Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile İngiltere arasında Serbest Ticaret Anlaşması'nın yarın imzalanacağını bildirdi. Aşılarla ilgili bilgi veren Erdoğan, 'Çin'den sipariş verdiğimiz aşının ilk partilerinin yılbaşından önce ülkemize teslim edilmesini bekliyoruz' ifadelerini kullandı. Öte yandan Erdoğan, 'Okullarımızdaki yüz yüze eğitime verdiğimiz arayı 15 Şubat 2021’e kadar uzatıyoruz.' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Mavi Vatan'dan siber uzaya kadar her sahada egemenlik haklarımıza sahip çıkacağız.' dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan yılın son Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi. 2020 yılının son kabine toplantısını gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, içinden geçilen bu yılların, ülkenin yakın tarihindeki pek çok önemli hadisenin 100'üncü yıl dönümlerini de ifade ettiğini aktardı. Geçen yıl önce, İstiklal Harbi'nin başlangıcı olarak kabul edilen, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının 19 Mayıs'ta Samsun'a çıkışının 100'üncü yılının idrak edildiğini dile getiren Erdoğan, 1000 yıl önce Malazgirt'te başlayan Anadolu'yu vatan yapma mücadelesinin bu kritik adımını, 22 Haziran'da Amasya, 23 Temmuz'da Erzurum, 11 Eylül'de Sivas Kongresi kararlarıyla devam ettiğini bildirdi. Gazi Mustafa Kemal'in 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelmesinin ardından, İstiklal mücadelesinin yeni bir safhaya geçtiğini belirten Erdoğan, Büyük Millet Meclisinin, ülkenin dört bir yanından gelen temsilcilerin katılımıyla, 23 Nisan 1920'de bir cuma namazı sonrası dualarla açıldığını anlattı. Erdoğan, İstiklal Harbi'ni bizzat yöneterek 'Gazi' sıfatı alan Büyük Millet Meclisinin bu vasfını 15 Temmuz'da bir kez daha tescil ettirerek tarihe geçtiğini söyledi. Dün, 84'üncü vefat yılında rahmetle anılan Mehmet Akif Ersoy'un 12 Mart 1921'de Meclis'te gözyaşları içinde okunarak kabul edilen İstiklal Marşı'nın bir asır önce verilen mücadelenin ruhunu yansıttığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Türkiye Büyük Millet Meclisimiz, kabulünün 100'üncü yılı vesilesiyle 2021'i İstiklal Marşı Yılı olarak ilan etti. Bu ülkenin bir vatandaşı, bu milletin bir ferdi olmanın en başta gelen şartlarından biri, İstiklal Marşı'nı 10 kıtasındaki tüm mesajlarıyla kalbimize kazımaktır. Evlatlarımızdan beklentimiz, 'korkma' diye başlayan ve 'istiklal' diye biten bu marşı, lafzıyla ve ruhuyla içine sindirmeleridir. Çünkü bu marşın her satırı bize, önümüze çıkan zorluklar karşısında nasıl davranmamız gerektiğini anlatan mesajlarla bezelidir. İstiklal Marşımız, bir asır önce millet olarak hürriyetimizi kazanmak, vatanımızı işgalden kurtarmak, kendimize yeni bir gelecek inşa etmek için vardığımız milli mutabakatın ifadesiydi. Bugün de aynı mutabakatla hedeflerimize doğru yürüyoruz. Türk Milletinin binlerce yıllık devlet ve medeniyet davasını, 10 kıtada yüreklere nakşeden İstiklal Marşımızı unuttuğumuz gün, ayağımıza esaret prangası, boynumuza zillet zinciri vurulmuş demektir.' İstiklal Marşı'nda, bayrağın ve ezanın, özgürlüğün timsali olarak yüceltilmesinin, geçen asrın ilk çeyreğinde verilen milyonlarca şehidin mücadelesinden ilhamla olduğunu ifade eden Erdoğan, 'Bayrağı bez parçası, ezanı hoparlör gürültüsü, toprağı taş ve kum yığını, vatanı anlamsız bir saplantı, şehadeti sıradan bir ölüm olarak görenlerin, İstiklal Marşı'nın manasını kavrayabilmesi elbette mümkün değildir. Biz 'Asım'ın Nesli' dedikçe içlerini sıkıntı basanların, biz 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' dedikçe yüzlerini buruşturanların, biz 'büyük ve güçlü Türkiye' dedikçe kulaklarını kapatanların İstiklal Marşı'na sahip çıkması elbette mümkün değildir.' diye konuştu.
