Ak Parti'ye Oy Verdi Diye…

15 Temmuz Darbe Girişimi'nin ardından, FETÖ/PDY'nın Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki yapılanması tek tek ortaya çıkartılırken, , FETÖ/PDY mağdurları da o dönem yaşadıkları sıkıntıları anlatmaya başladı. Sırf Ak PArti'ye oy verdiği gerekçesiyle çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalan ve çok sevdiği askerlik mesleğinden ayrılmak zorunda kalan Saruhanlı Belediye Başkan Yardımcısı Suat Diktaş yaşadıklarını Yenigün Manisa Gazetesi'ne anlattı.

TAFICS Erzincan Bölge Muhabere Birlik Komutanlığı emrinde Mu.Bçvş. olarak görev yaparken BİMER'e bir yazı yazdınız. Sonrasında neler yaşandı?

2011 yılında her Türk vatandaşının başvurma hakkı olan BİMER'e çalıştığım kurum olan Türk Silahlı Kuvvetlerinde yaşadığım sıkıntıları, bazı şahsi görüşlerimi belirten ve içinde hiçbir şahıs ve kuruma hakeret içermeyen bir yazı yazdım. Müracaatımın BİMER tarafından TSK'ya yazı ile bildirilmesini müteakip mobing’e maruz kaldığım günler başladı.  

O güne kadar beni çalışmalarımdan ötürü defaten takdir eden ve beni diğer çalışma arkadaşlarıma iyi yönde örnek olarak gösteren amirlerim bu yazım dolayısıyla beni zararlı bir personelmişim gibi gösterme gayretine girdiler.  Bununla yetinmeyip 2012 yılı tayin döneminde beni başka bir birliğe sürgün tayini yapmak için resmi yazı yazmışlardır. Böyle bir sürgün tayini ile karşı karşıya kaldım. Anayasal bir hakkımı kullanmıştım ve sonucu sürgün tayini olmuştu.

O yazıda suç unsuru var mıydı?

BİMER'e yazmış olduğum yazıda suç teşkil eden bir ifade bulunmuyordu. Fakat yazımda 2002 yılından itibaren AK Partiye oy verdiğimi beyan etmiş olmamdan ötürü defaten baskı gördüm. Bu baskılar sicilimin bozulmasına ve Erzincan içinde atama görmeme ve hepsinden önemlisi maddi ve manevi sıkıntı çekmeme neden oldu. 

Ben vatanımı ve milletimi canımdan çok seven ve bu uğurda doğruları yapmaya çalışan bir insanım. Bu düşüncem doğrultusunda her seçimde AK Partiye oy verdim ve vermeye devam edeceğim. Hiç bir şey beni doğru olduğuna inandığım yoldan döndüremez. Ben her zaman Hak'tan ve adaletten yana olmaya çalışan bir birey olarak; maruz kaldığım haksızlık ve kötü muamelelere başka hiç bir kimsenin maruz kalmaması ve de bana yukarıda anlattığım üzere haksızlık yapanların yaptıklarının yanlarına kalmaması için o dönem Askeri Yüksek İdare Mahkemesine  müracaat ettim.  Adaletin yerini bulmasını istedim.Sonuç olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesindeki davayı da kaybettim.

Yaşadığınız bunca sıkıntı Ak Parti'ye oy verdiğiniz için miydi?

TSK, milletimizin, hepimizin ordusudur. Asla ve asla komuta etmek için yetkilendirilmiş şahısların şahsi bir kurumu değildir. Fakat içinde bir zümre sanki kendi şahıslarının malı gibi görmekte ve menfaatleri yönünde yönetmektedir. Adaletin olmadığı bir kurumun düzgün çalışması asla düşünülemez. Bulunduğu bölgede sözü daha çok geçen güzel Türkiye'mizin daha güçlü olabilmesi için elbet güçlü bir ordu şarttır. Güçlü bir ordu için ise adil ve hakkaniyetli kanunlarla yönetilmesi gereklidir.

