Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş katıldığı televizyon programında ekonomi üzerine çarpıcı değerlendirmeler yaptı.
Ne diye ithal ediyoruz, buğday yetişmiyor mu bizde?
Gıda krizi ve tarımda yaşanan sorunlara değinen Hüseyin Baş, “Tarım stratejik bir sektördür. Tarımın ne kadar önemli ve hayati olduğunu bugünlerde yaşıyoruz. Biz şu anda Ukrayna'dan çıkacak olan gemileri beklerken, esasında dünya bizden gemi bekliyor olacaktı. Çünkü inanılmaz verimli topraklarımız var, ama Avrupa Birliği yasaları, uyum yasalarıyla, tahditlerle çiftçimiz bitirildi. Eğer çiftçinize bu şekilde yüklenirseniz, gıda krizi denen şeyi yaşarsınız. Gıda krizi diye bir şey esasında yoktur. Çünkü toprak vermeyi hiçbir zaman bırakmaz, ekersiniz ve karşılığını alırsınız. Ne vardır, çiftçiyi desteklememek, zorda bırakmak gibi politikalar vardır. Bu politikaların sonucu olarak kriz yaşarsınız. Türkiye'de yaşanan da budur. Türkiye yılda 2,5 milyar dolarlık hububat ithalatı yapıyor. Ne diye ithal ediyoruz, buğday mı yetişmiyor bizde? Sonra cari açığın peşine düşüyorlar ve 'biz ihracata dayalı ekonomi yapacağız' diyorlar ama ithalat rekor kırıyor. Esasında hiçbir şekilde kabul edilemeyecek saçma sapan işler dönüyor” dedi.
“Bugünkü özelleştirmeler o günkü kapitülasyonlardır”
Özelleştirme politikasına da değinen BTP lideri, “Atatürk kapitülasyonların hiçbiri kabul edilemez” dedi. Bugünkü özelleştirmeler o günkü kapitülasyonlardır. O zaman biz de kabul etmeyelim. Ancak bu noktada birleşirsek Atatürkçü olabiliriz, aksi halde siz tiyatro oynuyorsunuz demektir. Siyasilerde ‘her şeyi özelleştirelim, uyum yasası altında tahdit uygulayalım, ithalat yapalım ki O mutlu olsun, çiftçiyi bitirelim, hayvancıyı bitirelim, sanayiciyi bitirelim, özelleştirmeler yapalım’ mantığı var. Nerede kaldı senin milliyetçiliğin, Atatürkçülüğün, devletçiliğin, nerede bunlar? Hani biz Türk milletiydik her şeyi yapardık?
“Serbest piyasa milleti tekellere mahkum etme politikasıdır”
Türkiye’de insanların çok çalışmasına rağmen emeğinin karşılığını alamadığını ifade eden Hüseyin Baş bunu sağlayacak olanın devlet olduğunu belirti ve bunun için de devletin piyasaya müdahale etmesi gerektiğini ifade etti.
Bir şarkıda geçen ‘Mekanın sahibi geri geldi, bebeleri pistten alalım’ sözlerine atıfta bulunan Hüseyin Baş şunları söyledi; “İşte devlet girecek olaya, mekanın sahibi geldi, kafana göre fiyat koyamazsın! Neyin serbest piyasası? Serbest piyasa, rekabet özgürlüğü diye diye bütün piyasayı tekellere emanet ettiniz. Serbest piyasa ne? Bugün otomobil piyasasını kim belirliyor? Satıcı mı, alıcı mı yoksa sarı site mi belirliyor? Konut sektöründeki fiyatları kim belirliyor? Hani serbest piyasaydı? Mesela fındık konusunda Karadeniz'de öyle bir mezalim var ki! Fiyat açıklıyorlar, açıklanan fiyat tavan fiyat. Dünyada böyle bir şey yok, en fazla bu kadardan alınabilir! Serbest piyasa dedikleri esasında milleti tekellerin eline mahkum etme politikasıdır. Bu bütün dünyada böyledir. Serbest piyasa kapitalistlerin, liberallerin ortaya attığı bir fikirdir. Şimdi çıkarlar bana cevap verirler, versinler sabaha kadar da tartışırım. Serbest piyasa diyorsun Amazon'dan büyük tröst mü var, hadi sen de çık yap bir tane, yapabilir misin? Facebook'tan büyük tröst mü var? Serbest piyasa diye diye bunları oluşturdunuz. Hani rekabet eşitliği vardı? Ne olması gerekiyor? Devletin aktif olarak piyasanın içinde olması gerekiyor ama bunlar gibi değil. Bunlar 3-5 kişinin cebini düşündükleri için bunu yapıyorlar, birilerine şirin görünmek için bunu yapıyorlar. Hayır, vatandaş lehine yapacaksın. Köprü yapıyorsun, geçiş garantisi veriyorsun çiftçiye alım garantisi ver tarım yapsın.”
“Önce indirim, sonra bindirim”
Programda, “Liberal ekonomiye kati surette karşıyım, serbest piyasaya kati surette karşıyım.” diyen Hüseyin Baş, Tarım Kredi Kooperatifi marketlerinde başladığı ifade edilen indirime dikkat çekti.
BTP lideri, “Devlet fabrika açamaz, devlet fabrika işletemez diye diye her yeri özelleştirdiler şimdi devlet bakkallık yapıyor. Cumhurbaşkanı çıkıp ürün liste fiyatları açıklıyor. Güya indirimden bahsediyorlar. İndirim mindirim yok! Bir de indirimin referans noktası neresi, nereden indirim? Yüzde 20-25 indirim var diyorsun, referans ne? Geçen yılın yüzde yüz fazlası var. Sen referans olarak 3 gün önceyi alıyorsan bu ticaretteki klasik kalem oyunudur. Önce indirim, sonra bindirim! Bu, uyanık her tüccarın yaptığı bir iş. Bu kalem oyunlarıyla, kandırmacalarla bizi uyutmaya çalışıyorlar. Türkiye'de BTP'den başka bu işi çözebilecek başka hiçbir siyasi yapılanma yoktur. Herkes mevcut sistemi kabullenmiş ve bu mevcut sistemle birlikte bir ekonomi idaresini benimsemiş durumda. Ne yapacak, gelecek borç arayacak. Borçlan borçlan 20 yılımızı sattın, 2022 yılında yaşadığımız ortada. 20 yıl daha satacaksın benim oğlanın, kızın 20 yılını satacaksın” dedi.