Zeytinyağına getirilen ihracat yasağı, sektörde şok etkisi yarattı. Akhisar Ticaret Borsası Başkanı
Alper Alhat, ihracat yasağı yerine iç piyasanın desteklenmesi gerektiğini söyledi. Alhat “Eğer raf
fiyatları düşürülmek isteniyorsa, dar gelirli vatandaşlarımızın alışveriş yaptığı Tarım Kredi
Kooperatifleri’nde, Et Balık Kurumu’nun sübvansiyonlu ucuz et satışı gibi, son tüketiciye 100 liradan
zeytinyağı satılarak, maliyet ile aradaki fark, Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFiF) havuzunda
biriken paradan karşılansın” dedi.
Ticaret Bakanlığı, zeytinyağındaki artan dış talep ve dünya fiyatlarındaki yükselişin, yurt içi tüketici
fiyatlarına olumsuz etkisinin sürdüğünü ifade ederek 1 Ağustos 2023 itibariyle dökme ve varili
zeytinyağına 1 Kasım 2023’e kadar ihracat yasağı getirdi. Yapılan açıklamada ise sektör temsilcilerine
zeytinyağı ihracatına yönelik ek tedbirler alındığının bildirildiği ifade edildi.
Akhisar Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Alper Alhat, devletin tüm sektörlerde düzenleyici
tedbirler alma yetki ve sorumluluğunun olduğunu belirterek “Ancak bu uygulamaların hedeflenen
amaca ne kadar hizmet ettiği ara ara ölçümlenmeli. Olumlu-olumsuz sonuçları dikkatlice izlenmeli ve
gerektiğinde revizyonlarla, sektörün ve ülkenin faydasına en uygun hale getirilmeli” dedi.
Zeytinyağı ihracatçılarının, iki yıl üst üste iki farklı bakanlığın, iki farklı yasak uygulaması deneyimini
yaşadığını hatırlatan Alhat, "İlk sene rekolte eksikliği ve pandemi belirsizlikleri nedeniyle Ticaret
Bakanlığı’nın Resmi Gazetede yayınlanmayan bir kararı söz konusuydu. Ancak ne hikmetse yasak
sırasında önceki yıldan daha fazla dökme ihracatın gerçekleştiği garip bir durum oluştu. İkinci sene ise
Rusya-Ukranya Savaşı belirsizliği nedeniyle bu sefer Ticaret Bakanlığı yerine Tarım ve Orman
Bakanlığı, olması gerektiği gibi Resmi Gazetede yayınlanan bir yasak koydu, bu yasak ise sektörel
taleplerle kısa sürede kaldırıldı” diye konuştu.
“YASAĞIN FAYDASI YOK”
Bu yıla geldiğimizde ise Ticaret Bakanlığı, önce ton başına 200 Dolar fon koyduğunu açıkladı ve
kesinlikle yasak olmayacağı söyleniyordu ama iki hafta içinde tekrar yasak geldiği haberleri
konuşulmaya başlandığının altını çizen Alhat, şöyle devam etti:
“Konuşulmaya başlandı diyorum çünkü yine ilk sene olduğu gibi Resmi Gazetede yayınlanmış bir
karar ya da firmalara yazılı tebligat henüz göremedik. Bakanlıktan sadece ‘ilave tedbirler aldık’
şeklinde bir basın açıklaması var. Resmi Gazete'de yayınlanmamış çerçevesi belli olmayan bu tür
engellemeler yakışmıyor. Sektör temsilcileri ile istişare etmeden, onlara hazırlanmak için fırsat
tanınmadan, olası ticari sonuçlarını umursamadan ani kural değişikliklerine gidilmesinin olumsuz
sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz, bunu da doğru bulmuyoruz”
Alhat, bu iki yılda alınan tedbirlerin, hedeflenen amaçlara sağladığı katkı ya da yarattığı olumsuz
sonuçların ölçümlenmiş olması gerektiğini vurgulayarak “Eğer amaç enflasyonla mücadele etmek için
yağ fiyatlarını düşürmek ise en başından beri söylediğimiz gibi yasakla düşmez. Bu iki denemede de
bunu gözlemledik, artık anlamış olmamız gerekiyor” diye konuştu.
ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Türk zeytinyağı üreticisinin pandeminin en zor dönemlerinde dahi üretimi aksatmayarak ve tedarik
zincirini bozmayarak görevini yaptığını hatırlatan Alhat, artık günlük değil önümüzü görebileceğimiz
tutarlı politikalar belirlenmelidir” dedi. Fiyatı düşürmek için somut bir öneride bulunan Alhat “İki
hafta önce yürürlüğe giren, DFİF kapsamındaki fon kesintilerinden birikecek parayı, ambalajlı
zeytinyağı ihracatı ile birlikte iç tüketime yönelik desteklemede kullanalım. Sayın
Cumhurbaşkanımızın arzu ettiği doğrultuda dar gelirli vatandaşlarımızın alışveriş yaptığı Tarım Kredi
Kooperatifleri’nde, Et Balık Kurumu’nun sübvansiyonlu ucuz et satışı gibi son tüketiciye 100 liradan
zeytinyağı sattıralım , maliyet ile aradaki farkı da DFiF havuzunda biriken paradan karşılayalım” dedi.