Şunu açık yüreklilikle söylüyorum ki; AK Partiye oy verdiğim için sürgün tayinine değil Fizan'a bile gönderseler ben inandığım davamdan vazgeçmem. Ben başta Sayın Cumhurbaşkanıma, Sayın Başbakanıma ve değerli çalışma arkadaşlarına inandım ve güvendim. Büyük Türkiye'miz için tek şansımız Sayın Cumhurbaşkanımız olduğunu çok iyi biliyorum. İnancım doğrultusunda gerekirse, yanlış yöne giden tankların önüne yatar, canımı da feda ederim.

Sizi ne ile suçladılar?

Malumunuz olacağı üzere bana yapılan baskının benim Ak Parti'ye oy verdiğimi BİMER'e yazmamla ilişkilendirmediler. Yani kılıfı ona göre hazırlamışlar. Fakat, şöyle de bir gerçeklik vardır ki, benim TSK'lerindeki hayatım BİMER'den önce, BİMER'den sonra şeklinde ikiye ayrıldı. Önceleri yukarıda arz ettiğim gibi her şey normal iken birden ben zararlı, Ak Partili, Komutanlarından değil de o dönem Başbakan olan sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan medet uman bir personel konumuna getirildim. Evet ben Ak Partiliyim, Komutanlarımdan değil Başbakanımdan medet umuyorum bunlar doğrudur .

Tüm ülkemizin demokrasi, insan hakları, eşitlik ve gelir dağılımından azami ölçüde faydalandığı bu özgürlük ortamını bize sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan sağlamıştır. Benim buradaki sıkıntım, yukarıda da arz etmeye çalıştığım gibi, ülkemizdeki bu özgürlük ve suç teşkil etmeyen bireysel fikirleri açıklama çağında benim Ak Parti'ye oy verdiğimi söylememle bana yapılan baskı ve haksızlıklara bir başkaldırıdır. Yine sayın Cumhurbaşkanımızın sık sık tekrar ettiği  'Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır' Hadis-i Şerif de belirttiği gibi ben bir haksızlığı dile getirmek istedim.

Burada bir anekdotu anlatmam biraz ızdırabımı açıklamama yardımcı olacaktır. BİMER'e yazdığım yazı sonrasının günlerinin birinde, dinlenme odasında otururken Komutanımız içeri girdi ve 'içimizde AKP'ye oy verenler var' çok güvendiği başbakanı kurtlar sofrasına attı, şimdide kurtarsın da görelim şeklinde bir kelime kullandı. Bunu kullanırken Ak Parti sanki oy verilmeyecek, sakıncalı, yasak bir partiymiş gibi dillendirildi. Oysa Ak Parti her vatandaşımızın ikisinden birinin oyunu almış bir partidir. Yani demek istediğim benim Ak Parti'ye oy verdiğim söylenerek ötekileştirilmem sağlanmaya çalışıldı. Benim o dönem içinde bulunduğum durum, sürgün atamam dahil, Ak Parti'ye oy verdiğimi söylediğim için olmuştur. Tüm çalışma arkadaşlarım bu olaylara şahittir. Ana gayem; hiç kimseye hak etmediği davranışları kimsenin yapmaması ve BİMER'e yapılan müracaatların geri dönüşünün bu şekilde olmasını engellemek içindi.

15 Temmuz darbe girişimi hakkındaki görüşünüz nedir?

Biz, bu kutlu davaya başımızı koyduk. Bu darbe girişimi Allah’ın izniyle liderimize güvenen milletimizin azmi ile püskürtülmüştür. Bu davaya gönül vermiş, bedel ödemiş bir birey olarak, gerektiğinde tüm fertleriyle inancı, vatanı, bayrağı, devleti uğruna savaşabilen, bunu göze alan bir milletiz. Bu milleti kimseye böldürmeyiz. Bu bayrağı asla yere düşürmeyiz. Bu vatanın üzerinde kimseye operasyon yaptırmayız.

Bizim yoldaşımız millettir. Milletimizle beraber yürüdüğümüz müddetçe bizi yolumuzdan ayırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Rabbim milletine kendini adamış kefeni ile yola çıkan uzun adamı başımızdan eksik etmesin. ZÜLFÜKAR SEKİZLER