Aday listesini YSK'ya teslim ettikten sonra seçimlere katılmama kararı alan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), milletvekili adaylarının katılımıyla Ankara'da görkemli bir teşekkür toplantısı gerçekleştirdi.
Programda partililere hitap eden BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş seçimden çekilme kararının gerekçesini anlattı.
Yapılan anketlerde yüzde 2-3 civarında oy aldıklarını ancak barajı geçemediklerini belirten Hüseyin Baş, bu durumda alacakları her oyun parlamenter sisteme geçiş vaadinde bulunan muhalefetin TBMM’deki sayısını azaltacağını gördüklerini ve muhalefete son bir şans vermek için çekilme kararı aldıklarını söyledi.
Böylece yüzde 3 oy almış olmaları halinde hazineden yapılacak yardım haklarından da vazgeçtiklerini belirten Hüseyin Baş, bu yaptıklarının vatan ve millet adına büyük bir fedakarlık olduğunu söyledi.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş konuşmasında şu ifadeleri kullandı;
“Bize yarının meclisini kurmak kaldı”
-Biz Sayın Kılıçdaroğlu'nu Cumhurbaşkanlığı seçiminde desteklediğimizi açıkladık. Sözümüzün arkasındayız. Kendileri bizi ziyarete geldiklerinde 'Bu ülkenin ihtiyacı olan temel unsur, Atatürk'ün ömrünü adadığı bu milletin kardeş bir millet olduğunu bu millete yaşatma unsurudur’ demiştim. Biz BTP olarak bu fonksiyonun icrasında görev almak istedik. Bu düşüncemizi Meclis kürsüsünden anlatmak istediğimizi de söyledik. Ama gelinen süreçte bize, yarının meclisini kurup yarının kürsüsünden yarının Türkiye’sine yürümek kaldı. Biz Bağımsız Türkiyeliler hiçbir menfaat gözetmeksizin ülke çıkarlarını, millet çıkarlarını, parti ve şahsi çıkarların üzerinde tutan insanlar olarak tarihte yerimizi almak istedik ve bugün bunu ortaya koyduk arkadaşlar.
“Parlamenter sisteme geçmek isteyenlere son bir şans verelim dedik”
-Türkiye kuruluş felsefesinden çok uzak noktalara çekildi. Bütün kurumlarıyla adeta işgal edilmiş hale geldi. Tek bir insanın ağzından çıkan cümlelerle yönetilir bir hale geldik. Ormanlar yanarken söndürmek için tepeden talimat beklenen bir hale geldik. Deprem olup insanlar enkaz altındayken birilerinin, 'aman asker bir şey yapabilir' diye askeri sahaya sürmeyip insanların ölmesine sebep olduğu bir hale geldik. Dolayısıyla ilk olarak tesis etmemiz gereken bir şey vardı; Ülkemize parlamenter sistemi, demokrasiyi, cumhuriyet bilincini geri getirmek durumundayız. Dedik ki, 'Biz bu seçimde parlamenter sistemi, Türkiye demokrasisini yeniden diriltmek ve geri getirmek iddiasında olan insanlara bir şans verelim ama bu da son şans. Eğer bu kolay seçimi de becerip alamazsanız benimle işiniz var şimdiden söyleyeyim.
“O partiler istediğini alamasaydı bizim yaptığımızı yapacak mıydı?”
-Acaba sizin o ittifaklar oluşturan partileriniz istediklerini alamasaydı bizim yaptıklarımızı yapacak mıydı? O yüzden bizim bir söz hakkımız var ve o söze binaen konuşuyoruz ve yapıcı, kırıcı değil…
“Milli servetlerimizin özelleştirme adı altında peşkeş çekilmesinden şikayetçiydik”
-Bizim 20 yıllık siyasi sürecimizde şikayet ettiğimiz bazı unsurlar vardı. Biz yerli kaynaklarımızın talan edilmesinden şikayetçiydik. Biz Arap Baharı adı altında milyonların evsiz kalmasından şikayetçiydik. Biz dış politika adı altında ülkemizin yabancı ülkelerin elinde dilencilik yaptırılmasından, emir erliği yaptırılmasından şikayetçiydik. Biz milli servetlerimizin özelleştirme adı altında peşkeş çekilmesinden şikayetçiydik. Biz yeni nesillerin eğitimsiz bırakılmasından şikayetçiydik. O nesiller büyüdüğünde adaletsiz yargılanmalarından şikayetçiydik. Biz bu yüzden bu iktidarın değişmesini istedik. Bu iktidar değişirse yeni iktidar döneminde de şikayetçisi olduğumuz bu şeylerin takipçisi olacağız. Ama yarın sandığa gittiğinizde de bilinçli olarak fakir bırakıldığınızı unutmayın, en temel ihtiyaçlarınıza 'süfli' ve sizlere 'sürtük' dendiğini unutmayın.
14 Mayıs darbe girişimidir diyen Soylu’ya cevap…
-İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, '14 Mayıs seçimleri Batının darbe girişimidir' dedi. Şimdi, seni seçimle o koltuktan indiremiyorsak, seçim bile bir darbe ise daha nasıl ineceksin oradan. Eğer sen seçimin bir darbe olduğunu düşünüyor ve söylüyorsan demek ki sen seçimle geldiğine inanmıyorsun, sen oranın sahibi olduğunu düşünüyorsun. Bu zihniyetin 2-3 adım ilerisi - Türkiye'de bu zihniyet bu ülkede ne yazık ki mevcut- Atatürk'e de darbeci derler. Bu zihniyetten arınmamız gerekiyor. Milli birlik için, cumhuriyetin devamı için, demokrasimiz için bu zihniyetten arınmamız gerekiyor. Ve bu zihniyet başta ben ve sizler olmak üzere - dün babamdı- toplumda kendilerine ram olmayanları düşman olarak gören bir zihniyettir.
Bağımsız Türkiye sözü
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş konuşmasının sonunda partililerden Bağımsız Türkiye sözü aldı. Baş’ın sözlerini salonu dolduran vatandaşlar tekrarladı. İşte o sözler;
"Ben Türk istikbalinin evladı… Yaşadığım bu toprakları yüceltmek için her türlü fedakarlığı yapacağıma, anama, babama, atama verdiğim sözü tutacağıma… Bağımsız Türkiye idealinden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğime, ülkeme hizmet etmekte hiçbir çıkar aramayacağıma, birinci vazifemi unutmayacağıma, her türlü ahval ve şerait içinde umudumu asla yitirmeyeceğime, Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında can emniyetini, mal emniyetini, namus emniyetini, din ve vicdan hürriyetini doya doya yaşatacağıma söz veriyorum. Ne mutlu bu kutlu yolda olanlara…”
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, konuşmasını Mehmet Akif Ersoy’un ‘Birlik’ şiirini okuyarak tamamladı.