AGD yaptığı açıklamada, 'Milletimizin zor zamanlarında yanlarına koşan, doğal afetlerde, felaketlerde ve ihtiyaç olan her an da yanlarında olarak yaralarını sarma gayretinde olan bu kuruluşlarımızın önemini pandemi sürecinde daha iyi kavramış bulunmaktayız. Milletimiz, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” düsturuyla elindekini, avucundakini; komşusuyla, yakınlarıyla, yakın veya uzak tanımadığı insanlarla paylaşmakta ve bu yardımın gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmasında dernek ve yardım kuruluşlarımızı aracı kılmaktadırlar. Bunun yanında gençliğimizin yetişmesinde de STK’larımızın ve vakıflarımızın büyük gayretleri mevcuttur. Ülkemizde ve Dünya’da birçok alanda faaliyet gösteren bu kuruluşlarımız, gençliğimizin ve tüm insanlığın yanında yer alma gayretindedirler. Bugün TBMM’de sivil toplum kuruluşlarımızı, vakıflarımızı ve derneklerimizi işlevsizleştirecek ve STK’larımızı Siyonist ve emperyalist güçlerin kararlarına mahkûm edecek konular görüşülmektedir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine yönelik yaptırım kararlarının uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen kanun teklifi 19 Aralık 2020 tarihinde TBMM Adalet Komisyonundan geçmiş bulunmaktadır. Teklifin hazırlanma nedeni OECD bünyesindeki FATF’nin (Mali Eylem Görev Gücü-Financial Action Task Force), Türkiye ile ilgili 2018 yılı verilerine dayanarak 2019’da paylaştığı tavsiye raporu olarak gösteriliyor. FATF’ın kurucuları ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Kanada tarihte en çok kitle imha silahı kullanan devletlerdir. Bu devletlerin tavsiye kararları sorgulanmaya muhtaçken, teklif FATF’ın tavsiyelerini de aşan bir boyutta sivil toplum alanını toptan işlevsizleştirecek, denetim ve yaptırımları daha da artıran düzenlemeler içermektedir. Kanun teklifinin adı ve gerekçesi kitle imha silahlarının yayılması ve terörün finansmanının engellenmesi olarak sunulsa da, ilgili düzenleme daha çok 5253 Sayılı Dernekler Kanunu ve 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda değişiklikler öngörmektedir. İçerik açısından özellikle dikkat çekmek isteriz ki teklifin 15. Maddesiyle, basit bir soruşturma ile bile, masumiyet karinesine aykırı olarak, dernek organlarında yer alan kişinin hatta dernek organının geçici olarak görevden uzaklaştırılmasının ve derneğe kayyım atanması ile gerekli görülürse derneğin faaliyetlerinin geçici olarak durdurulmasının yolu açılmaktadır. Soruşturma ve kovuşturmaların uzunluğu ve niteliği, basit bir gizli tanık beyanı ile bile kişi ve kurumların rahatlıkla soruşturmalara dahil edilebildikleri dikkate alındığında sivil toplumun karşı karşıya bulunduğu risk anlaşılacaktır. Zor günler geçirdiğimiz şu günlerde, milletimizin takdirini kazanmış ve Dünya’ya örnek olmuş STK’larımızın, ağır yaptırım baskısıyla karşı karşıya kalmaması gerekmektedir. Bu hem milletimizin zararına olacak hem de gerçek ihtiyaç sahiplerine yardımların ulaşmasında ve milletimizin yardımlaşma ve dayanışma kültürüne büyük zararlar vereceği aşikardır. Bu sebeple söz konusu Kanun Teklifinin ikinci bölümünü oluşturan ve özellikle Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu’nda değişiklik öngören maddelerin tekliften çıkarılması gerektiğini vurgularız.Anadolu Gençlik Derneği'ifadelerine yer verildi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.
Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.