Anadolu Gençlik Derneği Manisa Şubesi öncülüğünde Yunusemre Saruhanbey Camiinde gıyabi cenaze namazı kılındı ve ardından Manisa Şube Başkanı Hüseyin Eroğlu basın açıklaması yaptı
İsrail'in Beyrut'ta düzenlediği saldırıda şehit edilen Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Büyük Komutan, Mücahid, Dava Adamı Şeyh Salih Aruri ve 7 Ekim'den bu yana şehit olan tüm Filistinli kardeşlerimiz için Çarşamba günü Yatsı Namazı sonrası, tüm Türkiye'de Gıyabi Cenaze Namazı kılındı ve Basın Açıklamaları yapıldı.
Manisa Yunusemre Saruhanbey Camiinde yapılan açıklamada şube başkanı Hüseyin Eroğlu şunları söyledi;
Bismillahirrahmanirrahim Müminlerden öyle yiğit kimseler vardır ki; allah’a verdikleri sözü yerine getirdiler, kimileri onun yolunda can verdiler – şehid oldular, kimileri de sıralarını bekliyorlar; kesinlikle sözlerini değiştirmediler. (ahzab suresi, 23)
Allah yolunda öldürülenlere sakın ‘ölü’ demeyin. Onlar diridirler. Ancak siz bunu bilmezsiniz. (bakara suresi, 154)
Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdır. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. (maide suresi, 51)
Kıymetli müslümanlar, değerli basın mensupları,
1948 yılında başlayan israil terörü, üzerinden yaklaşık 80 yıl geçmesine rağmen her geçen gün şiddetini artırarak devam ediyor. İşte kutlu 7 ekim sabahından bugüne çoğu çocuk, kadın, yaşlılar olmak üzere yaklaşık 30 bin gazzeli vahşice şehid edildi. Hiroşimaya atılan atom bombasından fazlası kardeşlerimizin başına yağdırıldı.
geride bıraktığımız 3 ayda gazze’de 2 milyon kardeşimiz yerinden edildi, evleri, işyerleri, okulları tarumar edildi. Milyonlarca sivil bir lokma ekmeğe muhtaç edildi, hastaneler vuruldu, camiler yıkıldı, su ve elektrik alt yapıları kullanılmaz hale getirildi. Bütün bu vahşete, katilama, zorluklara rağmen sivil veya asker hiçbir gazzeli geri adım atmayarak, allah’tan gayrısına sığınmayarak, yer yüzünün en şerefli topluluğu olduklarını tüm dünyaya ispat ettiler!
Bir yanda bunlar yaşanırken, diğer yanda başta islam ülkeleri olmak üzere tüm dünya ülkeleri yaşanan soykırımı büyük bir acziyet içinde izlemeye devam etti, ediyor! Hristiyan takvimiyle yeni bir yılın ilk günlerini yaşadığımız şu zaman dilimi içerisinde, 2 milyonu aşkın gazzeli için tek bir somut adım ne batı ne doğu dünyasından atılabilmiş değil!
Marakeş’ten, jakarta’ya milyonlarca müslüman ve guanzu’dan vaşington’a vicdanlı kalabilmiş batı ve doğu halkları, katliamları lanetliyor, sokaklara dökülerek katil israili, detekçilerini ve sessiz kalan işbirlikçi hükumetlerini göreve çağırıyorlar. Ancak yukarıda da zikrettiğimiz üzere üç beş cılız açıklamanın ötesinde hiçbir adım atılabilmiş değil. Savaşı durdurmak, israili cezalandırmak şöyle dursun, israilin onayı ve izni olmadan, refah sınır kapısından gazzeye insani yardım sokmayı dahi beceremeyen bunca ülke, bunca lider, bu son imtihanı maalesef verebilmiş değildir. Aksine israile can suyu olacak ticaret yolları ve kapılar sonuna kadar açılmış, tüm dünya bu suça bile isteye ortak edilmiştir.
Öte yandan 7 ekimden bugüne, bir avuç inanmış mücahid, canlarını hiçe sayarak, kısıtlı imkanlarla ortadoğu’nun habis kanserine kök söktürmekte, işgalci israil’i gazzeye adım attığı güne pişman etmektedir.
Bir tarafta dünyanın en iyi teçhizatları içerisinde dünyanın en korkak askerleri, vahşi işgalciler;
Karşılarında ise yalınayak cepheye koşan, cansiperane bir mücadele sergileyerek, her gün yeni bir müjde ile gönüllerimize su serpen izzeddin kassamın onurlu evlatları! Gece gündüz demeden işgale, vahşete ve katliamlara karşı çelikten imanlarıyla direnen bir halkın en güzide evlatları! İslam milletinin onurunu ayaklar altından çekip kaldıran yiğitler! Şehadete fevç fevç koşan hamiyetperver mücahidler!
Aziz kardeşlerim!
Dün akşam saatlerinde, hamas’ın lider kadrosundan, mücahid salih aruri’nin, katil israil tarafından düzenlenen suikast neticesinde, beraberindeki 4 mücahidle birlikte şehadete yürdüğü haberiyle büyük bir üzüntüyü yaşadık, yaşıyoruz. Büyük komutan izzeddin el kassam’ın, şeyh ahmed yasin’in, yahya ayyaş’ın, abdulaziz rantısi’nin açtığı kutlu yolda, son basamak, son köşe taşı şehid salih aruri oldu.
Şehid aruri katıldığı bir televizyon programında “allah’tan (cc) başka kimse, ölümümü ne bir an ileri veya geri çekemez! Bu yaşa ulaşacağımı ilk hiç beklemiyordum. Uzatmalardayız, bizi tehdit edecek bir şey yok. Biz imanlı insanlarız. Şehadeti allah'a kavuşmak ve büyük bir zafer olarak görüyoruz!” İfadeleriyle şehadete olan büyük arzusunu dile getirmişti.
Katil israil, salih aruri’nin parçalanmış bedenini, büyük bir zafer edasıyla milyarlarca insana izletti. Konuşmamın başında okumuş olduğum ahzab suresinin 23. Ayeti kerimesinin, uhud gazvesinde mübarek bedeni müşrikler tarafından parça parça edilen enes bin nadr ra. İçin indiği kaynaklarımızda rivayet olunur. İşte salih aruri’nin şehadeti, enes bin nadr gibi cenab-ı hakk’a verilmiş sözün sadakatle yerine getirilmesinden başka bir şey değildir.
Annesi, hanımı ve kızının, büyük bir teslimiyet ve büyük bir iman nişanesi olarak şehadet payesini taşıdıklarını görmek, kadın - erkek, yaşlı - genç, hepimiz için büyük ibretler barındırmaktadır.
100 yıl önce bu toprakları vatan kılan dedelerimizin, küffara karşı gösterdiği salabetin, hamiyyetin, azmin, fedakarlığın bir benzerini bugün gazzede görüyoruz! Allahtan başka hiçbir güce perva etmeyen bu yiğitlerin, çok yakında apaçık bir zaferi islam ümmetine hediye edeceklerine dair olan inancımız tamdır. Düşmanın işlediğ suçların karşılığını bulacağı günler, şehid, şehid büyüyen zafere uyanacağımız sabahlar çok yakındır! dedi.