'Dünden gelen mandacıların bugünkü temsilcilerinin, dış güçlerin borazanlığından terör örgütlerinin hamiliğine kadar envaiçeşit ihanetin peşinde koşmaları İstiklal Marşımıza daha sıkı sahip çıkmamız gerektiğini gösteriyor.' diyen Erdoğan, şöyle devam etti: 'Hamdolsun, İstiklal Marşımızdaki her lafzı, her mesajı, bedeninin ve ruhunun her zerresiyle özümseyen gençlerimiz var. Hamdolsun, bayrak ve ezan hassasiyetini, yeri geldiğinde canı pahasına koruyan evlatlarımız var. Hamdolsun, medeniyetine, tarihine, kültürüne, değerlerine sıkı sıkı bağlı bir nesil var. Ardı ardına 100'üncü yılını idrak ettiğimiz her tarihi hadise bize, sahip olduğumuz ülkenin ve mensubu olduğumuz milletin kıymetini bir kez daha hatırlatıyor. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılı olan 2023'e hangi hissiyatla sahip çıkıyorsak, Fethin 600'üncü yılı olan 2053'ü ve Malazgirt Zaferi'nin bininci yılı olan 2071'i de aynı duygularla gençlerimize emanet ediyoruz. İnşallah, 2023'te ülkemizi dünyanın en büyük 10 devleti arasına sokarak, ecdada layık ve bizden sonraki nesillere örnek bir başarıyı hep birlikte ortaya koyacağız.' Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi Bugünkü kabine toplantısında Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı'nı da görüştüklerini aktaran Erdoğan, dijitalleşmenin ayrılmaz bir parçası haline gelen siber güvenliğin, tüm dünyada üzerinde hassasiyetle durulan konuların başında geldiğini vurguladı.
Güvenlikten sağlığa, eğitimden evde kullanılan aletlere kadar her alanda hayatın ayrılmaz parçası haline dönüşen dijitalleşmeyle birlikte siber tehditlerde de büyük artış yaşandığına dikkati çeken Erdoğan, 'Öyle ki ülkelerin fiziki sınırlarının korunmasıyla dijital altyapılarının ve verilerinin korunması, neredeyse aynı derecede önem kazanmıştır. Esasen savunma sanayi projelerimizin temel bileşenleri arasında dijital sistemler ilk sıralarda yer alıyor. Aynı şekilde günlük hayatımızı kolaylaştıran teknolojilerin hemen tamamı da dijital altyapılar üzerinde çalışıyor.' diye konuştu. Devletlerin, vatandaşlarının can ve mal güvenliği yanında, dijital bilgilerini ve aldıkları hizmetleri de korumak mecburiyetinde olduğunun altını çizen Erdoğan, yaklaşık 7 yıl önce kurulan Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi ile bu doğrultuda ilk adımın atıldığını söyledi. Gelinen noktada, güncel ihtiyaçları ve tehditleri dikkate alarak, ülkenin siber güvenlik politikalarını, kapsamlı ve bütüncül bir anlayışla özellikle yeni bir stratejiyi oluşturma konusunda adımı attıklarını belirten Erdoğan, son dönemde, diğer alanlarla birlikte dijital altyapılar ve siber güvenlik konularında da kimi zaman gizli kimi zaman açık engellemelere maruz kaldıkları için, stratejilerini yerli ve milli bir anlayışla şekillendirdiklerini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: 'Her şeyiyle kendimizin üretimi olan ilk haberleşme uydumuzu, inşallah 2022'de uzaya gönderiyoruz. Alternatif maliyetleri onlarca milyon dolar olan pek çok projeyi bir süredir ülkemizde yürütebilecek kapasiteye zaten ulaşmıştık. 'Bir milyon yazılımcı' böyle bir projeye gençlerimizin ilgisi, geleceğimiz için bize umut vermiştir. Şimdi bu çalışmaları daha da ileri taşıyoruz. Kendi milli siber güvenlik teknolojilerimizi geliştirmek suretiyle, güçlü ve caydırıcı bir altyapı oluşturuyoruz.
Teknolojiye yön veren bir ülke konumuna gelme hedefimiz doğrultusunda, Mavi Vatan'dan siber uzaya kadar her sahada egemenlik haklarımıza sahip çıkacağız. Bu amaçla, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisimiz ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın öncülüğünde, ilgili tüm tarafların katılımıyla uzunca bir süredir yürüttüğümüz çalışmalarda sona gelinmiştir. İlk aşaması 2020-2023 dönemini kapsayan bu planda belirlenen faaliyetleri hayata geçirerek, ülkemizin dijital altyapılarını siber saldırılara karşı, inşallah güvenli hale getireceğiz. Bununla kalmayacak, Türkiye'nin bu alanda, kendi ürünleri ve firmalarıyla uluslararası düzeyde söz sahibi olmasını da sağlayacağız. Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planımızın, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.' Salgın döneminde üzerinde en çok konuşulan hususlarından biri gıda üretimiydi, kuraklık bunu daha da anlamlı hale getirmiştir. Bugün 140 ülke, başka yerlerde toprak kiralamak üzere kendisini geleceğe hazırlamanın gayreti içindedir. Toprak kiralamada amaç bugünün ihtiyaçlarını karşılama değil, yarım asır bir asır sonrasının ihtiyaçlarını karşılamadır. Türkiye olarak biz de çeşitli yerlerde toprak kiralamaya başladık. Yıkıcı ve çapsız bir zihniyet bizim yaptıklarımız üzerinden karşımıza çıkıyor, insanımızı bize karşı kışkırtmak için tamamı çarpıtma olan söylemler kullanıyor. Türkiye'nin tarımda nereden nereye geldiğini anlatmadan önce soframızda eksikliğini hissetmediğimiz ekmeğimizi, aşımızı üreten tüm çiftçilerimize şükranlarımı şahsım, milletim adına sunuyorum.
