BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş; “Prof.Dr.Haydar Baş fikri iktidarı sağladı, biz siyasi iktidarı sağlayacağız”

Parti içi faaliyetlerin değerlendirildiği toplantıda konuşan Hüseyin Baş, BTP’nin merhum Prof. Dr. Haydar Baş’ın fikri iktidarı sağladığını, kendilerinin de siyasi iktidarı sağlayacaklarını ifade etti.

Prof. Dr. Haydar Baş’ın fikri mücadelesinden örnekler veren Hüseyin Baş şunları söyledi; “Bakın hepimizin şehadeti ile babam bir şey yaptı, İslam tarihinde doğruları ortaya koydu. Dinler arası diyalog dediler. O,  ‘bu yanlış’ dedi ve doğruyu ortaya koydu. Peki dinin, peygamberin buna ihtiyacı var mıydı yoktu. Kimin buna ihtiyacı vardı, bizim vardı. İhtiyacımız vardı, yapmak zorundaydık ve yaptık. Aradan yüzyıllar geçti, olaylar geçti... En Şiisi, Alevisi bile 'Orada bir kavga olmuş, biz taraf olamayız' derken O Ehl-i Beyt'in hakkını ortaya koydu. Aleviler Haydar hocadan sonra 'ben Aleviyim' demeye başladı. Bunu biz değil Aleviler söylüyor. Peki Ehl-i Beyt'in buna ihtiyacı var mıydı? Yoktu. Ama buna bizim ihtiyacımız vardı ve O hakkı teslim etti. Bugün ilkokul 4.sınıf kitaplarında Caferilik hak mezhep olarak okutuluyor. Dolayısıyla Haydar hoca iktidar oldu. Fikri iktidarını bu ülkede sağlamış tek insan vardır o da Haydar hocadır.

15 Temmuz’da insanlar neden sokağa çıktı?

Prof. Dr. Haydar Baş’ın fikirlerinin iktidar olduğunu ifade eden BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Bu fikri iktidarın yansımalarını biz bugün toplumda görüyoruz. 15 Temmuz'da o kadar insan sokağa döküldü ise Haydar hocanın bu örgütle 20 senedir mücadele etmesinden dolayıdır. Birilerinin hocaefendi dediği sözde hocaefendi ile ilgili, 'yanlış yapıyor' diyen başka bir yapı mı vardı Türkiye'de.”

“Haydar hoca böyle bir adamdı”

BTP genel merkezindeki teşkilat toplantısında  Prof. Dr. Haydar Baş’ın Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili çalışmalarına da dikkat çeken Hüseyin Baş; “ O Atatürk'ün hakkını da iade etti. Kimin ihtiyacı vardı da bunu yaptı; bizim ihtiyacımız vardı. Ekonomi hususunda da hakeza öyle. Türkiye'deki ve dünyadaki bütün açlığa, sefalete ve bütün kan dökmelerin karşısına dikildi ve çözüm buldu. Aynısını Deniz Gezmişler, Yusuf Aslanlar ve Hüseyin İnanlar ile ilgili yaptı. Haydar hoca böyle bir adamdı. Peki bunları yaparken şunu mu dedi, 'ben bunları çıkıp anlatayım da ne olursa olsun' mu dedi, hayır. Benim vazifem sadece bunları konuşmak mı dedi, hayır. Dedi ki, 'Ben iktidar olacağım, hem Türkiye'de hem de bütün dünyada İslam dünyasında Tevhidin Merkezi'nin Ehl-i Beyt olduğunu ispat edip onlara bu inancı yaşatacağım, ülkemde insanımı Atatürk'ün birleştirici harç, birleştirici unsur olduğunu ikna edip onu yaşatacağım. Milli Ekonomi Modeli'ni tüm dünyaya deklare edip, tüm dünyada uygulatıp tabiri caiz ise Allah’ü Teala'nın dünya üzerinde yaşanmasını uygun kıldığı sosyal sistemi dünyada uygulayacağım' dedi.” şeklinde konuştu.

“Fikrimiz, inancımız güçlü, enerjimiz fazla…”

Bu açıklamalarının ardından, “Peki bizim ne yapmamız lazım?” Sorusunu soran Hüseyin Baş şöyle devam etti; “Bizim de Prof. Dr. Haydar Baş'a hakkını iade etmemiz lazım. Öncelikle Meclis'te var olacağız. Elimizde Milli Ekonomi Modeli'ni sallandıracağız. ' Bu Türkiye'nin tek çözümüdür' diyeceğiz. Varsa başka çözümü olan çıksın ortaya koysun. Başka çözüm yok. Biz bu ülkede iktidar olacağız. Türkiye'de BTP iktidarı yaşanacaktır. Bunda en ufak bir kuşkunuz olmasın. Bizim diğer siyasi partilerden fikrimiz güçlü, enerjimiz fazla, dirayetimiz fazla, inancımız güçlü. Biz bunlardan daha iyi işler yaparız. O yüzden biz bu ülkede iktidar olacağız”

“Bu nasıl demokrasi”

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş konuşmasında güncel gelişmeleri de değerlendirdi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Rize’de maruz saldırıya değinen Baş, “Türkiye öyle bir noktaya sürüklendi ki... Hadiseler hepinizin gözü önünde cereyan ediyor. Rize’ye gidiyor Sayın Meral Akşener ve bir saldırıya maruz kalıyor ve Cumhurbaşkanı da çıkıp, 'Bunlar daha iyi günlerin' diyor. Buna diyecek tek bir şey var; Siyaset yapmayalım o zaman, konuşmayalım, bir yere gitmeyelim, fikrimizi anlatmayalım. Bu nasıl bir demokrasi, nasıl bir hukuk devleti, nasıl bir cumhuriyet?”