Devletin kömür madenlerini işleten şirketler tarafından mağdur edilmiş maden işçileri eş zamanlı Ermenek ve Soma'dan Ankara'ya hareket etmek istediler.
Ancak işçiler Ermenek’te jandarmanın sert müdahalesi ile karşı karşıya kaldılar. Soma'da ise madenciler polis ve jandarma tarafından durduruldu ve Soma Emniyeti Manisa Valiliği’nin hıfzıssıhhanın kararına dayanarak pandemi gerekçesiyle yürüyüşe izin vermedi.
Soma’da işçilerin eylemine destek veren CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu burada yaptığı açıklamada; polis müdahalesinin asıl amacı işçilerin hak arayışını engellemektir.
İktidar geçmişte 15 Temmuz sonrası ilan ettiği OHAL döneminde olağanüstü hal diyerek emekçilerin grev yapmasını engelleyerek istismar etmişti.
Aynı anlayış bu gün pandemi bahane edilerek sürdürülüyor. Pandemi yokken de işçilerin Ankara yürüyüşü engellenmiş, madenciler 33 gün Kırkağaç’ta oturma eylemi yapmışlardı. Bu sayede işçilerin bir kısmı haklarını aldı.
Soma 'da 8 yıldır Uyar Madencilik ten maaş, kıdem tazminatı, sakatlık tazminatı, ölüm tazminatını alamayan madencilerin artık sabredecek hali kalmadı.
Bu insanlar yıllarca mahkemeler de süründü. Hukuk mücadelesi vermek zorunda kaldılar. Haklılıkları ve alacakları mahkeme tarafından teslim edildi. Fakat iktidar temsilcilerinin verdikleri onca söze rağmen alacaklarını tahsil edemediler.
Bunca acıya mağduriyete sebebiyet veren şirket bu gün dahi başka isimlerle bu ülkede madencilik yapabilmekte ve biz önümüzdeki günlerde maden şirketlerine yeni imtiyazlar vermek, yeni istisnalar vermek için gelen kanun teklifini görüşeceğiz.
Maden şirketlerine karşı bu kadar bonkör olan iktidar, maalesef bu şirketlerinin mağdur ettiği emekçilerin haklı isyanına kulaklarını tıkıyor.
İktidar temsilcilerinin bu çığlığı duymaması ve işçilerin anayasal haklarını kullanmasını engellemesi kabul edilemez.
Bu ülkedeki yeraltı kaynaklarının sahibi devlettir. Devletin sahibi ise halktır. Dolayısıyla bu gün eyleme gelen, maden kazasında iki gözünü kaybetmiş Ali kardeşim bu devletin ve yeraltı kaynaklarının gerçek sahibidir.
Hal böyle iken Ali kardeşim bu gün neden meydanlarda?
Neden alın terinin karşılığını alamıyor?
Bu gün bu mağduriyetin nedeni rödovans sözleşmesi denilen şey...
Eğer bir maden sahasında rödovans sözleşmesi yapılmış ise devletin sorumluluğu ortadan kalkıyormuş.
Oysa 301 madencimizin katledildiği faciadan sonra oluşturulan meclis araştırma komisyonunun raporunda facianın en önemli sebebi olarak rödovans uygulaması olduğu vergulandı.
Ve biz bunca cana ve mağduriyete sebebiyet veren bu saçma sistemi sürdürmekte ısrar ediyoruz. Esas sorgulanması ve değişmesi gereken rodövans denilen ucube sistemdir.
Maden sahalarının sahibi devlettir. Sözleşmenin türü ne olursa olsun devletin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz, kaldırmamalıdır. Devletin medeninde çalışan her işçinin canı devlete emanettir.
Madenler kısıtlamanın olduğu pandemi günlerinde bile tam vardiya çalışmaya devam etti. Pandemi bahane edilerek mağdur işçilerimizin anayasal haklarını kullanmalarını engellemek kabul edilemez.
Soma’daki, Ermenek’teki kömür madenlerinin ruhsat sahibi TKİ, işçilerin 8 yıldır alamadıkları tazminat, maaş haklarını ödemeli ve bu bedeli maden şirketinden tahsil etmelidir.