104. Maddesinde düzenlenen Cumhurbaşkanının “görev ve yetkileri” arasında “Milletlerarası antlaşmaları onaylar ve yayınlar” hükmü vardır. Bu nedenle Cumhurbaşkanı milletlerarası sözleşmeleri sadece onaylar ve yayımlar. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Cumhurbaşkanına milletlerarası antlaşmaları feshetme yetkisi vermemiştir.
İstanbul Sözleşmesinin feshine yönelik Cumhurbaşkanı kararı yasal dayanaktan yoksundur. İnsan hayatı ve güvenliği, kişi hak ve özgürlükleri her türlü siyasetin üzerinde olup, hiçbir politik hesaba kurban edilemeyecek kadar önemlidir. İstanbul sözleşmesi yürürlükte olup, uygulanmaya devam edecektir. Bu nedenle öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni iradesine sahip çıkmak üzere göreve; siyasal iradeyi de Anayasanın 2. Maddesinde açıkça tanımladığı şekilde bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde hukuki tüm ilke ve kurallara uymaya davet ediyoruz.
İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmemiz mümkün değildir. Bizler; Barolar ve TÜBAKKOM olarak kadına yönelik şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık olarak kabul eden İstanbul Sözleşmesi’ni ortadan kaldırmaya yönelik Anayasaya aykırı bu girişime karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiyor, temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik gördüğümüz bu girişim karşısında toplumumuzun her kesimini bu mücadeleye destek vermeye ve dayanışmaya çağırıyoruz” diye konuştu