Tarih: 05.04.2021 20:19

Avukatlar/Barolar hiçbir kuvvetin vesayetini kabul edemez

Facebook Twitter Linked-in




Anıta çelenk sunan Manisa Barosu Başkanı Av. Ali Arslan hayatını kaybeden bütün avukatları andı. Arslan, bu sene yapılan bütün etkinliklerin iptal edildiğini belirterek, etkinliklere harcanması planlanan paranın öğrencilere katkı sağlamak adına Türkiye Eğitim Vakfına bağışlandığını açkladı. 

Arslan, “Hakkın, hakikatin savunucusu, bağımsız yargının güvencesi, adalete hizmetin fedakar ve cefakar neferi, demokratik, laik hukuk devletini yaşatmak için direnen, cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan; Yargıyı bağımsız kılmak adına mücadele eden, hak ve özgürlüklerin korunması için savaş veren tüm meslektaşlarımı sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Bu yıl 5 Nisan’ı derin bir üzüntü ile karşıladık. Cumartesi günü vefat eden genç meslektaşımız Av. Muhammed Halil Yavuz’u bugün ebedi yolculuğuna uğurlayacağız. Meslektaşımızı rahmetle anıyorum. Camiamıza başsağlığı diliyorum. Meslektaşlarıma, yakınlarına, sevgili meslektaşımız eşi Av. Fikriye Çam Yavuz’a sabır diliyorum.   Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, bizlere çağdaş, laik, sosyal hukuk devleti içinde yaşamayı hedef gösteren yol göstericimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını huzurlarınızda rahmetle ve minnetle anıyorum.  Bu güne kadar Manisa Barosunda görev almış başkanlarımıza ve kurul üyelerimize, Manisa Barosu üyesi siz değerli meslektaşlarıma, ülkemizde hukuk, meslek adına emek veren katkı sunan tüm hukuk ve yargı camiası üyelerine, vermiş oldukları katkı ve emeklerinden dolayı şükranlarımı sunuyor, hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum” diye konuştu. 
     