Sadece 2020 yılında çiftçimize verdiğimiz destek tutarı 22 milyar liradır. Un ihracatında birinci, makarna ihracatında ikinci sıradayız. Türkiye tarımsal milli gelirini 37 milyar liradan 278 milyar liraya yükselterek Avrupa’da ilk sıraya yükselmiştir. Son 18 yılda 600 baraj, 1457 sulama tesisi yaparak milletimizin hizmetine sunduk. Toprak nedir, üretim nasıl yapılır bilmeyenler, ağızlarını her açtığında saman ithalatından bahsederek aslında cehaletlerini sergiliyor. (AİHM’in Demirtaş kararı) Mesela AİHM'in aykırı bir karar sergiledi. Biz de çıktık bu kararın hukuki değil siyasi bir karar olduğunu izin vermeyiz dedik. Vay efendim sen nasıl böyle bir şey söylersin. Kendileri böyle işlerde yetki sahibi olsalar, ellerinde insanların kanı olan bu terörist destekçisini hemen serbest bırakacaklar. Lafa gelince her fırsatta Atatürk'ün partisiyiz diye övünen bu kişiler 'kendilerine Mustafa Kemal'in askerleri değil it sürülerisiniz' diyen yöneticisine bile ses çıkaramamışlardır. KORONAVİRÜS SALGINI Türkiye salgın sürecini başarıyla yöneten ülkelerden biridir. Son kabine toplantımızda 1 milyon 240 bin esnafımıza yönelik 5 milyar liralık bir destek paketini daha kamuoyuyla paylaşmıştık. 2021 yılı asgari ücret rakamı bugün belli oldu. Asgari ücret 2021 yılı Ocak ayı itibariyle yüzde 21,5 artışla bekar ve çocuksuz çalışan için net 2 bin 826 lira evli ve 3 çocuklu çalışan için 3 bin 14 lira olarak uygulanacaktır. Salgın döneminde işverenlere desteği devam ettireceğiz. Kısa çalışma ödeneğinin süresini Şubat sonuna, nakdi desteği ise 17 Mart'a uzattık. Sosyal Koruma Kalkanı çerçevesinde milletimize aktardığımız nakdi destek miktarı 45,5 milyar liraya yaklaştı. İşverenlerimize ve çalışanlarımızda toplamda 6,5 milyar liralık ilave bir kaynak aktarmış olacağız. Kısa çalışma ödeneği süresini Şubat ayı sonuna uzattık. Tüm sıkıntılara rağmen reel sektör ülkemizin yüz akı olmaya devam ediyor. En önemli ticaret ortaklarımızdan biri olan İngiltere ile serbest ticaret anlaşmasını imzalama aşamasına geldik, yarın imzalar atılıyor.
AŞI AÇIKLAMASI
Tüm aşı çalışmalarını yakından takip ediyor, neticelere göre anlaşmaları imzalıyoruz. Yaşanan aksaklıkları aşmak için tüm alternatifleri değerlendiriyoruz. Çin'den sipariş verdiğimiz aşının ilk partilerinin yılbaşından önce Almanya'dan gelecek aşılarını Ocak ayında ulaşacağını umut ediyoruz. İnşallah en kısa sürede kendi üretimimiz olan birden fazla aşıyı milletimizin hizmetine sunmakta kararlıyız. Asıl önemi ve önceliği hem gelenekçi hem yenilikçi yöntemlerle geliştirdiğimiz kendi aşılarımıza veriyoruz. Yüksek teknolojiye dayalı altyapılar, bilim insanlarımızın sayesinde 8 ayrı aşı çalışmasını başarıyla yürütüyoruz. Birinde son aşamaya geçildi. İlgili bakanlıklarımıza, aşı gelişme çalıştırmalarını yakından takip etmeleri hususunda kesin talimat veriyorum. İnşallah en kısa sürede kendi üretimimiz olan birden fazla aşıyı milletimizin hizmetine sunmakta kararlıyız. Vaka sayısında düzenli düşüşe uygun olarak kısıtlama tedbirlerini dikkatle gözden geçiriyoruz. Vatandaşlarımıza tamam diye ifade ettiğimiz temizlik, maske, mesafe kurallarına sıkı bir şekilde riayet etmelerini bekliyorum. Gelişmelerin ümitvar olduğunu gördük. Okullarımızdaki yüz yüze eğitime verdiğimiz arayı 15 Şubat 2021'e kadar uzatıyoruz.
YÜZ YÜZE EĞİTİM AÇIKLAMASI
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, yüz yüze eğitime varılan aranın 15 Şubat 2021'e uzatıldığını duyurdu. Türkiye'de corona virüsü (koronavirüs) vakalarının artmasıyla birlikte yüz yüze eğitime ara verilmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı son dakika açıklamasında, yüz yüze eğitime verilen aranın 15 Şubat 2021'e kadar uzatıldığını duyurdu.