BAŞKAN ERGÜN, MHP'Lİ BELEDİYE BAŞKANLARI İSTİŞARE TOPLANTISINA KATILDI

0

SİYASET 11.07.2020 20:41:51 1340 0
BAŞKAN ERGÜN, MHP



Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, MHP Genel Merkezi’nde düzenlenen ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başkanlık ettiği Belediye Başkanları İstişare Toplantısı’na katıldı. Toplantı sonunda yazılı açıklama yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi yerel yönetimlerde markadır. Halka hizmeti Hakk’a hizmet gören partimiz “Üretken Belediyecilik” ilkesiyle hem öne çıkmış, hem de dürüst, müşfik, çalışkan yönetim anlayışıyla serpilmiştir” dedi. 11 Temmuz 2020 Cumartesi 17:03 0A + A - Yazdır Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi’nde Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin başkanlığında Belediye Başkanları İstişare Toplantısı düzenlendi. Toplantıya Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün de katıldı. Belediye başkanlarının ateşlerinin ateşölçerlerle ölçülerek salona alındığı toplantıda, toplantı salonu sosyal mesafe kurallarına azami dikkat edilerek düzenlendi. Başkanlar, sosyal mesafe kuralına uygun bir şekilde yerleşimle salondaki yerini aldı. Belediyelerin çalışmaları ve sorunlarının masaya yatırıldığı toplantıda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ülke gündemine ilişkin açıklamaları da gerçekleşti. “Milliyetçi Hareket Partisi yerel yönetimlerde markadır” Toplantının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yazılı açıklaması kamuoyuyla paylaşıldı. Açıklamada, “Planlanmış bir takvim çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz parti içi siyasi toplantı ve çalışmalara bugün yeni bir halka eklenmiştir. Merkez Yönetim Kurulu, Milletvekilleri, İl Başkanları toplantılarımızı sırasıyla yaptıktan sonra, 31 Mart 2019 tarihinde seçilerek görev alan belediye başkanlarımızla bir araya gelinmiş, ülkemizin ve belediyelerimizin öncelikli gündem başlıkları değerlendirilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi yerel yönetimlerde markadır. Halka hizmeti Hakk’a hizmet gören partimiz “Üretken Belediyecilik” ilkesiyle hem öne çıkmış, hem de dürüst, müşfik, çalışkan yönetim anlayışıyla serpilmiştir. Belediye yönetimleri demokratik süreçlerin en önemli etapları arasındadır. Vatandaşlarımızın yaşadıkları beldelerden büyükşehirlere kadar aradıkları, özledikleri, umutla bekledikleri ilk temas ve hizmet noktası belediyelerdir” denildi. “Türk milleti hakkını ve hukukunu uyanık bir şuurla muhafaza edecek” Hiçbir belediye yönetiminin milli iradenin takdir ve teveccühünü istismar ve inkâr yanlışına sapmaması gerektiğine vurgu yapan MHP Lideri Bahçeli, “Sandık marifetiyle belediye başkanı seçilmek erdem ve ehemmiyeti bilinmesi gereken demokratik bir mükâfattır. Bu konuda tereddüde mahal yoktur. Beş yıl süreyle üstlendikleri emanete dikkat, riayet ve sadakat gösteren belediye başkanları hürmetle yad edilirken, ihanet edenler adli ve idari tasarruflarla layık oldukları muameleyi kaçınılmaz şekilde görmektedir. Seçilmek hiç kimseye hukuken ayrıcalık sağlamayacaktır. Çünkü hukuk karşısında herkes bir ve eşittir. Belediye imkanlarını terör örgütü lehine seferber eden bölücülerin görevlerinden derhal uzaklaştırılmaları, emanetin ise tekrardan millete tevdii adalet ve ahlakın zorunlu bir gereğidir. Demokrasi hıyanete cevaz ve geçit vermeyecektir. Türk milleti hakkını ve hukukunu uyanık bir şuurla muhafaza edecektir” ifadelerini kullandı. “Belediye başkanlığı millete ihanetin kılıfı olamayacak” Bazı belediyelere kayyum atanmasına da değinen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Karanlık ve kirli ilişkilere gömülmüş, terör örgütü PKK’nın fiili kontrolüne girmiş HDP’li bazı belediye başkanlarının hukuki tedbir yoluyla görevlerinden uzaklaştırılıp yerlerine kayyum atanması çok doğru ve yerinde bir karardır. Bu kapsamda kayyum atanmasını eleştirip, yapılan idari tasarrufu demokrasi ayıbı olarak değerlendiren sorumsuz ve işbirlikçi siyasetçilerin işlenmiş ağır suçların bir parçası oldukları da bir başka gerçektir. Suçu ve suçluyu övmek, rezalet ve melaneti benimsemek hiç kimseyi şeref sahibi yapmayacak, tam tersine millet nezdinde zora sokacak, ağır şekilde sorgulatacaktır. Belediye başkanlığı millete ihanetin kılıf ve kisvesi olamayacaktır. Zillet İttifakı’nı oluşturan sığ ve sığıntı partilerin ağız birliği halinde kayyum atamalarına tepki göstermeleri kontrolsüz savrulma halinin teyididir. PKK’ya yardım ve yataklık yapan belediye başkanlarını