15. yüzyıl sonlarında Manisa’da sancak beyi olarak görev yapan Osmanlı şehzadelerinin yakınları için yapılmış tarihi yapının içler acısı halini gören Çelik karşılaştığı manzaraya veryansın ederek; “Manisa yüzyıllardır birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Yeri geldi yakıldı, yıkıldı ama yakın zamanda 100. yılını kutlayacağımız 8 Eylül düşman işgalinden kurtuluşu gibi küllerinden yeniden doğmayı başardı. Zor günler geçer, bu şehrin kaderine terk edilmişliği halkımızın teveccühü ile sona erecektir. Ancak görüyoruz ki yatırım olarak nitelendirilen pek çok işte samimiyetsiz ve ranta dönüşmüş. Bugün görüyoruz ki tarihimize sahip çıkıyoruz diyerek inşaat işlerinden başını kaldıramayanlar şehrin göbeğinde ki türbenin kahvehaneye dönüşmesine sessiz kalıyorlar. Türbenin içi kırık dökük, heryer rutubet ve pislik içinde. Tarih Şehri bildiğimiz Manisamız’da yetişmiş atalarımıza olan bu vefasızlığı görmek içimizi acıtıyor. Tarihi yaşatmak için milyonlar harcamak gerekmiyor. Sadece burası değil, Manisa Müzesi olarak yapımına başlanan yerin demirleri paslandı. Yapımı bitmeden eskidi. Hala ne zaman biteceği belli değil. Halkın verdiği yetkiyle göreve gelenlere sesleniyoruz. Samimiyetsiz işleri bırakın. Mesele tarihe sahip çıkmaksa bizim vatandaşımız geçmişini çok iyi bilir. Ancak siz gelecekte olmayacağınızı bildiğiniz için tarihi değerlerimize bile akçeli işlerinizi sokmaya çalışmayın. 22 Sultanlar Türbesi’ni görmeniz yeterli. Bu değerler ticarethane değildir. Küçük bakımlarla buraları ayakta tutmak, gelecek nesillere aktarmak zor değildir.” dedi.