1
Manisa’da bir anne hasta olan iki çocuğuna bakmak için mücadele ediyor. Acılı anne devletten, yetkililerden yardım bekliyor.
Manisa’nın Şehzadeler ilçesine bağlı köyden mahalleye dönüşen Yeşilköy Mahallesi’nde 3 yıl önce eşini kaybeden anne Rabia Coşkun’un (61), oğlu Naci Coşkun(38) 2012 yılından itibaren beyin hastalığı olan Huntington Hastalığına yakalandı. Annesi hastalığının çaresi için gezmedik doktor bırakmadı, ama bir türlü sonuç bulamadı. Annesi tek katlı evde sabahtan akşama kadar onunla ilgileniyor. Sırtında taşıyor, ihtiyaçlarını gideriyor. Kızı Zülbiye Zencirli (33) de doğum sendromu koreye yakalandı. Ayrıca hem oğlunun hem de kızının yutkunma hastalığı bulunuyor. Anne Rabia Coşkun, maddi imkanları olmadığı için iki çocuğuna da doktora götüremediğini ifade ederek devletten, hayırseverlerden destek istedi.
Anne Rabia Coşkun, “Rahatsızlığı 2012 yılından beri var. İzmir’de bir doktora götürdüm, dedi ki 8 bin kişiden 1 kişide bu hastalık var. Oğlumdaki kas erimesi belirtisi 18 yaşında oldu. 23 yaşında safra kesesi ameliyatı oldu. Oradan beri doğrulmadı gayri. Çalışıyordu 7 bir fabrikada, 5 sene başka bir fabrikada çalıştı. Çalışıyor gece acile gidiyor, gündüz işe, gece acile gidiyor gündüz işe. Onun sorunları, iş. Babası rahatsızdı, vefat etti. Önden bu oldu, ardından eşim öldü. Rahatsızlığı nedeniyle kasları, ayakları inceldi. Eller tutmuyor. Baba öldükten sonra 7 ay kapıdan dışarı çıkmadı. Baba 3 sene oldu vefat edeli. Babanın ölümüyle de uğraştı. Borçlar, harçla onlarla uğraştık, dışarıya çıkaramadım” dedi.
Yaşananlardan dolayı doktora gidemediklerini ifade eden Coşkun, “2 ay Celal Bayar Hastanesi’nde yattı. Götürmediğim doktor kalmadı. İzmir’de, Akhisar’da, Manisa’da gezmediğim doktor kalmadı. Çiğli Eğitim Araştırma Hastanesi’ne, oradan Dokuz Eylül’e gittim. Beyaz kan aldılar. Hiçbir şey iyi gelmedi. Sinir doktorlarına götürüyorum, psikiyatri doktorlarına götürüyorum. Her yeri gezdirdim bir şey bulamadım. Zahide Yetiş’e çıkalım dedik, beni aramışlar telefon çekmeyince bir daha aramadılar. Bir çarem orasıydı. İki çocuğumun da yutkunma bozukluğu var. Doktor doktor gezdiriyorum ama hep paralı elimde yok. Ücretli olunca bizde de olmayınca benim hasta değiller dediler. Param olunca İzmir Konak’ta Psikiyatri Doktoru Erhan Bayraktar var oraya götüreceğim. O bir komşunun çocuğunun da yutkunma bozukluğu varmış, ona şurup vermiş 3 gün içinde iyi oldu. Doktorlar tam olmasa da durumunda biraz düzelme olabileceğini söylüyor. Bir doktora gittik. Dilaltıyla ilgili bir hap verdi. Biraz düzeldi. Tuvalete giremiyor, sırtımda kaldırıyorum, ikimiz beraber düşüyoruz. Eh eşim öldü hangi biriyle şey yapayım” diye konuştu.
İki çocuğuyla hep ilgilendiğini aktaran Coşkun, “Akşama kadar onlarla meşgulüm. Pişiriyorum, yediriyorum. Her şeyleriyle ilgileniyorum. Bir tarafa çıkamıyorum. Bir sobaya kömür doldurayım dedim elma almış. Elmanın yarısını ısırıyor. Sen kal boğazında. Kız görüyor. 5 dakika içinde morarıyor. Hemen komşunun oğluna telefon açtım o da tarladaymış. Hemen ambulansa haber veriyorlar. Sırtına vura vura o da kendi parmağıyla istifra ede ede çıkarıldı. Şeyler geldi teyze böyle katı yiyecek verme dediler. Eh vermezsem kocaman insan, saklıyor, ne varsa buraya kilitliyorum boğazında kalır diye. Akşama kadar her şey bunlarla” diye konuştu.
Kızının rahatsızlığının doğum sendromu kore olduğunu vurgulayan Coşkun, “Onun gibi yutkunma bozuklukları var. Kızım evlendi, hamile kaldı. Üçüncü teste gittik kafası tası yokmuş bebeğin. 6 aylık oldu ondan aldılar. Ondan sonra çocuğum rahatsızlandı. Ardından yeni bir çocuğu oldu o iyi. Ondan sonra kızım da başladı stres, sinirden. Doktorlar stresten, sinirden kaldıramıyor diyor. Ağır geliyor. Kızım hep ayaklarını sürükledi” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.