sırf sandıktan çıktılar diye savunmak ve sahiplenmek ayıplı, arızalı, alacalı bir siyasettir. CHP bu yanlışın pençesindedir. İP bu hüsranın peşindedir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı yapan Serok Ahmet bu hezimetle bezenmiştir” dedi. “Türkiye artık söz dinleyen değil sözü dinlenen ülkedir” Gündemin en önemli başlıklarından olan Ayasofya Camii konusunda görüşlerini de açıklayan Bahçeli, “HDP ile PKK’nın ardına düşen CHP-İP ve diğer vagon partilerin yangından mal kaçırma telaşları, çölde deve izi sayma tuhaflıkları deyim yerindeyse izan ve irade iflasının belirtisidir. Türkiye egemenlik haklarına toz kondurmama azim ve kararındadır. Bu kararın gevşetilmesi, bu kararlılığın yargılanması niyet ve hedef sahiplerini mahv-ı perişan edecektir. Türkiye’nin, kerameti kendinden menkul mihrakların ağzına bakma dönemi geride kalmıştır. Artık söz dinleyen değil sözü dinlenen, üzerinde hesap yapılan değil hesapları bozan bir ülke gerçeğine herkes alışmalı, buna saygı duymalı, sonuçlarına da hazır olmalıdır. Ayasofya Camisi’nin tekrar ibadete açılması bu kesif ve kesin iradenin en can alıcı muhassalasıdır” ifadelerine yer verdi. “Bu durum herkes için bağlayıcıdır” Sürekli Vakıflar, Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği’nin 31 Ağustos 2016 tarihinde, Ayasofya Camisi’nin müzeye çevrilmesine ilişkin 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı’nın iptali istemiyle dava açtığını hatırlatan Bahçeli, “Vakıf malı olan Ayasofya’nın, vakfiyesine muvafık şekilde cami olarak kullanılması milletimizin uzun yıllardır hasreti ve beklentisidir. Aynı zamanda eşsiz bir mimarlık ve sanat abidesi olan Ayasofya’nın ibadete açılması inanç haklarımızın mecburi bir gereğidir. Aksi bir iddia ve ileri sürülecek ifade hükümsüz ve temelsizdir. Ayasofya’nın, vakfeden kutlu ecdadımızın emaneti doğrultusunda kesintisiz cami olarak kullanılması bağlılık ve vefayla yerine getirilmesi şart olan tarihi bir sorumluluktur. Vakıf senedi hukuk gücündedir. Nitekim vakfedilen Ayasofya’nın niteliği ve kullanım amacı değiştirilemeyecektir. Bu durum aynı zamanda herkes için bağlayıcıdır” dedi. “567 yıldır devam edegelen fetih sürecimiz yeni bir safhaya geçti” Türkiye Cumhuriyeti’nin vakfedenin iradesine uygun olarak vakıf varlığının kullanılmasını sağlama hususunda çok açık mükellefiyeti olduğunun kuşkusuz olduğuna vurgu yapan MHP Genel Başkanı, “Nihayet Ebulfetih Sultan Mehmet Vakfı’nın mülkiyetinde olan Ayasofya Camisi’nin kilitleri açılmış, maziyle atinin manevi kucaklaşması temin edilmiştir. Türk-İslam alemi yeni bir diriliş ve yükseliş müjdesini İstanbul’dan parlayan ışık huzmesinden almıştır. Danıştay 10. Dairesi müstesna bir karara imza atarak Ayasofya Camisi’ni müzeye dönüştüren 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı’nı iptal etmiştir. Elbette Müslüman Türk milletinin hislerine tercüman olmuş, sonuç itibariyle milli vicdan müsterih hale gelmiştir. 567 yıldır devam edegelen fetih sürecimiz yeni bir safhaya geçmiş, bütün Türk ve İslam beldeleri ayağa kalkmıştır” diye konuştu. “Hukuki ve siyasi mutabakatla çözüme kavuştu” Yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı’yla Ayasofya Camisi’nin yönetiminin Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek ibadete açılmasının önündeki bütün sahte ve sanal bariyerlerin yıkıldığını belirten Bahçeli, “86 yıldır kutuplaşmalara konu olan bir tartışma hukuki ve siyasi mutabakatla çözüme kavuşturulmuştur. Ayasofya Camisi’nin ibadete açılması 567 yıllık çağrıya kulak vermenin, itibar ve ihtimam göstermenin muhterem bir neticesidir. Ayasofya yeryüzündeki bütün camilerimizi, bütün mescitlerimizi selamlayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi bu gelişmeden dolayı son derece bahtiyardır. Uzun yıllardır dile getirdiğimiz bir talep karşılanmıştır. Milletimizin isteği olmuş, adalet ve hak yerini bulmuştur. Bundan rahatsız olanlar ise kendilerine başka meşgale aramalıdır. Ayasofya Camisi’nin Müslüman gönüllerle buluşması İslami ve tarihi bir sorumluluk olmanın yanında egemen devlet müktesebatımızın, bağımsızlık prensibimizin bihakkın gerek ve şartıdır. Türkiye onun bunun dayatmalarıyla tarihi gerçeklerine sırt çevirmeyecektir. Kudüs’te menfur senaryoları tedavüle sokanların Ayasofya özelinde bize ikaz dolu mesajlar vermesi nafile bir çabadır. ABD yönetiminin “Hayal kırıklığı” yorumu cibilliyetsiz ve ciddiyetsiz bir ithamdır” ifadelerini kullandı.

 

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.