İnsan hakları, 1215 yılında imzalanan Magna Carta ile tarihte yer almaya başladı. Magna Carta, kralın mutlak gücünü reddederek hukukun kralın arzu ve isteklerinden daha üstün olmasını zorunlu kılmış, günümüz anayasal düzenine zemin oluşturmuştur. 10 Aralık 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile de bireylere tanınan hak ve özgürlükler güvence altına alınmıştır. Bu sebeple 10 Aralık Dünya İNsan Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. Bu beyanname ile barış, özgürlük ve hukukun üstünlüğü gibi ilkeler evrenselleşmiştir. Birleşmiş Milletlerin kurucu üyelerinden olan ülkemiz de sözleşmeye ilk onaylayan ülkeler arasında yer almaktadır. Bildiriye göre din, dil, ırk, renk, siyasal görüş ayrımı gözetilmeksizin herkesin eşit haklara sahiptir, bütün insanlar özgür, onur ve hakları yönünden eşit doğarlar. Fakat ne yazık ki bugün ülkemizde bu eşitlikten bahsetmek mümkün değildir. Ülkemiz insan hakları konusunda, 1215 yılında imzalanan Magna Carta'nın bile gerisinde kalmıştır. Akp hükümeti döneminde özgürlükler rafa kaldırılmış, insanlar dillerine, dinlerine, siyasal görüşlerine göre sınıflandırılmış, popülist söylemler ile toplumda bölünme ve kutuplaşma yaratılmıştır. Muhalif sesler, 'terörist', 'din düşmanı', 'hain', 'dış güçlerin maşası' olmakla itham edilmiş, ifade özgürlükleri ellerinden alınmıştır. Bugün Türkiye, en büyük gazeteci hapishanelerinden biri haline getirilmiştir. Her geçen gün, adaletin sorgulandığı kararlar alınarak hukukun üstünlüğü de yok sayılmış, hukuk devleti olmaktan da oldukça uzaklaşmıştır. Hukuk, adeta iktidarın elinde maşa olmuş, iktidara yakın kişiler hukuktan üstün hale gelmiştir. Kadın Cinayetlerini Durduracağız platformunun verilerine göre henüz tamamlamadığımız 2023 yılında 370 kadın, kadın cinayetine kurban gitti. Hepimiz biliyoruz ki kadın cinayetleri ve istismarı konusunda yeterli önlemler alınsaydı, bugün bu kadınlar hayattaydı. Bizler bugün insan hakları yerine kadın cinayetlerini, çocuk istismarını, iş cinayetlerini, basın emekçileri üzerindeki baskıyı konuşuyorsak bunun sorumlusu Akp hükümetidir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, ülkemizin her bir ferdinin adil ve eşit bir biçimde yaşaması için mücadelemizi sürdürüyoruz. Hak ve özgürlükleri kişiye göre değiştiren bu zihniyeti kabul etmiyoruz. İnsan haklarının ihlal edilmediği, toplumsal barışın egemen olduğu bir Türkiye için yılmadan, korkmadan, bir adım dahi geri atmadan mücadelemizi sürdüreceğiz. Dostça, kardeşçe, el ele bir kişi bile eksilmeden kutlayabileceğimiz nice 10 Aralıklara!