CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasından sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara’dan İstanbul’a adalet yürüyüşü başlatmış ve Türkiye’nin dört bir yanından destek bulmuştu. CHP Saruhanlı İlçe Başkanı Ayşe Sunar’da yaşanan bu gelişmeler üzerine “adalet” başlıklı bir mesaj yayımladı.
“CEZAEVİNDEKİ TUTUKLU MİLLETVEKİLİ SAYISI 12 OLMUŞTUR”
CHP Saruhanlı İlçe Başkanı Ayşe Sunar yayımladığı mesajında şöyle başladı, “Ülkemizde, her geçen gün artan yoğunlukta baskı ile anayasa ve hukukun evrensel ilkeleri göz ardı edilerek, emperyalist çıkarlara karşı duran, en ufak direniş gösteren muhalif duruşun kabul edilmediği, toplumun her kesimden insanların kazanılmış haklarının gasp edildiği, adil yargılama hakkının yok sayılarak zindanlara atıldığı karanlık günler yaşanmaktadır. Son olarak siyasi bir karar ile CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, 25 yıl hapis cezası hükmü ile gazetecilik faaliyeti, casusluk olarak nitelendirilip tutuklanmıştır. Milletvekilimiz Enis Berberoğlu ile birlikte cezaevindeki tutuklu milletvekili sayısı 12 olmuştur.”
“TARAF OLMAYAN BERTARAF OLUR” DEDİLER
Ak Parti'nin FETÖ ile birlikte kurdukları ortaklıkla yargının, iktidarın kendinden olmayana sallayabileceği kırbacı olduğunu ifade eden sunar, “ Yargı, iktidarın başkanlık rejimi yolunda, Türkiye'nin yeniden inşası için 'taraf olmayan bertaraf olur' denilerek en önemli araç haline getirilmiştir. Türkiye tarihinin en büyük ve tartışmalı davaları olan Ergenekon ve Balyoz bu dönemin ürünleridir. Bilindiği üzere 12 Eylül 2010 Referandumu ile bu süreçte bir adım daha atılarak, yargıda büyük tasfiyeler yaşanmıştır. Bu durumu eleştiren itiraz eden herkes kendini yargıç karşısında bulmuş, şanslı olanlar tutuksuz yargılanmıştır.” Aynı yöntem 15 Temmuz sonrası da uygulanmaya devam ediyor. Cemaat ile savaş yaşansa bile ortaklıktan kalan yargılama yöntemi hala uygulamadadır. 15 Temmuz sonrası çıta daha da yükseltilmiş, OHAL Kararnameleri ile zirveye taşınmış ve referandum sonrası tamamen tartışmalı hale gelmiştir. Bugün itibariyle 130 gazeteci cezaevindedir, işinden edilen, aç bırakılan 140 bin kişi, 50 bini geçkin tutuklu insan ve bağımsızlığı tartışmalı yargı ile karşı karşıyayız. Artık sadece gazeteciler yargılanmıyor, gazeteler kapatılıyor. Onlarca gazete, dergi ve televizyon kapatıldı. 5 binin üzerinde gazeteci işsiz kaldı. Türkiye'de basın emekçileri, tarihin en büyük baskısı ile karşı karşıya kalmıştır.” Dedi.
“ADALETİN YOLU PARLAMENTER SİSTEMİN GÜÇLENDİRİLMESİNDE GEÇİYOR”
Sunar, “Diğer taraftan AK Parti iktidarında bugüne kadar onlarca bombalı saldırı gerçekleşmiştir. Bu saldırılarda yüzlerce vatandaşımız ölmüş ve binlerce vatandaş da yaralanmıştır. Ancak güvenlik zafiyeti eleştirileri ile tepkilerin odağında olan hükümetten ve yetkililerden tek bir kişi bile istifa etmemiştir. Kayıplarımızın hesabı sorulmamış, adalet duygumuz ve vicdanlarımız derinden yaralanmıştır. Evrensel hukuk ilkeleri doğrultusunda yargılanma hakkı ihlal edilecek şekilde suçsuz insanları suçlu insanlardan ayıramıyor ve haksızlığa yol açıyorsanız insanlardaki adaletsizlik duygusunu yok edemezsiniz, servet ve zenginliğin kaynağının devlete yakın olmak gerekliliği fikrini yıkamazsınız. Toplumda adalet duygusunu sağlayacak olan, hukukun herkese eşit uygulandığı Adalet dağıtanların tarafsız ve bağımsız kararlar aldığı bir sistem ile olanaklıdır. Bunun yolu da parlamenter sistemin, yani kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi ile mümkündür. ' Demokrasi'' diye iktidara gelenler, silahı ve darbeyi yeniden ülke gündemine sokmuşlardır. Terörle, çatışmalar, baskılar ve ölümlerle geçen bir süreci yaşıyor ve tanıklık ediyoruz. Bu düzene alıştırılmaya çalışıyorlar, böyle gelmiş böyle gider dememizi başka türlü bir ülke kurulamayacağına inanmamızı bekliyorlar” ifadelerini kullandı.
“MİLYONLARIN ORTAK TALEBİ ADALETTİR”
Sunar mesajında son olarak şu ifadelere yer verdi, “ Oysa 16 Nisan referandumu gösterdi ki iktidarın elindeki tüm güce rağmen, 'hayır ' diyen teslim olmayı reddeden 'bu ülkeyi siz bu hale getirdiniz' diyen milyonlar var. Milyonların ortak paydası, ortak talebi adalettir. Adalet olmadan ekmek ve özgürlük olmayacağına inanıyoruz. Bu nedenle sadece ADALET diyoruz. Bu ülkeye yeniden adalet gelmesi için sadece adalet yazan pankart ile Ankara’dan İstanbul’a Adalet yürüyüşünü başlatan Genel Başkanımıza desteğimiz sonuna kadar devam edecektir. Bu ülkeye adalet gelene kadar yılmadan, daha da büyüyerek ve güçlenerek mücadeleye devam edeceğimizi haykırıyoruz.” SERKAN KÜL