CHP’li Özel şöyle konuştu: “15 Temmuz akşamı Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Meclisimize yönelik darbe girişiminin ilk saatlerinde, CHP Grup Başkanvekili olarak kapalı olan ve bombardıman altındaki Parlamentoya girip Partimizin darbeye karşı tutumunu kürsüden açıkladım.Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir cuntanın parlamenter demokrasimize yönelik darbe girişimini bir kez daha lanetliyoruz. Önümüzdeki görev, darbecilerin hesap vermesi, toplumsal normalleşmenin sağlanması ve demokrasinin güçlendirilmesidir.”
HESAP SORACAĞIZ!
“Darbelere de, AKP'nin dikta yönetimine de direnmeye; demokrasiye sahip çıkmaya devam edeceklerini vurgulayan Özel; 'Darbe yapmaya çalışanlar kadar, zemin hazırlayanlardan, ülkeyi bu duruma getirenlerden ve sonrasında günahsız askerlerimize saldıran çeteler ve azmettiricilerinden de hesap soracağız. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bütün siyasi partilere açık çağrımızdır: Güçlü bir parlamenter sistem ve özgürlükçü demokrasi için her türlü çabayı göstermeye hazırız. Bu bizim tarihi sorumluluğumuzdur!”
DARBEDEN DİKTAYI GÜÇLENDİRECEK FIRSAT ÇIKARILMASIN
Özgür Özel; “Biz seçime gireriz, çıkarız, kazanırız, yeniliriz ama bir tek darbecilere yenilmedik. Darbeden büyük zarar gören bir parti olarak en başından beri AKP’nin değil parlamenter sistemin arkasında durduk. O gece Meclis’te sığınakta bir ortak bildiri hazırlandı. AKP ile CHP, MHP ile HDP aynı metinde uzlaştı. Darbeyle demokrasiyi, özgürlük alanını genişleterek mücadele edilir. Bugün geldiğimiz noktada AKP’nin darbeyi fırsata çevirme yaklaşımıyla ilgili endişeler var. Kimse darbeden diktayı güçlendirecek bir fırsat çıkarmaya çalışmamalı.”
DARBECİLER NASIL BU KADAR İLERLEYEBİLDİ?
Hukukun içinde kalmadan darbeyle hesaplaşılamayacağını da söyleyen Özel; 'Onun adı karşı darbe olur. Darbeci ile siyasetçi arasında fark var. Biri hukuk içinde öbürü hukuk sınırları dışında davranır. Demokrasi alanını genişletmeden, temel hak ve özgürlükleri genişletmeden ve ülkede kişilerin kendilerini her yönüyle, düşüncesiyle, inancıyla, giyim kuşamıyla yaşam biçimiyle güvencede olduğunu hissettirmeden darbeyle mücadele edilemez. Uçağın burnunu Meclis’e çevirip, füzeyi ateşleyecek hissiyattaki bir darbeciyi o noktaya getiren sistemi sorgulamak lazım.”
SOKAKTA PARAMİLİTER GÜÇLER VAR
Bugün sokak çağrısı yapanların dün özgürlük, çevre ve doğa hakkını savunmak için sokağa çıkanlara neler söylediklerini hatırlatan Özel; 'Demokratik tepki sınırları içinde elbette sokağa çıkmak bir hak ama ülkenin cumhuriyetin kazanımlarına karşı bir karşıdevrim kalkışması görüntüleri içinde tekbirlerle, elde nereden temin edildiği bilinmeyen ateşli ateşsiz silahlarla, emir komuta zinciri içinde ne yaptığını bilmeden yola çıkmış olan Mehmetçiğe işkence etmek demokratik tepki olarak değerlendirilemez. Sokak homojen değil. Sokakta bir darbeye direnmenin onurunu paylaşmak isteyen farklı siyasi görüşten insanlar olabileceği gibi birileri tarafından bakılmış beslenmiş paramiliter güçler var. Özellikle bireysel silahlanma önündeki bazı engellerin kaldırılacağı ve kolaylaştırılacağı ifadeleri bu paramiliter güçlerin herkesin can güvenliği ve toplumsal barış için ne kadar büyük bir tehdit olabileceğini gösteren, IŞİD’vari görüntüler var.”
SOKAKTA KENDİLERİNE “CİHATÇI” DİYEN BİR KİTLE VAR
Özel; “Sokak çağrısını ilk saatlerdeki demokrasiye sahip çıkma, darbeyi önlemeden öte bir IŞİD militanı görüntüsünde, kendilerine “cihatçı” diyen, toplumsal barış bir yana kadınlar, toplumun belli mezhepleri, hatta Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerleri için nefret besleyen bir kitle var. Artık bu görüntüler ve buna tahammül göstermek o kitleyi daha cesaretlendiriyor. Erdoğan ve AKP kadrolarının sokak çağrılarını bu çerçevede yeniden değerlendirmesi gerekiyor.”
HABER MERKEZİ