Nurlupınar'ın Manisa'nın en güzel yerlerinden birisinde yer aldığını söyleyen Ahmet Çelik, geçmişte ölümlere sebep olmuş hem de hastalık yuvası haline gelmiş su kanallarıyla Nurlupınar'ın kaderine terk edildiğini ifade etti.
Çelik "Çok değil, birkaç yıl evvel büyük bir sel felaketinin kıyısından döndük. Mahallemiz sel sularının altında kaldı. O gün şehrimizi yönetenler çıkıp biz olmasaydık daha kötüsü olurdu diye demeçler verdiler. Bugün temizlik yapmaktan başka bir fikir üreten yok. Bir sıkıntı olursa biz buradayız demekle olmuyor. Daha kötüsü derken illa can kaybı mı bekleniyor. Bugün geçmişte yaşanan riskler ortadan kalkmış değil. İklim değişikliği tüm dünyayı tehdit ediyor, ani hava değişimleri felaketlere yol açıyor. Çıkıp yeni bir sel olmayacak diyebilir misiniz? Temizlik çalışmaları kanaldan çıkan kokuyu bastırmaya bile yaramıyor. Nurlupınar'da su kanalları ile yerleşim bölgeleri iç içe geçmiş durumda. Bu kanallar buradan taşınmadığı sürece her an yeni bir sel baskını tehdidi kapıda. Biraz hava kapanıp yağmur düştüğünde yürekler ağza geliyor. Sıcaklığın yükseldiği şu günlerde kokudan cam pencere açılamaz halde. Sinek, böcek ne ararsanız burada. Mahalleli kokudan, hastalık korkusundan, sel endişesinden bıkmış vaziyette. Birkaç yıl önce iki yavrumuz sıcaktan bunalıp serinlemek isterken burada can verdi. Bu yüzyılda göz göre göre vatandaşlarımız çaresizliğe, kaderine terk ediliyor. Pek çok kirli mesele gibi kafanızda burasının da üstünü örtmüşsünüz. Ancak kanallar Nurlupınar'dan taşınmadığı sürece bu mesele çözülmez.
Bizim insanımız eskisi gibi artık her şeye inanmıyor. Söylendi olmadı, söylendi olmadı. Biz olmadık şeyi vaat etmeyeceğiz. Şimdi gidiyoruz. Barbaros ve Nurlupınar mahallerine kanalımızı kapatacak mısınız diyorlar. Herkes vaat etmiş. Devlet Su İşleri ile yaptığımız görüşmede izin vermiyor. Kanalın zaten kapanma ihtimali yok. Ama herkes atmış, tutmuş. Biz kapatmayacağız ama Devlet Su İşleri’ne proje sunarak kanalı taşıyabiliriz.
Her yağıştan sonra aynı görüntüleri görmekten vatandaş artık sıkıldı. Geçmiş olsun denilerek geçiştirildiğini görüyor. İnsanımız haketmediği bu çaresizliği vakti zamanı gelince en iyi şekilde değerlendirecektir." dedi