Avukatların bağımsız yargının, hakkın savunucusu, yargının üç ayağını oluşturan unsurlarından biri olduğunu kaydeden Arslan, “Avukatlar görevini yaparken Ülkemizde halkımızın yaşadığı sorunlardan, demokrasinin tüm kurumları ile çalıştırılması çabasından, tam bağımsız Türkiye hedefi doğrultusunda çalışmaktan ayrı duramaz, ayrı tutulamaz. Süreç içerisinde Avukatların konumu itibarı ile güçlendirilmesi, siyasi ve ekonomik bağımsızlığının arttırılması gerekirken ne yazık ki mesleğe her geçen gün yeni bir darbe vurulmaktadır. Avukatlar; avukatlar gününü kutlayamayacak duruma gelmiştir. Çünkü savunma görevini yaptığımız müvekkillerimizin yargılandığı suçlar sebebiyle suçlanıp tutuklanıyoruz. Davaların tarafı gibi görülüp saldırıya uğruyoruz. Günlük siyaset yapanlar tarafından sürekli itibarsızlaştırılmaya çalışılıyoruz. Savunma haklarımız geriletilip sesimiz kısılıyor, bu yüzden temsil ettiğimiz vatandaşımızın da sesi kısılıyor. CMK tarifeleriyle asgari ücretlerin altında angarya ile çalıştırılıyoruz. Sosyal güvencelerimiz geriletiliyor. Kamu hizmeti yaptığımız unutturuluyor. “Efendimiz yok bizim” diye itiraz ettiğimiz için sürekli ötekileştiriliyoruz. Zorunlu alternatif uyuşmazlık çözümü altında adalet özelleştirilip vatandaşın ve avukatın hak alanları daraltılıyor. Hak üstündür kavramı geriletilip yerine menfaat üstündür kavramı getiriliyor. Avukatlık kanunumuz idari kararlarla engellenip genel kurullarımız yaptırılmıyor. Baroların bölünerek güçsüzleştirilmesi ve siyasallaşmasının önü açılmak isteniyor. Hukuk Fakültesi sayısı sürekli arttırılarak ihtiyaç fazlası hukukçu yetişmesine sebep olunuyor. Dava takipçileri için yapmış olduğumuz şikayetler, açılan davalar sonuçsuz bırakılıyor. Savunma zayıflatılıyor, savunmanın eli kolu bağlanıyor. Bu sıkıntılar içerisinde 5 Nisan Avukatlar günü için burada toplanmış bulunuyoruz” dedi. 
Tarihi binlerce yıla dayanan ve halkın hak arama özgürlüğünün somutlaşması olan mesleğe, savunmaya yapılan saldırının halka yapılan, özgürlüğe yapılan, demokrasiye yapılan, geleceğe yapılan saldırı olduğunu vurgulayan Arslan, “Unutulmamalıdır ki, Avukatların sesi kesilirse, yurttaşların nefesi kesilir. Her zaman söylediğimiz üzere yargının bağımsızlığı, yargılama faaliyetinin adil olması bakımından hayati öneme sahip, vazgeçilmez bir nitelik arz etmektedir. Ancak yargının gerçek anlamda bağımsızlığının en temel şartı, hatta olmazsa olmazı, savunmadır. Savunma olgusu evrensel nitelikte temel hak ve özgürlüklerin yanı sıra tüm hak ve özgürlüklerin en önemli ve vazgeçilmez bir unsurudur.  Temel hak ve özgürlüklerin en büyük güvencesi hak arama özgürlüğüdür. Bu özgürlüğün, bireylerce Avukatlar aracılığıyla kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Yargı, yalnızca yargıçlara, yalnızca savcılara, yalnızca Avukatlara bırakılamayacağı gibi yalnızca seçilmişlere de bırakılamaz. Yargı milletin kamusalıdır. Bağımsızlık ve tarafsızlık önceden verilen bir paye, bir lütuf değildir. Çetin ve zorlu bir mücadele direnci ve kararlılığıyla kazanılmıştır. Biz Avukatlar bağımsızlığımız için mücadeleye ve direnmeye devam edeceğiz. Avukatların ve onların temsilcisi Baroların vazgeçemeyecekleri temel hedefi bağımsızlıktır. Avukatlar/Barolar hiçbir kuvvetin vesayetini kabul edemez.  Cumhuriyet tarihimizin değişik dönemlerinde iktidarlar yargıyı kullanarak kendi hedeflerine ulaşmaya çalışmışlardır. Bu çabalar kısa dönemde başarılı oluyor gözükse de bir süre sonra aynı yargı kendisini amaçları doğrultusunda kullanmak isteyenleri yargılar konuma gelmiştir. Savunmanın ve yargının üzerinde oynanan oyunlara son vermek gerekir. Her ne koşulda olursa olsun adil/dürüst yargılama hakkından, savunma dokunulmazlığından, hukukun evrensel ilke ve değerlerinden vazgeçemeyiz. Ağır ekonomik koşullarla dişe-diş boğuşan genç Avukatlarımız fikri ve ruhsal gelişmelerini bir kenara bırakmak zorunda kalmıştır. Staj döneminde ve stajını bitiren genç meslektaşlarımızın çektiği sıkıntılar, yaşadıkları gel-gitler bizi üzmekte ve mesleğin kanayan yarası olmaya devam etmektedir. Avukatlara uygulanan vergi sistemi de mesleği icra etmemizi güçleştirmektedir. KDV oranları sıfırlanmalıdır. Avukatlık mesleğine yapılan saldırılar biran önce önlenmeli, iş takipçileri için daha ağır cezai yaptırımlar getirilmelidir. Avukatın yerine geçerek iş takibi yapan kişi ve kurumlar için yeterli yaptırımlar uygulanmadığından caydırıcı olmamaktadır.     Biz Avukatlar bir bütünüz ve birlikte çalışmalıyız. Hem ülkemize hem mesleğimize karşı olan sorumluluklarımızı bu güne kadar olduğu gibi bundan böylede birlikte yerine getirmeliyiz. Mesleğimizin sorunları büyük ve büyümeye de devam ediyor. Bu sorunları çözmek için birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Hepimizin temel bir gayesi var; Hakimiyle, Savcısıyla, Avukatıyla, tüm Adliye personeli ile hak arayışına katkı sağlamak, gerçek adalete ulaşılmasını sağlamak. Maalesef ki her geçen gün bir önceki günden daha iyi olmuyor fakat biz umudumuzu kaybetmeden üzerimize düşeni yapmalıyız. Karamsarlık, ümitsizlik belki dünyanın en kolay işidir ancak zorluklar içinde umudumuzu koruyarak yapıcı tutum ve davranışlarımızla, doğru iletişim yöntemleriyle sorunları çözmeye çalışmak mesleğimiz ve temsil ettiğimiz kurumlarımız açısından daha doğru ve yakışır bir yoldur. Avukatlar sesteki nefestir. Avukatlar hep vardı, bundan sonra da var olmaya devam edecekler’  Duruşma salonlarında, vatandaşların ihtiyaç duyduğu her yerde ses olmaya devam edecekler.  Hakkın, hakikatin savunucusu, bağımsız yargının güvencesi, adalete hizmetin fedakar ve cefakar neferi, Adalet şövalyesi, hukuk savaşçısı, yurttaşların sesi olan bütün Avukatlara selam olsun” dedi.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —