Tarih: 31.05.2021 18:40

DEMİR FİYATINDAKİ ZAMLAR İNŞAAT SEKTÖRÜNÜ ZORA SOKTU 

Facebook Twitter Linked-in



Geçen yıl ile bu yıl demir fiyatlarında yüzde 132’lere varan bir zammın olduğunu vurgulayan Başkan Yılmaz, “Türkiye’nin büyüme ve istihdamına katkı sağlayan lokomotif sektör zor günler yaşıyor. Bunun en büyük etkisi pandemiyle beraber tem sektörlerde olduğu gibi inşaat sektörü de nasibini aldı. İnşaat sektörü istihdamda ve katma değerde Türkiye’nin en önemli lokomotif sektörüdür. Bu sektörde yaşanan döviz artışları dalgalanmaları olsun, faiz artışları, enflasyon bir araya koyduğumuzda bunların çok çok üzerinde malzeme fiyatlarında artışlar yaşanmaktadır.  Geçen 2020 yılı mayıs ayı ile 2021 yılı mayıs ayı arasındaki 12 aylık süreç içerisinde demir fiyatı 3 bin 250 TL’den 7 bin 250 TL’ye çıktı. Bu da yüzde 132 bir zam demek. Demir başta olmak üzere tüm kalemlerde TÜİK verilerinin çok çok üstünde artışlar söz konusu.  Bu da tabi ki inşaat sektörünü ciddi bir sıkıntıya soktu. Hatta durma noktasına geldi” dedi. 

Geçen yıl faiz oranlarının indirilmesiyle inşaat sektörüne canlılık kattığını ifade eden Başkan Yılmaz, “İnşaat sektörüne ciddi bir ivme, ciddi bir katkı sağlamıştı. İstihdamı ciddi bir şekilde hareketlendirmişti. Piyasada bir canlanma yaşanmıştı. Tekrar vaizlerin yükselmesiyle beraber tüketicinin de konut alma gücü azaldı faizlerden dolayı. 0,64’lerden 1,35-1,40’lara kadar çıktı. Konut kredilerinde iki katına kadar faiz yükselmesi oldu. Burada da faizlerden dolayı ciddi bir daralma söz konusu bu dönemde. Biz burada devletimizden, hükümetimizden beklediğimiz inşaat sektörü olarak 250 bağlı olduğu kalemlerle beraber tüm sektörler olarak acilen demir fiyatlarında ve diğer malzemelerdeki fiyatlarda anormal artışına müdahale edilmesini istiyoruz. Çünkü inşaat sektörü duruma noktasına geldi. Devletimizin buna acilen el atmasını istiyoruz. Yoksa böyle giderse sektör ciddi bir krize, ciddi bir daralmaya doğru gidiyor. Burada ciddi istihdam sıkıntısı da yaşanacak” diye konuştu. 
Defalarca ertelenen otopark yönetmeliğinin en sonunda yasalaşarak yürürlüğe girdiğini belirten Yılmaz, Manisa özelinde şehir içerisindeki arsası olmayan parsellerde büyükşehrin otopark yeri göstermesi gerektiğini ancak bunu yapmadığını açıkladı. Yılmaz, müteahhit otopark parasını ödese bile büyükşehrin yeni plan yapmayıp otopark yeri göstermediği için ilçe belediyelerin ruhsat kesemediğine dikkat çekti. Manisa’nın ve ülkemizin deprem kuşağında yer aldığını vurgu yapan Başkan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu anlamda otopark yasası kentsel dönüşüme de çok ciddi sıkıntı oluşturdu. Çünkü daha önce 3 normal daireye bir otopark ödeniyordu. Rakam otopark başı 10 bin liraydı en yüksek. Şuna bir normal daireye bir otopark ve fiyatı 60 bin liraya çıktı. 3 daireye demektir bu 180 bin lira oluyor. Küçük dairelerden bahsetmiyorum.  Bu da demektir ki 10 bin liraya denk gelen otopark ücreti bugün 180 bin liraya çıktı. Hadi bunu ödemeye kalktığı zaman büyükşehrin yer göstermesi gerekiyor. Gösteremediği için ruhsat kesilemiyor, kesilemediğinden dolayı da kentsel dönüşümler yapılamıyor. Kentsel dönüşümdeki yerler genelde şehir merkezindeki eski yapılardır. Daha geçen sene yaşadığımız İzmir depremi var. Bu depremlerden dolayı İzmir’in birçok kesiminde kentsel dönüşümler var, Manisa’da var. Ama bu otopark ve malzeme fiyatlarındaki artış bunun önünü çok ciddi bir set çekiyor.” 
Sektörün önündeki bir diğer sorunun yapı denetim firmaların il genelindeki kurayla belirlenmesi olduğunu söyleyen Yılmaz, “Bu da şehrin bölgelere bölünmesine yol açıyor. Daha önce müteahhit istediği yapı denetim firmasında inşaatını denetliyordu. Daha sonra bakanlık bunu direk sistem üzerinden atamaya başladı. Örneğin Manisa Merkez’den Sarıgöl’e bir firmaya denetimi düşüyor. Sarıgöl’den buraya 2-3 saatlik yol. Bir vatandaş oraya inşaata gidip geldiğinde günü bitiyor. Bu nedenle yapı denetimler şantiye başında olmadığında beton dökülemiyor. Veya Sarıgöl’de bir firmaya Soma’daki veya Kırkağaç’taki bir firma düşebiliyor.  Bunun şehrin 3-4 bölgeye ayrılarak bakanlıkça atanması gerekiyor. Şuan işler yoğun olmamasına rağmen ciddi bir sıkıntı yaşıyoruz. Çünkü yapı denetimi, laboratuvarı, beton firmasını, kalıpçının programını hepsini bir araya getirmemiz gerekiyor. Üçünü bir araya getirdiğiniz zaman biri gelmediğinde betonu dökemiyorsunuz. Bu da taahhütlerinizi geciktirmeye sebep oluyor. Bu anlamdan devletimizden, hükümetimizden bununla ilgili çalışmaların yapılması ve inşaat sektörünün önünün açılmasını bekliyoruz. Ülkece ve milletçe pandemi sıkıntısını yaşıyoruz. El ele verip birlikte başaracağız. Ama malzemelerdeki fiyat artışlarına devletimiz el atmalı. Bir an önce sektörün şahlanmasını bekliyoruz” diye konuştu.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —