Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ali Filizkan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, 10 Ocak 1961 tarihinden bu yana gazetecilik mesleğinde çalışanların kazandıkları birçok hakkın geçerliliğini kaybet
Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ali Filizkan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü meslekteki darboğaza ilişkin konuştu. Mesleki sıkıntının her geçen gün büyüdüğünü ifade eden Filizkan, şunları söyledi:
"1961 yılında elde edilen çalışma haklarımızdan gerideyiz. Basın kartı haklarımızdan birçok imkân yok edildi. İnternetlerin resmiyet kazandıracak rakamlarında esneklik bekliyoruz. Maalesef 10 Ocak’ı bayram değil 'Hak kazanma ve dayanışma günü' olarak kutluyoruz. Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü, demokratik yaşamın olmazsa olmazıdır." dedi.
10 Ocak 1961 tarihinde bu yana gazetecilik mesleğinde çalışanların kazandıkları birçok hakkı 62 yıllık süreç sonunda bugün kullanamaz noktasında olduğunu belirten Filizkan açıklamalarına şöyle devam etti: "Kaybedilen haklar yanında imtiyaz sahiplerinin de mali açıdan her geçen yıl gelirleri azalması sektörünü karanlık bir tünele itmektedir. Salgın döneminin başladığı 2019 yılından bu yana geçen 2020, 2021, 2022 yıllarında Türkiye genelinde yerel gazeteler, televizyon ve radyolar yayın hayatına artan maliyetler ve azalan gelir kaynakları nedeniylede son verme durumuna gelmesi, artan uydu frekans ücretleri ile kararma durumuna gelen yerel televizyonlar ve susma noktasındaki radyolar sektördeki sıkıntının da açık göstergesi.1961 yılında basın kartı ile kazanılan haklarımız da bugün elimizden alınmış durumda. Birçok yerde indirim sağlayan kartımızın resmi kurumlarda dahi geçersiz olması bizce ele alınması gereken sorundur."
"MESLEK YASASI ÇIKARILMALI"
Sektörün kapsamlı bir değişime ve yenilenmeye ihtiyacı olduğunu vurgulayan Filizkan, "Bunun çözümü yeni yasal düzenle melerin yapılmasından geçmektedir. Yetkili kurullardan 1961 yılında elde edilen hakların tüm ulusal ve yerel gazetelerde samimiyetle uygulanmasını bekliyoruz. Beklenen gazetecilik meslek yasasının hayata geçirilmesi talep ediyoruz. Türk Ceza Kanunu'nda ve bazı kanun yönetmeliklerindeki yer alan basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddelerin günümüz koşulları göz önüne alınarak değiştirilmesi gerekiyor. Yazılı basın, radyo, televizyonlar ve internet mecrasını bir bütün olarak ele alan düzenleme -denetleme-destekleme ayaklarını içeren bir sistemin halen tam kurulup uygulanmaması diğer bir sıkıntımızdır." şeklinde konuştu.
TASLAK GERÇEKÇİ RAKAMLARA ÇEKILMELİ
Filizkan sözlerine şöyle devam etti: "Resmi Gazetenin 18 Ekim 2022 tarihli nüshasında yayımlanarak yürürlüğe giren 7418 sayılı kanun, resmi ilan ve reklamların yazılı basın ve internet haber sitelerinde Basın İlan Kurumu aracılığıyla yayınlatılmasını içeriyor. Bu basın adına sevindirici bir karar. Ancak; bu kanun gereği Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve 13 Ocak Cuma günü Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’na sunulacak olan 'Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği' taslağı, bu kez internet haber siteleri için ağır koşulları içeriyor Bu durum bize göre sektörü yeniden merdiven altı internet gazeteciliğine iteceği yönünde kaygılarımızı artırmaktadır. Yönetmelik taslağında; İstanbul, Ankara ve İzmir dışında kalan yerlerdeki internet haber sitelerinin asgari kadro sayısı 4 ile 8 arasında, günlük asgari haber sayısı 30 ile 50 arasında, tekil ziyaretçi sayısı 3 bin ile 20 bin arasında, sayfa görüntülenme sayısı da 9 bin ile 60 bin arasında olması, resmi ilan almak için bekleme süresinin de 24 ay olması öngörülüyor. Anadolu medyasının mevcut durumuna bakıldığında, yönetmelik taslağında yer alan bu hükümlerin gerçekçi olmadığı ve bu şartlara göre yayın yapılmasının mümkün olmadığı ilan pastasını yine ulusal basına yönlendireceği endişesi açıkça görülmektedir. İnternet mecrasındaki sitelerin resmiyet kazandırılması adına ve burada görev yapan meslektaşlarımızın gazetecilik özlük haklarına kavuşması ne kadar sevindirici olsa da, taslak yönetmelik bir o kadar sorun içeriktedir."
"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ OLMAZ OLMAZIMIZ"
Gazetecilerin sıkıntılarından da bahseden Filizkan, "Meslektaşlarımız, meslek onurlarını korumak adına mücadele etse de, yasal boşluktan yararlanan çıkarcıların sektörde boy göstermesine engel olamamaktadır. Bu nedenle basın sektöründe öncelikli olarak Gazeteci lik adına mesleki düzenleme yasası yapılmalıdır diyoruz. Unutulmamalıdır ki; basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü, demokratik yaşamın olmazsa olmazı dır. Özgür basın, demokrasinin yaşamasını ve geliş mesini sağlayan kurumların başında gelmektedir. Halkın aynası ve sesi olma görevini üstlenen özgür basın, düşünce özgürlüğününde en etkili aracıdır. Çağdaş demokratik toplumlarda halkın haber alma hakkı basın ve ifade özgürlüğüyle mümkündür. Bu nedenle ülke olarak basının sorunlarını elbirliği ile çözümlemeliyiz. Yaşanan tüm bu sorunlara, TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe giren 'Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ndeki basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler nedeniyle yeni eklemeler olmasından endişe edilmektedir. Bu nedenle, sorunların zaman geçirilmeden hem ayrı, ayrı, hem de bir bütün halinde ele alınarak çözüm önerileri üretilmeli, zaman geçirilmeden de uygulanmalıdır." ifadelerini kullandı.
Filizkan açıklamasını şöyle sonlandırdı:
"Ege Gazeteciler Federasyonu üyesi olan Manisa Gazeteciler Cemiyeti yönetimi olarak Türkiye Gazeteciler Konfederasyonumuzun çağrısını yeniliyoruz. Bizim de çağrımız; siyasetçilerden, hukukçulardan, bürokratlardan, akademisyenlerden, sendikalardan, medya kuruluşlarından ve basın meslek örgütlerinden temsilcilerin bir araya gelmesi, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonumuz tarafından hazırlanan Basın Meslek Yasasını ele alması ve bu yasanın gerekli düzenlemelerle Türkiye'ye kazandırılmasıdır. Cumhuriyetimizin 100. yılında 62. yılını kutladığımız 10 Ocak hak kazanma dayanışma gününün meslektaşlarımız için gelecek yıllarda daha verimli ve hayırlı olmasını temenni ediyoruz."
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.