(MHA) - Özdağ, konuşmasının başında Azerbaycan'ın Gence kentinden Türkiye'ye gelmek üzere havalanan ve içinde 20 personel bulunan askerî kargo uçağının Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşmesiyle ilgili taziye mesajı paylaştı; "Şehit olan kahraman evlatlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum" dedi.
Kazanın tüm yönleriyle araştırılması gerektiğini vurgulayan Özdağ, "Bu olayın ihmal veya yapısal zafiyet içerip içermediği açıklaması devletin hem kurumsal yapısına hem de millete karşı namus borcudur" ifadelerini kullandı.
"Bir işçinin, bir çocuğun, bir annenin dramı artık sıradan haber haline geldi"
Konuşmasının devamında Türkiye'de artan iş kazaları ve ağır çalışma koşullarına dikkat çeken Özdağ, Avrupa Birliği ortalamasına göre Türkiye'de iş kazası kaynaklı ölüm oranlarının beş kat daha yüksek olduğuna işaret ederek bunun sistemsel bir çöküşün göstergesi olduğunu söyledi. Ölçüsüz kâr hırsı, sendikasızlaştırma ve denetim eksikliğinin başlıca sorunlar olduğunu belirten Özdağ, "Bir ülke üretimini emeğin kanıyla sürdüremez. Bir devlet vatandaşının can güvenliğini koruyamıyorsa, o devletin varlık nedeni sorgulanır" dedi.
"Bir şehir dolusu çocuk okula değil işe gidiyor"
Türkiye'de 15-17 yaş aralığında çalışan çocukların resmi sayısının 869 bin olduğunu, kayıt dışı çalışanlarla bu sayının 3,5 milyona yaklaştığını söyleyen Özdağ, çocuk işçiliğini hem ekonomik hem de ahlaki bir çöküşün göstergesi olarak nitelendirdi:
"Sabah karanlığında elinde kalem değil makas, sırtında çanta değil yük taşıyan çocuklar var. Bir millet çocuklarını koruyamıyorsa geçmişine de geleceğine de ihanet ediyor demektir."
Kocaeli'deki facia: "CİMER'e yapılan ihbarlar sessizliğe gömüldü"
Kocaeli'ndeki parfüm deposu yangınında hayatını kaybeden 6 kişinin ardından ortaya çıkan denetim skandallarını hatırlatan Özdağ, işyerinin levhasız ve ruhsatsız olmasına rağmen faaliyetlerini sürdürdüğünü söyledi. Vatandaşların CİMER üzerinden defalarca şikâyette bulunduğunu hatırlatan Özdağ, "Bu başvurular bir bürokrasi duvarına çarpmış, sessizliğe gömülmüştür. O sessizlik altı canımızı almıştır" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a çağrı: "Başvuruların akıbetini açıklayın"
Özdağ, CİMER'e yapılan başvuruların hangi kurumlara iletildiğinin, kaç denetim yapıldığının ve neden önleyici adım atılmadığının açıklanmasını istedi.
"Bu sadece bürokratik bir rapor değil, demokrasinin gereğidir. TBMM'nin yürütmeyi denetleme görevi prosedür değil, sistemin ruhudur" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'nin temel meselesi kurumsal körlüktür"
Denetim mekanizmalarının işlememesi nedeniyle Türkiye'nin "sistematik çürüme" ile karşı karşıya olduğunu vurgulayan Özdağ, "Bir ülke sürekli 'ihmal' kelimesini konuşuyorsa, o ülke çürümeyi yaşıyor demektir. Biz 'adalet, liyakat, dikkat ve rikkat' kelimelerini duymak istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Meclis'e çağrı: "Vicdan seferberliği başlatılmalıdır"
Çocuk işçiliği, iş kazaları ve CİMER sürecindeki aksaklıkların araştırılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulması gerektiğini belirten Özdağ, devletin itibarının cezalandırmayla değil, ihmali önlemekle korunacağını ifade etti.
"Gerçek kalkınma betonla değil, insanın refahıyla ölçülür. Devletin görevi insanı yaşatmaktır" diyen Özdağ, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
"Bir ülkenin geleceği çocuklarının gülüşünde saklıdır. Gelin adaleti sisteme, merhameti bürokrasiye, insanı siyasetin merkezine koyarak yeni bir Türkiye hikâyesi yazalım."