Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, sözleşmeli personel rejiminin hem mevzuatıyla hem de varlığıyla bir sorunlar ve tepkiler yumağı oluşturduğunu ifade ederek, “Saygın iş ilkesine, adalet eşiğine, insan onurunu koruma hassasiyetine, insanın kendini gerçekleştirmesine destek vermekle görevli devlet perspektifine aykırı sözleşmelilik uygulamasının bütünüyle varlığını ortadan kaldırmalıyız.” dedi.
Sözleşmeli personelin tepkileri, beklentileri ve talepleri karşılık bulmalıdır
Eğitim-Bir-Sen olarak, kamu personel mevzuatının yaşattığı ve sözleşmeli kamu görevlilerinin yaşadığı bir sorunu bütün kapsamıyla tespit ederek, çözümü sağlayacak adımların da ortak akılla ve kararlılıkla atılmasını istediklerini dile getiren Öner, “ Kamuda sözleşmeli personel rejiminin ürettiği mağduriyetleri, sözleşmeli personel statüsünde istihdam edilenlerin tepkilerini, beklentilerini ve taleplerini anlama çağrısında bulunmayı; doğru içerikle anlatmayı, doğru şekilde ilgililere aktarmayı ve nihayet sözleşmeli personel başlığıyla özetlenebilecek sorunun çözümle buluşmasını temenni ediyoruz. “şeklinde konuştu.
Sözleşmeli personel temel istihdam modeli hâline getirilmemelidir
Kamu personel sisteminde ‘sözleşmeli personel’ istihdamının 657 sayılı Kanun’un ilk hâlinde sadece “Türkiye’de yapılamayan özel ihtisas öğretimleriyle ilgili alanlar”la sınırlı olduğunu ifade eden Öner, “Bugün ise öğretmenlikten hemşireliğe, memurluktan mühendisliğe birçok alanda sözleşmeli personel istihdam edilmektedir. 1965 yılından bugüne gitgide temel istihdam modeli hâline getirilme noktasına gelen sözleşmeli personel istihdamı, hem parasal maliyet olarak, hem de sosyal maliyet olarak daha külfetli bir hale gelmiştir. Sosyal maliyeti hesaplamak bir tarafa, karşılamak çok daha zor hale gelmiştir. Onlarca çocuğa ders veren öğretmen kendi çocuğundan mahrum kalmaktadır. Öğretmen bir tarafa, çocuklar babasından ya da annesinden belki de her ikisinden mahrum olmaktadır. İşi ile eşi arasında tercih yapmaya, kadrolu arkadaşından daha yüksek vergi ödemeye, sosyal güvenlik hakları noktasında belirsizliğe mahkûm bir kamu görevlisi portresini makul, makbul ve adil görebilir miyiz? Biz göremiyoruz, görmüyoruz, görmeyeceğiz” dedi.
Atamaların kadrolu yapılmasını istiyoruz
Sözleşmeli personel konusundaki kamu personel sisteminin birçok sorundan, yanlıştan, mağdurdan, haksızlıktan kurtarılması gerektiğini vurgulayan Öner, “Kamu personel sistemindeki, kamu hizmetlerinin, kamu yönetimi ve kamu görevlilerine ilişkin mevzuatın ve uygulamanın hâlihazırdaki en büyük sorunlarından biri sözleşmeli personel istihdamında yapılan yanlışlardır.
Sözleşmeli personel rejimi, hem mevzuatıyla hem de varlığıyla bir sorunlar ve tepkiler yumağı oluşturmaktadır. Saygın iş ilkesine, adalet eşiğine, insan onurunu koruma hassasiyetine, insanın kendini gerçekleştirmesine destek vermekle görevli devlet perspektifine aykırı sözleşmelilik uygulamasının mağduriyetlerini azaltmalı, sonra da bütünüyle varlığını ortadan kaldırmalıyız. Biz, sözleşmelilikte 4+2’ye de 3+1’e de karşıyız. Atamaların kadrolu yapılmasını istiyoruz. Türkiye, kamu hizmetlerini bütünüyle kadrolu personel ile verebilecek kadar kadim bir birikime, bunun finansla maliyetini karşılayacak ekonomik yeterliliğe sahiptir. Hiç kimse aksine inanmamızı istemesin. ”şeklinde konuştu.